Soru : İradesiyle kendini vergilendirene ne derler

Güncelleme Tarihi:

Soru : İradesiyle kendini vergilendirene ne derler
Oluşturulma Tarihi: Ekim 19, 2005 20:07

Hakkı Devrim “Bu ölçütü yeni öğrendik” diyordu.

“Otuz OECD ülkesinin vergi fakiri de bizmişiz. Dünkü bir haber «kişi başına vergi geliri» karşılaştırmasını yapıyordu bu otuz ülkenin. Önce gidip (ben Referans'çıların kat komşusuyum) bilenlerden bu ne demektir, onu öğrendim. Formül şuymuş: «Toplanan verginin tamamını nüfusa böleceksiniz». Böylece kişi başına vergi geliri belli oluyor.
Yani fakirliğimizin sebebi almayışımız değil, vermeyişimiz.” (Radikal, 19 ekim)

*

Eski bir ekonomi öğrencisi olarak, bu “fakirliğimizin sebebi almayışımız değil, vermeyişimiz” cümlesine bayıldım ama ben başka bir haberin altını çizeceğim:

Takvim gazetesi’nin iki ekonomi haberinin daha doğrusu...

(1) Vergiden kurtuluş yok - TBMM'ye sunulan 2006 Bütçesi yine dolaylı vergilere emanet edildi. Önümüzdeki yıl da en büyük tahsilat KDV, ÖTV, Özel İşlem Vergisi'nden sağlanacak.

Yani vatandaş KAZANANDAN değil, HARCAYANDAN vergi alacak. Bu büyük bir adaletsizliktir.

(2) Prim affı geliyor - SSK ve Bağ-Kur’a prim borcu olanlara yönelik af, 25 Ekim’de Meclis’e geliyor... (Takvim, 19 ekim)

Başlıktaki soruyu bu ikinci sebeple sordum.

Vergi dairelerinin kapısında yazdığı gibi:

İradesiyle kendini vergilendirene Türkiye’de ne derler?

KERİZ derler!

Vergisini, sigorta primini zamanında ve tam olarak ödeyen enayi yerine konur bizde, çünkü ödemeyen ‘uyanıklar’ için nasılsa iki sene sonra ‘faizlere af, ana paraya şu kadar ay taksit’ çıkacaktır.

Bakınız Takvim’in haberi...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!