Siyasiler gölge etmese...

Güncelleme Tarihi:

Siyasiler gölge etmese...
Oluşturulma Tarihi: Şubat 01, 1998 00:00

Haberin Devamı

Türk Tiyatrosu, kaybedilen 27 yıldan sonra yeniden Yunanistan'da

Ege'nin iki yakası birbirine çok yakındır; ama yıllardır her gün yaşanan krizler, karşılıklı güvensizlik ve korkularla bir o kadar uzaktır.

Birbirinden olabildiğince uzaklaştırılan Türk ve Yunan halkı, Bizans'tan Osmanlı'ya neredeyse 600 yıldır hem içiçe hem de yanyana yaşıyorlar. Şarkılarından türkülerine, musakkadan dolmaya, kahveye kadar aynı zevkleri paylaşıyorlar. Sevinçleri, heyecanları ve hüzünleri de aynı... Ama iki halk yaklaşık 40 yıldır öylesine kopartılmış ki, adeta artık birbirini tanımıyor...

Ulusları birbirine daha da yaklaştıran müzik, resim, tiyatrodur.... Ama ne yazık ki Zülfü Livaneli ve Mikis Teodorakis gibi ünlü sanatçılar, müzik köprüsü kurmaya çalışmasa, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk ve Feride Çiçekoğlu kitaplarıyla Yunan okuyucusuna seslenmeye uğraşmasa, yıllardır neredeyse iki toplum arasında hiçbir kültürel temas gerçekleşmiyor...

1961 yılında, Devlet Tiyatrosu Kral Odipus ve Midas'ın Kulakları'yla Yunanlı seyirciyle buluşmuş. Sonra araya giren Kıbrıs krizi ve Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan gerginlik yüzünden kültür köprüleri yıkılmış... 10 yıl sonra, 1971'de Cüneyt Gökçer ‘‘Don Kişot’’ ve ‘‘Damdaki Kemancı’’yla yeniden Atina'da sahneye çıkmış. Ya sonrası? Bütün kültür alışverişi dondurulmuş. Kısacası, 27 yıl kaybettik.

Şimdi tiyatrocular dostluk köprülerini yeniden kurmaya çalışıyorlar. Birkaç ay önce Yunan Devlet Tiyatrosu'nun Ankara ve İstanbul'da Meuea'yla Türk seyirciyle buluşması, bu çabanın ilk adımını oluşturuyor. Geçtiğimiz günlerde de Türk Devlet Tiyatrosu ‘‘Yalancı Aranıyor’’ ve ‘‘Maria Callas-Ustalar Sınıfı’’ oyunlarıyla Yunanlı seyircinin karşısındaydı...

Devlet Tiyatrosu'nun Atina'da sahneye koyduğu ‘‘Yalancı Aranıyor’’ oyunu, Trabzon doğumlu Yunan yazar Dimitras Pgathas'ın ünlü siyasi komedisi... Yunanistan'a geldiği yıllarda arkadaşları tarafından ‘‘Türk’’ diye çağırılan Pgathas'ın 1950'lerde Yunan siyaset hayatında yansıttığı komik atmosfer, Türk siyaset dünyasını öylesine anımsatıyor ki, şaşırmamak elde değil. Oyunda Yunanlı parlamenterin son derece zeki ama o kadar da yalancı danışmanını büyük bir başarıyla canlandıran Sabri Özmener de son derece heyecanlı. ‘‘Ege Denizi'nde başkalarının ne yaptığı beni hiç ilgilendirmiyor. Biz Yunanlı sanatçılarla dostluk ve barış köprüsünü tiyatroyla kuracağımıza inanıyoruz’’ diyor.

Doğrusu sanatçıların işinin kolay olduğu söylenemez. Sanatçılar yeni bir sayfanın açılabileceğini ortaya koyuyor. Yeter ki siyasiler gölge etmesin.

NİKOS KURKULOS

Bizi silah tüccarları ayırıyor

Yunan Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Nikos Kurkulos, sorularımızı içtenlikle cevapladı:

27 yılı kaybetmedik mi?

- Evet. Ne yazık ki kaybettik... Türk ve Yunan halklarının dostluğuna yürekten inanıyorum. Bu yüzden kaybettiğimiz yıllara üzülüyorum.

Dostluktan söz ederken gözleriniz doluyor...

