Sinema cinayetten aklandı

Güncelleme Tarihi:

Sinema cinayetten aklandı
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2001 00:00



Haberin Devamı

Yönetmen Oliver Stone ‘‘Katil Doğanlar’’ filmini yıllar önce çekmişti. Ancak daha sonra mahkemeye sürüklendi. İki genç, filmin kahramanlarını örnek alarak cinayet işlemişlerdi. İfade özgürlüğü ve filmlerin zararlı etkisi üzerine uzun tartışmalar ve beş yıllık bir davadan sonra 12 Mart'ta Stone kesin olarak aklandı.

Katil Doğanlar filmi, cinayetten suçlu değil! 12 Mart'ta ABD'de Louisiana Eyaleti'nde bir mahkeme nihayet filmin yapımcısı Oliver Stone ve dağıtımcısı Warner Bros (Time Warner) hakkındaki suçlamaları kesin olarak geri çevirdi. Oliver Stone ve Warner Bros, Katil Doğanlar (Natural Born Killers) adlı filmle, iki genci cinayet işlemeye azmettirmekten dolayı suçlanıyorlardı. Dava beş yıldır sürmekteydi.

FİLM GİBİ CİNAYET

Sarah Edmondson ve Ben Darras adlı iki genç, videoda filmi defalarca seyrettikten ve bol bol LSD aldıktan sonra, filmin kahramanları Mickey ve Mallory gibi öldürme tutkusuna kapılmışlardı. 7 Mart 1995'te Ben Darras Misssissippi'de bir adam öldürmüştü. Ertesi gün kız arkadaşı Sarah Edmondson bir benzin istasyonunda Patsy Ann Byers adındaki kasiyeri vurmuş, ömür boyu sakat kalmasına neden olmuştu. O bu suçu işlerken sevgilisi Ben Darras da otomobilde onu bekliyordu.

İki genç katilden Sarah Edmondson'un Oklahomalı bir yargıcın kızı olması olayı büsbütün ilginç hale getirmişti. Gerçi katiller hapsi boylamıştı, Darras müebbet hapse, Edmondson 35 yıla mahkum olmuştu, ancak iki gencin özendikleri örnek o kadar belliydi ki, sakat kalan ve daha sonra kanserden ölen kasiyer kız Patsy Ann Byers'ın ailesi, filmin yapımcı-yönetmeni ve dağıtımcılarını mahkeme vermişti.

Oliver Stone ve Warner Bros, 1999'da ABD Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak, davanın Anayasa'ya aykırı olduğunu iddia ettiler. Ancak Yüksek Mahkeme bu başvuruyu reddetti ve davanın görülmesine yeşil ışık yaktı. Bu karar Hollywood'u altüst etti: Çünkü ilk defa bir sanat eseri hakkında böyle bir dava açılmıştı. Bir mahkumiyet kararı çıkarsa, bu karar tüm yapımcı, yönetmen, senarist ve dağıtımcıların tepesinde Damokles'in kılıcı gibi sallanacaktı.

Davaya bakan Louisiana'daki küçük mahkeme, Patsy Byers'ın ailesinden film yapımcılarının olaydaki sorumluluğunu ispat etmelerini istedi. Kanıtları yeterli görmeyen mahkeme ‘‘Oliver Stone'un şiddete azmettirmek gibi bir kastı olduğunu gösteren hiçbir delil bulunmadığına’’ karar verdi. Yargıç Robert Morrison, gerekçeli kararında Amerikan Anayasası'nın birinci maddesine atıfta bulundu. Bu ünlü madde, ABD yurttaşlarının ifade özgürlüğünü garanti altına alıyor. Stone'un avukatlarından biri durumu şöyle açıklıyor: ‘‘İfade, taşıdığı mesajın içeriğinden ötürü mahkum edilemez. Mahkeme, Anayasa'nın birinci maddesinin özünün bu olduğunu açıkça belirtti. Bundan sonra sanatçılar daha özgürce çalışabilecek.’’

TARTIŞMA BİTMİYOR

Katil Doğanlar, Salvador, Platoon, JFK, U Dönüşü gibi filmlerin ünlü yönetmeni Oliver Stone, mahkemede kendini şöyle savunmuştu:

‘‘Yaptığım film şiddeti teşvik etmeyi amaçlamıyor. Tam aksine, toplumumuzun şiddet karşısındaki çelişkili tavrını tartışmaya açmayı hedefliyor. Çünkü toplum olarak hem şiddeti ahlaken mahkum ediyoruz, hem de şiddet karşısında büyülenmiş gibiyiz.’’

Mahkeme, Stone'u ifade özgürlüğünü kullandığı için beraat ettirmişti, ancak bu karar filmlerin gençler üzerinde zehirli bir etkisinin olup olmadığı tartışmasını sona erdirmemişti. Bir kitap, bir film, insanları bir suça teşvik eder mi? Bu, sansür için yeterli bir gerekçe mi?

Bir yandan da sinema ve tv ile şiddet arasındaki ilişki gündeme geldi. Bush'un iktidara gelmesi bu tartışmayı alevlendirdi, çünkü yeni Başkan Yardımcısı'nın eşi Lynne Cheney sinema ve tv'deki şiddet kültürüne karşı bir kampanya sürdürüyor.

Bu kampanyaya karşı en etkili cevabı da, yakında Türkiye'de gösterime girecek olan, yamyam bir seri katili anlatan Hannibal filminin yönetmeni Ridley Scott veriyor: ‘‘Gerçek haberlerin yanında benim filmim çok masum!’’ Acaba sinema mı hayatı taklit ediyor, yoksa hayat mı sinemayı?

Katil Doğanlar filminde Mickey (Woody Arrelson) ve Mallory (Juliette Lewis) adlı iki genç, Amerika'da oradan oraya dolaşarak karşılarına çıkan onlarca kişiyi öldürüp meşhur oluyorlar. Aslında konu çok yeni değil. ‘‘Katil Doğanlar’’ 1967 yapımı ünlü ‘‘Bonnie ve Clyde’’ fimini hatırlatıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!