“Siz kendi yolunuza devam edin...”

Güncelleme Tarihi:

“Siz kendi yolunuza devam edin...”
Oluşturulma Tarihi: Haziran 01, 2005 00:00

PARİSİlginçtir, Fransız referandumunun reddi şimdi Türkiye’nin lehine bir gelişme olarak yorumlanmaya başlandı. Herkes aynı tavsiyede bulunuyor: Bu kavganın dışında kalın. Tartışmaya girmeyin. İşinizi yapın, gelişmeleri izleyin.Bazı olaylar vardır, üzerinize doğru gelirken ürkersiniz. Çok kötü sonuçlar vereceğini sanırsınız. Felaket senaryosu düşünürsünüz. Olay patlayınca, insanoğlu farklı düşünmeye başlar. Olumsuzlukların yanısıra, işin olumlu yönlerini de araştırır ve zaman içinde taşlar tekrar yerine oturur.Fransanın, Avrupa’da deprem yaratan kararı aynen böyle oldu. İlk başlarda herkes korktu. Felaket senaryoları yazıldı, ancak bugün farklı görüşler ortaya çıkıyor. İnsanoğlu hemen yeni duruma uyum sağlıyor. Gerçekleri kabulleniyor ve bu gerçekler üzerine yeni binalar inşa etmeye başlıyor.Fransa’da ve Avrupa başkentlerindeki hava aynen böyle.Eski anlayışlar, eski alışkanlıklar, eski yönetim şekilleri artık çöpe atıldı. Pazar akşamından bu yana yeni bir Avrupanın inşası başladı. Bu yeni Avrupanın nasıl olacağı henüz belli değil. Tamamlanması da yıllar alacak. Henüz kafalar karışık. Gelinen noktanın ne anlam taşıdığı yorumlanıyor. Çıkarılacak dersler önümüzdeki hafta ve aylarda daha da netleşecek. Ancak şimdiden, bazı ipuçları ortaya çıkıyor.Örneğin, yeni Avrupa sıkı bir ceket içine girmeyecek. İngilizlerin istedikleri gibi daha esnek bir ilişki düzeni oluşturulacak. Belki birkaç vitesli bir Avrupaya yönelinecek.Yeni Avrupa , eskilerin istediği gibi kemikleşmiş ve tek sesle konuşan değil, daha fazla sesin çıktığı bir Avrupa olacak.Yeni Avrupa’da artık, Fransa eskisi gibi lider değil, eşitlerden biri konumuna girecek.Tabii bütün bu varsayımlardan söz ederken, önümüzdeki 10-15 yıl içinde yaşanacaklar da gelişmeleri etkileyecek. Orta Doğu, Irak, Çin unsuru vs, herşey Avrupanın gidişine yön verecek.Anlayacağınız, daha şimdiden karar vermemek gerek. Beklemek, gelişmeleri görmek, analiz etmek... Bizlerin pek alışık olmadığımız şeyler bunlar, ancak alışacağız.Uluslararası ilişkilerde “zaman” ve “sabır” iki önemli unsurdur.* * *...TÜRKİYE, YENİ AB’DE YERİNİ BULURTürkiye’ye bakışlar, anayasa referandumunun ertesi günü değişmeye başladı. “Türkiye’ye HAYIR” kampanyası, önemli oranda göndemden düştü. Bu sloganlar belirle çevrelerde hiçbir zaman yok olmayacak, ancak önümüzdeki yıllarda vurgulama değişecek.Yeniden inşası başlayacak olan Avrupa’da Türkiye mutlaka yerini bulacak, önümüzde yaklaşık 10-15 yıllık bir süreç var.Herşey değişecek.Dünya değişecek.Avrupa değişecek.Türkiye değişecek.Bu günden 10-15 yıl sonraki Avrupanın ne olacağına dair varsayımlar üreterek bir yargıya varmak çok hatalı olur.Bakın daha şimdiden, Fransanın önde gelen düşünürleri ile konuştuğumuzda farklı bir vurgulama ile karşılaşıyoruz.“Yeni, Avrupa, daha esnek bir düzen getirecektir. Böyle bir ortamda da Türkiye kendine daha rahat bir yer bulacaktır” diyen, Fransız Dış İlişkiler Enstitüsü (İFRİ) direktörü Dominique Moisi, şu önerilerde bulundu:“Bu tartışmalara siz katılmayın. Fazla konuşmadan kendi işinizi yapın. Hazırlıklarını daha hızlandırın. Kendinizi halka daha iyi anlatın. Yolunuzda yürüyün.”Aynı sözleri, Fransanın dış politikasını 5 yıl süreyle yönetmiş olan Hubert Vedrine’den de dinledim.Vedrine, EVET’çilerden. Bugün gelinelen noktayı, Avrupayı yöneten liderlerin halkı dikkate almamalarına bağlıyor. Türkiye’nin ilişkilerine gelince, bir dost önerisinde bulunuyor. Avrupa’nın kendi içinde son derece karışık bir ortama girdiğini, bunun uzun süreceğini ve Türk yöneticilerin bu kavgaya bulaşmamalarını tavsiye ediyor.TÜRKİYE’NİN YAPACAK ÇOK İŞİ VARDoğrusunu söylemek gerekirse, Türkiye’nin Avrupa yolunda yapacağı o kadar çok iş var ki, bir de Anayasa tartışmalarına girmesine gerek yok.Bundan böyle, (Anayasa reddedildiğine göre) Nice antlaşması yürürlükte kalacak. Nice antlaşması ne süre yürürlükte kalır, bilinmez, ancak Türkiye açısından hep yürürlükte kalması daha yararlıdır.Türkiye’nin Avrupa’da yeri var. Ankara gerçekten ister ve uygulamalarını da buna göre ayarlarsa, sonunda yerini alabilir.En yapılmaması gereken, “Avrupa birbirine düştü, bizi istemezler” diyerek, varsayımlardan hareket ederek, işi yavaştan almaktır.Türkiye istediği taktirde, onu kimse durduramaz. İşki isteyelim ve kararlılıkla yolumuzda ilerleyelim. Üstümüze vazife olmayan konulara karışmayalım.Bir de, 17 Aralık kararı ne derece önemliymiş, kendi kendimize hatırlatalım...* * *(Bu yazı, Posta Gazetesinde ve aynı gün Hürriyet Gazetesinin tüm dış yayınlarında, Hürriyet internet sitesinde (www.hurriyetim.com.tr) Milliyet internet sitesinde (www.milliyet.com.tr) ve Daily News ekibi tarafından tercüme edildikten sonra hem ana gazetede, hem de Daily News internet sitesinde (www.turkishdailynews.com.) yayınlanmaktadır.)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!