- Evet, ben duygusal bir insanım. Bozkurt Kuruç'la ilk karşılaştığımız zaman beni kucakladı ben de onu. Bu duyguyu satın alamazsınız. Meğer sanatta, tiyatroda, yaşamda ne kadar çok birbirimize söyleyeceğimiz varmış. Zaten tiyatroda ulus farkı tamamen ortadan kalkıyor. Sanatçılar aynı duyguları paylaşıyorlar.

Bizi birbirimize yakınlaştıran ne sizce?

- Ben öncelikle tabiata inanıyorum. Türkler ya da Yunanlıların karakterindeki insanları soğuk ve yağmurlu ülkelerde bulamazsınız. Çünkü bu tabiat bizi farklı yapıyor. Birbirimize yaklaştırıyor. Türkiye'ye gittiğim zaman kendimi Yunanistan'da gibi hissettim.

Ne zaman Türkiye'deydiniz?

- Yunanistan'da askeri cunta dönemiydi. Samos'tan gizlice bir tekneyle Türk sahillerine geçtim. Türkiye'de sürgünde olan dostum Melina Mercuri'yle Kuşadası'nda buluştuk. Sanki Yunanistan'da gibiydim. Nefis bir tavernada balık yedik. Yunanlılar Türklerle Türkçe konuşuyordu. Biz bu Türklerle Yunanca. Bu nasıl bir şey diye düşündüm. İnsanlar aynı... İstanbul'a birçok kez gittim. Sokakta yürüyen insanlar aynen bize benziyor...

Belki aramızdaki en önemli fark din...

- Din de önemli değil... Biri Ortodoks, diğeri Müslüman ya da Budist olabilir. Dinimizi biz seçmedik... Birileri bize dinimizi verdi. Bence önemli olan insan olmamız.

Kaybolan yılları nasıl kapatabiliriz?

- Öncelikle birbirine sıkı sıkıya sarılmalıyız... Kuruç'a sürekli temas halinde olmayı teklif ettim, Türkiye'ye gelip bir oyunu da yönetebilirim. Türk Devlet Tiyatrosu'yla her türlü yakın çalışmaya hazırım. Belki onlar Yunanca ben de Türkçe bilmiyorum. Ama biz aynı lisanı konuşuyoruz. Bu sanat ve tiyatro lisanı... (Gülüyor) Biz tiyatrocular için çok kolay, ama siyasiler için o kadar kolay mı bilemem.

Belki de kamuoyu önünde kavga edip kapalı kapılar ardında samimi konuşabiliyorlardır ne dersiniz?

- Bakın bizi birbirimizden ayıran hiçbir şey yok. Belki de bütün bu olanlar birilerinin bize silah satmak istemesinden kaynaklanıyor.

AYTEN GÖKÇER

Barışı biz kuracağız

Yunan Devlet Tiyatrosu sahnesinde dünyaca ünlü Yunanlı soprano ‘‘Maria Callas’’ı büyük bir başarıyla canlandıran ve ayakta alkışlanan devlet sanatçısı Ayten Gökçer çok mutlu... ‘‘24 yaşındayken Maria Callas'ı seyretmiştim. Bir gün hayatını oynayacağımı hiç düşünmemiştim. Ünlü sopranonun hayatını Yunanistan'da oynamak ayrı bir mutluluk ve sevinç veriyor’’ diyor. Sanatın dilinin ortak olduğunu, Yunanlı izleyiciyle bu duyguyu bir kez daha tattığını belirten sanatçı, ‘‘Barışı biz sanatçılar kuracağız’’ diye devam ediyor.

Oyunun yönetmeni Devlet sanatçısı Cüneyt Gökçer de son derece mutlu görünüyor. Yıllar önce Kral Odipus, Damdaki Kemancı ve Don Kişot'la Yunanlı seyirciyle sahnede buluşmuş. Gökçer bu kez sahnenin arkasında. Tek bir dileği var: ‘‘Barış.’’

BOZKURT KURUÇ

Savaş cinayettir

Yunanlı meslektaşıyla birlikte yeni açılımın mimarı olan Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Bozkurt Kuruç da iki ülkenin 27 yılı kaybettiği kanısında. Kuruç, Türk ve Yunan halklarının dostluğu için çaba göstereceklerini söylüyor, ‘‘Biz sanatçıların dünyası insandır. Savaşa karşıyız. Biz savaşın kötülüğünü sahneye koyarız’’ diyor ve ekliyor: ‘‘Atatürk'ün söylediği gibi, mecbur kalınmadıkça savaş bir cinayettir.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!