SSK hastanelerine ince ‘operasyon’

Güncelleme Tarihi:

SSK hastanelerine ince ‘operasyon’
Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2001 00:00

KONUMUZ gene Çalışma Bakanlığı... Bir grup sendikalı işçinin mektubunda, SSK'nın son 9.11.2001'de çıkarttığı yönetmelikten söz ediliyor.Daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 616 sayılı KHK'ya dayanılarak çıkartılan bu yönetmeliğin tüm işçi, emekli ve çalışanları perişan edeceğini söylüyorlar.Okuyoruz:‘‘Bu yönetmelik, SSK hastanelerinin özerk ve kár amacı güden işletmelere dönüşmesini amaçlamaktadır. Hastanelerin kár etmeleri için ise sigortalılardan çok özel kişi ve kuruluşlarla iş yapmaları gerekecektir. Böylelikle SSK hastalarının yıllardan beri bitmeyen sıkıntıları daha da artacaktır.Yine bu yönetmelikle hastane çalışanları ise özel sözleşmeli statüye geçirilecektir. Devlet memurlarının böyle bir duruma zorlanmaları onların da işlerini kaybetmelerine yol açacaktır. Aynı zamanda geçici 4. maddede belirtildiği gibi sözleşmeli statüye geçmeyen memurlar zorla tayin edilecek, yerine yenileri atanacaktır.Bütün bunların amacı nedir? Acaba böylece Bakan Yaşar Okuyan yeni iş olanakları açarak bazı kesimleri memnun etmek mi istemektedir? SSK'lıların malı olan hastaneler böylece kimlere hizmet edecektir? Yasal olmayan bu duruma bir dur diyecek yok mudur? Hastanesini, kurumunu, işçisini memurunu düşünmeyen bir bakan, vatandaşın karşısına nasıl çıkacaktır?Yönetmeliği incelerseniz bize hak vereceksiniz.Her şey silbaştanProf. Türk, Anayasa'nın 10. maddesini de değiştirsinBİRÇOK okuyucumuz gibi Ankara'dan Yunus Bülbül de çok tepkili: ‘‘Cumhuriyet'in savcılarını kendilerine ayak bağı gören bir iktidar var. Savcıların hareket alanları yasa düzenlemesiyle kısıtlanıyor. DGM savcılarına cezalar veriliyor. Milletvekilleri ve bakanları korumak için yapılıyor bütün bunlar.Anayasa'nın 10. maddesi şöyle diyor:‘Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun hareket etmek zorundadır.'KILIF ARAMAYA GEREK YOKBu maddeyi değiştirsinler; o yasaları değiştirerek korumak istediklerini de bu hüküm içine soksunlar. Hiç olmazsa bu maddeye aykırı davranmamış olurlar. Ne bir Anayasal suç işlenmiş olur, ne de kılıf aramalarına gerek kalmaz. Bu iktidara yakışır.’’DGM yasasındaki değişikliğe çok tepki gösteren okurumuz var:4422 sayılı yasadaki suç tanımı daraltıldı... Peki bundan sonraki soruşturmalar nasıl yapılacak? Hatta mevcut soruşturmaların bile sulandırılacağı söylenebilir.Artık kimse ’Beyaz Enerji', 'Paraşüt', 'Kasırga' ve 'Vurgun' ve 'Egebank' gibi çete, çıkar ve banka soygunu gibi operasyonların yapılmasını beklemesin. Biliniz ki bu soygun ve vurgunlar sürecek.BAZI DOSYALAR KİLİTLENECEKPolis, DGM savcılarının emrinde amadeydi; polis savcıya sormadan bir işlem yapamıyor; takipçi olamıyordu. Savcı soruşturmanın tam içindeydi. Artık işleyiş teknik olarak zor olacak. Bazı dosyalar kilitlenecek. DGM'den gelen dosyalar, Ağır Ceza’da yeniden