Almanlar'ın 1. Dünya Savaşı yıllarında başlattıkları operasyonlara isim takma geleneğini Amerika, 2. Dünya savaşı yıllarında devraldı. O günden bugüne o kadar mesafe aldılar ki, Pentagon'da, operasyonlara isim bulmak için bir bilgisayar programı bile geliştirdi. Türkiye ise bu yöntemi Amerikan ordusuyla aynı saflarda çarpıştığı Kore savaşı döneminde öğrendi.Amerikan yönetimi, 1989'da Panama'ya saldırı planı hazırlıyordu. Özel operasyon birliğinin komutanı General James Lindsay, operasyon ismi bulmak için çaba harcayan komutana telefon etti:- Operasyon isimleri gülünç olmamalı, Torununuzun size, dede sen bir zamanlar ‘‘mavi kaşık’’ta savaştın mı, demesini ister misiniz? ‘‘Adil Eylem’’ düşünüldü önce. Sonra ‘‘Adil Hedef’’te karar kılındı.Bob Woodward'un ‘‘Komutanlar’’ adlı kitabından aldığı bu öyküye atıfta bulunan Washington Post gazetesinden Linton Weeks, askeri operasyonlara isim bulmayı, ‘‘ağaca cıva tutturmaya’’ benzetti. Amerikan yönetiminin Afganistan operasyonuna isim bulma çabası, Weeeks'i haklı çıkardı. Önce ‘‘İlahi Adalet’’ dendi, Müslümanlar karşı çıktı: İlahi adaleti ancak Allah sağlayabilir. Zaten Başkan Bush'un ‘‘Haçlı seferi’’ gafının dumanı henüz dağılmamışken, Müslümanları bir de ‘‘İlahi Adalet’’ ile ürkütmenin gereği yoktu. Hızla çarkedildi bu isimden. İkinci seçenek ‘‘Asil Kartal’’dı. Bu isim de beğenilmedi, Amerika'nın, Müslüman ülkelere ve tabii Afganistan'a ‘‘yukardan bakışı’’nı kanıtlıyordu. Vazgeçildi. Sonunda ‘‘Sonsuz Özgürlük’’te karar kılındı. ‘‘Asil Kartal’’ belki Amerikan kamuoyunun anlayacağı bir isimdi ama ‘‘Sonsuz Özgürlük’’ de Afgan halkına yönelik bir ‘‘vaatler dizgesi’’ydi. Tıpkı Irak'a yönelik ‘‘Çekiç Güç’’ harekatının adının sonradan ‘‘Huzur Operasyonu’’na dönüştürülmesinde olduğu gibi, askeri operasyona muhatap olan ülkelerin ‘‘duyarlılıkları’’ gözönüne alınmış oldu.Weeks'e göre, ‘‘Belki de Asil Kartal'dan vazgeçilmesinde İngiliz devlet adamı Winston Churchill'in operasyon isimleri konusundaki tavsiyeleri etkili’’ olmuştu. TÜRKİYE'DE MİLAT NATOTürk Silahlı Kuvvetleri, askeri operasyonları isimlendirmeyi Kore savaşı döneminde öğrendi. İlk isimlendirmeler, 1952'de kurulan ve sonradan ‘‘Özel Harp Dairesi’’ adını alacak olan Seferberlik Tetkik Kurulu'nda uygulandı. İlk örnek Kıbrıs'ta Rumlara karşı ‘‘Türk Mukavemet Teşkilatı’’ (TMT) kurulmasıydı. TMT operasyonuna KİP ‘Kıbrıs'ı İstirdat (kurtarma) Projesi’ ismi verildi; resmi yazışmalarda bu isim kullanıldı. Bununla da kalmadı, kişiler, malzemeler bile kod isimle anıldı: Fazıl Küçük: Ağrı. Rauf Denktaş: Toros. TMT lideri: Bozkurt. Mücahit: Kurt. Eğitimci: Temizlik Kurdu. Tabanca: Serçe. Mermi: Serçe gagası.KİP operasyonunda görev almış olan emekli albay İsmail Turan, ‘‘Operasyonlarda isim kullanılması, Türkiye'nin NATO'ya girmesinden sonra başladı’’ diyor. Gladio araştırmalarıyla tanınan emekli Albay Talat Turhan, ‘‘Askeri talimnamelerde operasyon deyiminin bile geçmediği kanısında: ‘‘Operasyon kelimesi 12 Mart'ta kullanılmaya başlandı. Amerika kullandığı için biz de kullanıyoruz. 