'Sistem vahiy değil'

MEŞRU ALANA ÇEKMEK İÇİN
“Ülke yönetimi yasa ve Anayasa’ya uygun değildir ve suç işlenmektedir. Ya demiştim sayın Cumhurbaşkanı filli başkanlık zorlamasından vazgeçsin, ki bizim açımızdan en doğru olanı budur. Ya da demiştim, filli durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yol ve yöntemleri aransın. Siyasetteki çalkantı ve çarpıklığı biliyorduk. Kavga edemez, kutuplaşamaya hizmet edemezdik. Devletin fiili durumdan kurtarılması gerekiyordu. Aksi halde yeni darbe, kriz, kaos ve kargaşa ataklarıyla başa çıkabilmek imkansız olabilecekti. Tıpkı 7 Ağustos Yenikapı ruhunda olduğu gibi yan yana, çelikten irade gibi sağlam durmalıydık. Bu amaçla sistemin reforma tabi tutulması zaruretti. Devleti meşru alana çekmek için üzerimize düşeni yaptık.

FESİH HAKKI VERİLMİYOR
Hükümet etme sistemi vahiy değildir, değişebilecektir. Hükümet etme sistemi vazgeçilmez değildir, dönüşebilecektir.

Kılıçdaroğlu yine çakıyor, yine batıyor, yine sallıyor. Zira anlattığını kendisi bilmiyor. Cumhurbaşkanına TBMM’yi fesih hakkı asla verilmiyor. Sadece hem Meclis’e, hem de Cumhurbaşkanı’na aynen şu anda olduğu gibi seçimleri yenileme hakkı sağlanıyor. Hayır dedikçe hayırsızlığının kalın hatları gün yüzüne çıkmaktadır. Kılıçdaroğlu yalan, dolan, cehaletin boranı olmuş çıkmıştır. Rejim elden gidiyor demek akılsızlık olduğu kadar ahlaksız bir uydurmadır.

FİİLİ SULTA BİTİYOR
Değişen yalnızca hükümet etme sistemidir, anlamıyorlar. Fiili sulta bitiyor, hükümet etme sistemi meşru ve anayasal sınırlarda yeniden tanımlanıyor. Tek adamdan, diktatörden bahsediyorlar; bu suçlamayla aslında Türk milletinin demokratik seçim haklarına leke sürüp hakaret ediyorlar. Siyasi devşirmelerle söz ve fikir birliği yapan Kılıçdaroğlu, tarihin hangi döneminde Türk milletinden diktatör çıktığını yüreği ve bilgisi varsa açıklasın da görelim, bilelim. 1500 başkan yardımcısından, bütün il başkanlarının başkan yardımcısı olabileceğinden söz eden bir şahsın bu ülkede anamuhalefet lideri olması günahtır, gülünçtür.”