okunacak; kavranacak ve karar verilecek.... Mevcut dosyalardan zaten bunalan bu mahkemeler, DGM'lerden gelenlerle nasıl işin içinden çıkacak? DGM'ler uzman mahkeme değil miydi? Çete, soygun ve vurgun konularına karşı bir birikim sağlamamışlar mıydı?Yazıklar olsun; her şey silbaştan... Kimin, kimler için?Turizmde yeni oyunSERHAT Kunar, profesyonel turist rehberi olarak Antalya'dan soruyor: Turizm Bakanlığı'nın verdiği turist rehberi kimliklerinin yıllık vizeleri, bakanlık ve İl Turizm Müdürlükleri tarafından yapılması gerekirken, İstanbul'da 3-5 turist rehberinin ortak olarak kurdukları REVAN AŞ'nin ortaklarınca oluşturulan TUREB isimli illegal bir örgüte devredilmiştir.Aynı TUREB bu sefer bakanlık içindeki ilişkilerini kullanarak suni olarak rehberlere seminer adı altında konferans mecburiyeti getirmiş ve ona para toplama yetkisi vermiştir.7 bin rehber bu illegal örgüte ve ona çanak tutanlara karşı huzursuz olup, olaya el konulmasını beklemektedir. Ortada oynanan oyunların maddi boyutu çok yüksektir; bizim hesaplarımıza göre yıllık 625 milyardır.Sayın Mustafa Taşar, bakanlıktaki bu oyunu durdurun lütfen.GÜNÜN SÖZÜ‘‘Devleti soyan, toplumu çürüten kişi ve anlayışların korunduğu, buna karşın düşünen kafaların en ağır biçimde cezalandırılması gerektiği izlenimi veren bu yasal değişikliği benimsemeye olanak yoktur.’’(DGM Yasası'nda yapılan değişikliklerle ilgili olarak Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok'un açıklamasından...)AÇIKLAMALARSAĞLIK Bakanlığı Personel Genel Müdürü Dr. Hacı Çelik, ‘‘Dayılar çalışıyor’’ (14.11.2001) yazısına şu açıklamayı gönderdi: ‘‘Özürlü personel alımı sınavında özürlü dahi olmayan ama 'dayısı' olan hak etmemiş insanların işe alındığı belirtilmektedir. Özürlü personel sınavı 25.11.2001'de yapılacağından söz konusu iddiaların geçerlilik derecesi bulunmamaktadır. Ayrıca ÖSYM' nin yapmış olduğu DMS sınavını kazanan personelin yerleştirmeleri Başbakanlık DPB'ce yapıldığından konu hakkında da Bakanlığımızca yapılacak bir işlem bulunmamaktadır.’’Doğru, bütün torpilin sözlü sınavlarda olduğu da bir gerçek.KÖY Hizmetleri Genel Müdürü Hüseyin Alioğlu'nun açıklaması: 9.11.2001'de köşenizde yer alan Şanlıurfa, Siverek İlçesi Taşlı Köyü, Siverek-Karakeçi TCK yoluna 7. km uzaklıkta olup, geçmişte stablize yapılmış 234 kontrol kesim numaralı 1. derece grup yolumuzdur. 12.11.2001'de iş makinelerimiz bölgeye gönderilmiş olup, yolun stablizeli bakımına başlanmıştır. Siverek'in toprak yapısı gereği yollarının çabuk bozulma özelliği olduğundan zaman zaman ulaşımda bazı sıkıntılar yaşanabilmekte olup, yolların stablize bakımları programlar dahilinde yapılmaktadır. Söz konusu duruma göstermiş olduğunuz ilgiye teşekkür ederim.KASTAMONU Valiliği, Av. Halit Arslan'ın 4.11.2001'deki talebine şu yanıtı gönderdi: Merkez Parmaklı Türbe İlköğretim Okulu 12 derslik ve 4 daireli lojman olarak projelendirilmiş, 34 milyar lira keşif bedelli üzerinden emanet + % 8.15 indirimle ihale edilmiştir. Ancak müteahhidin taahhüdünü zamanında yerine getirmemesi üzerine İl Daimi Encümeni'nin 26.6.2001 gün ve 371 sayılı kararı ile söz konusu iş feshedilmiştir. Okul inşaatının kalan kısmı ihale edilerek 2002 yılına eğitim ve öğretime açılacaktır.Pişman oldumKIZIMIN Kasımpaşa'daki ilköğretim okulunda dergiler peşin 16 milyondan satıldı; toplam ciro 7-8 milyar... Kimseye parakende fişi/fatura kesilmedi. 