Soykırım olmadı yaşananlar mukatele

Güncelleme Tarihi:

Soykırım olmadı yaşananlar mukatele
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 06, 2005 00:00

Prof. Ä°lber Ortaylı, dosya için kendisine baÅŸvurduÄŸumuzda, Popüler Tarih Dergisi’nde yayımlandığı zaman geniÅŸ yankı uyandıran yazısını kullanmamızı istedi. Ä°ÅŸte o önemli yazının bazı bölümleri.1896 olayları neticesinde ortaya çıkan Hamidiye Alayları’nı sadece Sultan II. Abdülhamid’in bir entrikası olarak yorumlamak, doÄŸru deÄŸildir. Bölgenin Kürt aÅŸiretleri, Ermenilerin savaÅŸ isteÄŸine aynı yöntemle cevap vermektedir. DoÄŸuda Ermeni ve Müslüman gruplar arasındaki çatışma, bir mukateleye (boÄŸazlaÅŸma) dönüşmektedir. Birinci Dünya Savaşı’ndaki ilk yenilginin ardından, istilacı ordulara gösterilen silahlı Ermeni desteÄŸi, Alman Genelkurmayı’nın da ısrarlı önerileriyle tehcir (zorunlu göç) kararının alınmasına sebep oldu. Yakın zamanlara kadar, Talat PaÅŸa’nın ‘soykırım’ emrini içeren telgrafının, doÄŸruluÄŸu ispatlanan bir belge olduÄŸunu söylemek, güçtür. Tehcir kararında ordunun hareket alanını güvenceye almak ve Müslümanlarla Ermeniler arasındaki çatışmaları önlemek amacı olduÄŸu açıktır. KuÅŸkusuz idare bu iÅŸlemi uygularken, aktif Ermeni militanlarıyla sivil halkın çatışmaya karışmayacak unsurlarını ayırdedemezdi. Tehcir iÅŸlemini kimi idareciler oldukça kansız biçimde gerçekleÅŸtirdi, bölgelerindeki nüfusu, öbür bölgeye aktarabildi (Tehcirin hedefi Suriye ve Mezopotamya idi).BECERÄ°KSÄ°Z DAVRANIÅžLARBir kısım idareci, sürgün edilenlere karşı sorumsuz ve genelde beceriksizce davrandı; birçok yerde ise intikamcı unsurlar yaÄŸma ve katl olaylarına giriÅŸtiler. Ulaşımdaki imkansızlıklar da üste binince, istenmeyen olaylar zinciri karşılıklı acılar, Mütareke döneminde de sürecek karşılıklı çatışmalar, boÄŸazlaÅŸmalar devam etti. 1915 Ermeni Tehciri, olabilecek, yani ihtimal dahilindeki bir Ermeni isyanına karşı düşünülmüş bir tedbir deÄŸildir; bu nokta çok önemlidir. 1915 Tehciri, fiiilen ortaya çıkan isyan ve düşman orduyla iÅŸbirliÄŸine karşı alınan ve o günün ÅŸartları içinde kaçınılmaz olan tatsız bir karardır (...) ‘Genocide’ (soykırım) kavramı, Ä°kinci Dünya Savaşı’ndan sonra önem kazanması üzerine, Batı’da Ermeni olayları için çok kullanılıyor. Bunun nedenleri vardır (...) Batı Avrupa’daki çevreler, ‘genocide’ suçunun ne olduÄŸunu biliyor ve solcusundan saÄŸcısına, bu suçu Türkiye’ye yamıyorlar. Amaç; sadece siyasi, iktisadi kontrol kurmak, bölgeyi bölmek deÄŸildir. Tek başına Ermeni propoganda imkánlarının da bu kadar yaygın sonuç elde etmesi mümkün deÄŸildir. Bizim ülkemizde ise ne hükümet çevreleri ne milliyetçi tarihçiler, ne liberal entelektüeller ‘genocide’ kavramını yeterince tanımıyorlar. Genocide, mürur-u zamana (zamanaşımına) tabi olmayan bir suçtur. Hukuki sonuçları yanında, kültürel olarak da bir milletin hem mazisini hem de geleceÄŸini baÄŸlar. Sözün kısası ‘genocide,’ sadece yapanı deÄŸil, onun mensup olduÄŸu milleti de baÄŸlar. Soykırım ne devletle ne idare adamlarıyla ne de belirli bir partinin ideoloji ve fiiliyle sınırlı kalır. Bunlarla aynı kimliÄŸi paylaÅŸan herkes ‘bunlardan biri’ olarak tavsif edilir. 1915 olaylarını soÄŸukkanlı biçimde incelemek ve saÄŸlıklı sonuçlar elde ederek, birbirine çok yakın yönleri olan iki halkın yakınlaÅŸmalarını temin etmek icab eder. Ermenistan ve Türkiye, bir arada yaÅŸaması ve karnını doyurması gereken iki devlettir. Her boÄŸazlaÅŸma, her etnik çatışma, ‘genocide’ olarak nitelendirilemez. Soykırım için gerekli olan önyargılar, küçümseyici ifadeler, olumsuz bir ayırımcılık (negative discrimination) Osmanlı-Türk kültüründe yoktur. Hatta Ermeniler hakkında bir takım Hıristiyan milletlerin kültüründe var olan bu gibi önyargıların onda birine, Müslümanlar ve Türkler arasında rastlanmaz. 1914’te harbe giren Ä°mparatorluÄŸun hükümetinde, Ermeni nazırlar vardı (bunların, savaşın ilanına karşı çok vatanperverane bir tepki göstererek, istifa ettiklerini de belirtmeliyiz). Hayat görüşlerini ve yaÅŸam biçimlerini paylaÅŸan iki kavmin arasında, ‘genocide’i uygulatacak bir münáferet (soÄŸukluk) ortamı yoktu. Dahası, bizzat Ä°ttihat ve Terakki çevrelerinde, tehcir kararını tasvip etmeyen kimseler vardı. Harbin getirdiÄŸi ani yıkımın yarattığı panik, bu olaylar zincirini ortaya çıkartmıştır. Bunu böyle bilmeli, olayların tarihini olduÄŸu gibi konuÅŸmalı, yazmalı ve soykırım suçlamasını devletten önce halk olarak reddetmeliyiz.(Popüler Tarih, Ocak 2001)Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!