27 Mayıs harekatına bir isim verilmemişti.’’ Eski Milli Birlikçiler'den Suphi Karaman ise Turhan'ı doğruluyor: ‘‘27 Mayıs harekatında isim yoktu. Sadece parola olarak ‘inkilap'ı kullandık.’’Aslında 12 Mart'ta da Amerikanvari bir isimlendirme olmadı. Sadece dönemin Başbakanı Nihat Erim'in bir konuşmasında geçen sözcükten esinlenen gazeteler, 12 Mart harekatına çarpıcı bir isim buldu: Balyoz Harekatı. Amerika'daki gibi isim takılan ilk askeri operasyon, 1974'teki ‘‘Kıbrıs Barış harekatı’’ oldu. Kıbrıs'ı 12 Eylül 1980 izledi, Askeri müdahaleye planlama aşamasında, ‘‘Bayrak Harekatı’’ denildi. Harekat yerine operasyon lafı da o yıllarda terminolojiye girdi. 1983'te Kuzey Irak'a düzenlenen ‘‘Sıcak Takip Operasyonu’’nu, 1987'de ‘‘Sınır Ötesi Operasyon’’ izledi. 1991'deki ‘‘Süpürge Harekatı’’ sonrasında operasyon sözcüğü iyice yerleşti: Sızma Operasyonu (1992), Çelik 1 (1995), Atmaca Tokat (1996), Bahar Operasyonu (Doğu ve Güneydoğu-1997), Çekiç Harekatı (1997), Murat Operasyonu (1998), Sandviç Operasyonu (1999).AMERİKALI GAZETECİ TAKDİRLE KARŞILAMIŞTITürk polisinin bulduğu isimler gözalıcı1990'lardan itibaren askerlerin operasyon tanımını kullanması ve çarpıcı isimlerle dikkat çekmesi, polisi de etkiledi. ‘‘Baskınlar’’ bırakıldı, ‘‘operasyonlar’’ başladı. Emniyet kökenli Sadettin Tantan'ın İçişleri Bakanlığı'na gelmesiyle birlikte, operasyon isimlerinde yeni bir dönem açıldı; üstelik operasyonlara eskiye oranla daha vurucu isimler bulundu: Vurgun, Kasırga, Matador, Balina, Fırtına, Buffalo, Paraşüt, Kirli Perde, Sis, Hasat, Kartal, Picasso, Mercedes, Hayal, Serhat, Umut, Malazgirt gibi.Eski bir emniyetçi operasyon isimlerinin bu denli yaygınlaşmasından hoşlanmıyor, ‘‘Devlet gayriciddileşti, Medyatik olsun diye konuyor bu isimler. Hem de sanıklar bu tür isimlerle hakaretamiz bir kimlikle donatılıp peşinen mahkum ediliyorlar’’ diye değerlendiriyor.Hayvanseverler ise, operasyonlara hayvan adları verilmesini eleştiriyor. Milletvekilleri bu eleştirileri, 2001 yılı bütçe görüşmeleri sırasında Tantan'a hatırlatıp espriyle karışık sordular:-(Maşallah) hayvan isimlerini bitirdiniz...