1 milyar küsurluk KDV buharlaştı. Toplanan paralarla okula bağış da yapılmamış. Yoksa başka yere mi yapıldı? Bu dergi satışlarını İstanbul genelinde hesap edersek, elde edilen gelir birkaç trilyon. Konuyu ilgililere bildirdim. Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey, ilgileneceğini söyledi ama bu konuda hiçbir girişimi olmadı. Defterdarlık ise bütün vergi kayıtlarını inceleyip vergi kaçağını tespit etti! Yalnış anlaşılmasın; dergicilerin değil, 20 yıllık vergi mükellefi olan bendenizin vergi kaçağını tespit etmiş. Yıl 1997. Kaçırılan vergi: 1 milyon 800 bin lira. Türkiye'de bu yazımı desteklemeyecek bir tek öğrenci velisi var mıdır acaba? Bülent AĞIRGÜN-İSTANBULMESAJTELEVOLECİLERE BAK... ‘‘Nurcanım’’ şarkısıyla ünlü olan Davut Güllüoğlu, oğlunun 8. yaş günü için Marmara Koleji'ne gitmiş, çocuklar kendisine Atatürk ve Cumhuriyet'le ilgili sorular sormuş; cevap veremeyince ‘‘Ben sizin kadar eğitimliyim’’ demiş. Minik bir öğenci de ‘‘Üzülme, manken ablalar da bilmiyor zaten’’ diyerek kendisini teselli etmiş. Bir TV kanalında da Bülent Ersoy, Ezan'ı yanlış okuyan Alişan'a ‘‘Çocuğum nota öğren’’ demiş. Hem üzüldüm, hem acıdım onlara... Televoleci anlayışın bizleri neden batırdığını daha iyi anladım.Esral ÖZDOĞAN-İSTANBULKAYYUM SANIK ÇIKTI İstanbul Minibüsçüler Odası eski Başkanı, ANAP'lı Ali Kemal Aktürk ve arkadaşları çetecilik iddiasıyla tutuklu olarak DGM'de yargılanıyor. Aynı dosyada adı geçen ve minibüs şoförlerinden tehditle para toplamakla suçlanan Emin Alagöz' Oda'nın başına, İstanbul Esnaf ve Sanatkárlar Odaları Birliği (başkanı Suat Yalkın) tarafından kayyum olarak atanmıştır. Üye kayıtlarında yapılan usulsüzlükler nedeniyle yapılacak kongre sağlıklı olabilir mi? Bizler Aktürk ve Alagöz yandaşlarından kurtulmak istiyoruz. Sanık bir kişiyi kayyum atayan oda yöneticileri suç işlemektedir.Hıdır KAPLAN- Başkan adayıOTOPARKÇIDAN KORKARIM Şişli Belediyesi'nin bugünkü ‘İster bir simit, ister bir otomobil’ kampanyasına katılacağım da, esnafa sormak istiyorum: Bir simit almak için arabanız durdurulduğunda ödeyeceğiniz otopark ücreti 1 milyon 750 lira... Bir terziye 10 dakikalık ölçü için uğrasam, bir parfümcüye gitmeye kalksam her seferinde para... İtiraz etsem, otoparkçılardan dayak yerim. Sarıgül hani seçimlerden önce otoparkları kaldıracaktı? Bunun yerine her sokağı otopark yaptı. Bir vatandaş olarak gelin 3 dakika bir yerde durun uğrayacağınız muameleyi, otopark işleticisi Tolga Savacı bir görse keşke.Gazi ORAL-OSMANBEY
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!