-Eğer bildiğiniz güzel isimler varsa bize söyleyin de kod adı yapalım...Gülüşmelerden sonra söz alan MHP Milletvekili Hakkı Duran Tantan'ı, ‘‘isim bulma başarısından ötürü’’ kutladı:-Adeta bir reklam ajansıyla çalışır gibi operasyonlara güzel isimler buluyorsunuz...Bu saptama doğru olsa gerek ki, The New York Times gazetesinden Douglas Frantz, 21 Ocak 2001 tarihli yazısında, Türk polisinin bulduğu isimleri ‘‘gözalıcı’’ diye nitelendirdi: Operasyon isimlerinin hafızalarda kalması kadar, nasıl kaldığı da önemli. Hafızalarda hedeflendiği gibi kalan isimlerden en önemlisi, Jandarma'nın yürüttüğü ‘‘Beyaz enerji operasyonu’’ydu. Adalet Bakanlığı'nın cezaevlerinde yaptığı ‘‘Hayata dönüş operasyonu’’ ise takılan isminin tam tersi bir iz bıraktı geride. Yani bulunan isim, operasyonun imajını kurtarmaya yetmedi. Türkiye'de operasyonlara isim bulmak için öyle özel yöntemler yok. Hatta polis okullarında okutulan A. Metin Hatipoğlu'nun ‘‘Operasyon düzenleme’’ adlı kitabında bile operasyon isminin nasıl konulacağına ilişkin tek satır bulunmuyor. Operasyonu yürütecek görevliler planı hazırlarken uygun isim aranıyor. Diyelim Örfi Çetinkaya için İspanya ile ortak operasyon yapılacak; ‘‘Matador’’ denir operasyona. Ya da Baybaşin için Hollanda ile operasyon yapılacaksa operasyonun adı ‘‘Siyah Lale’’ olur. Ve son söz operasyon amirinin, komutanınındır.Emniyet İstihbarat Dairesi'nin kurucusu olan emekli vali Ergun Gökdeniz de isimlendirmenin zorunlu olduğuna inananlardan. ‘‘Operasyon ismi, o dosyanın takibini kolaylaştırır, gizliliği sağlar. İsimlendirme, istihbarat operasyonlarında 1960'dan beri devam eden bir gelenektir. Eskiden asayişle ilgili operasyonlara isim verilmezdi.’’İstihbarat Dairesi kökenli olan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin
Aslan da aynı görüşte: ‘‘Kaçakçılık ve Organize Suçlarda da 1998'den itibaren planlı ve yurtdışı baÄŸlantılı operasyonlar isimlendirildi. Bu hem gizliliÄŸi saÄŸlar, hem de illere görevli sevketmekte, dosyayı kavramakta faydalı olur. Görevlileri motive eder, kolay hatırlanır.’’Türk Dil Kurumu'ndan Prof.Dr. Hamza Zülfikar, anlı ÅŸanlı polis ÅŸeflerinin ‘‘operasyon’’ yerine ‘‘oparasyon’’ demelerinden rahatsız oldu. Oturdu, ikinci hecedeki e sesinin a olarak söylenmesini eleÅŸtiren bir yazı yazdı, ‘‘Halkın kulağı bozuk telaffuzlar karşısında harap olmaktadır.’’CHURCHILL’İN TAVSÄ°YELERİ‘‘Operasyonlara konulan isimler, böbürlenen ve kendinden aşırı emin duyguları tasvir etmemelidir. Ve isimler asla saçma olmamalıdır. Sıradan sözcükler arasından seçilmemelidir’’ demiÅŸ Churchil. 1946'da Bikini Adası'nda yapılan atom bombası testlerine ‘‘dönüm noktası operasyonu’’ adını koyması, Churchill'in isim seçmekte ne kadar baÅŸarılı olduÄŸunun kanıtı. O nedenle Amerikan devlet adamları, operasyonlara isim verirken Churchill'in önerilerine kulak vermeyi hiç elden bırakmadılar: Kore (1950-1953): Cesur, Katil. Vietnam (1966-1975): MahÅŸer, Beyaz Kanat. Grenada (1983): Acil Åžiddet. Libya (1986): Eldorado Kanyonu. Ä°ran Gemileri (1988): Peygamber Devesi. Körfez (1991): Çöl Fırtınası.Â
button