Siirt’in parlak geleceği

Güncelleme Tarihi:

Siirt’in parlak geleceği
Oluşturulma Tarihi: Kasım 20, 2010 00:00

Geçen aylarda cinsel istismar iddialarıyla gündeme gelen Siirt’te, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla kurulan Çocuk Evleri’ne girdik. Bizi Nubar, Mizgin, Büşra, Bahar ve Dilek karşıladı. Her birinin hikâyesi ayrı, ama amacı ortak. Hepsi de, yoksulluktan kurtulmanın tek yolunun okumak olduğunun farkında.

SİİRT’teki Deniz Yıldızı Çocuk Evi, korunmaya muhtaç kız çocuklarını devlet güvencesinde, donanımlı eğitimciler tarafından eğitmeyi amaçlayan evlerden biri. Siirt İl Sosyal Hizmetler Müdürü Hıfzullah Canpolat’la birlikte kapıyı çaldığımızda, çocuk gelişimi eğitimi almış Şadiye Aparı Başar ile 12- 13 yaşlarında beş kız çocuğu karşılıyor bizi. İsimleri Nubar, Mizgin, Büşra, Bahar ve Dilek.

Hepsi okumak istiyor

Her birinin hikâyesi ayrı, ama amacı ortak. Hepsi yoksulluktan kurtulmanın tek yolunun okumak olduğunun farkında. Müdür amcaları onlara bir de söz vermiş. Okul kapandığında içlerinde en başarılı olanı yazın Muğla’ya tatile gönderecek. İstanbul sözünü de biz verince, hepsi birden hevesleniyor. Hepsi daha başarılı olmak, Anadolu Lisesi sınavlarına hazırlanmak için dersaneye gitmek istiyor. Çocuk evini eşiyle birlikte devletin çıkardığı ödenekle hazırlayan Siirt İl Sosyal Hizmetler Müdürü Canpolat, hepsini dersaneye göndereceğini söylediğinde hepsi havalara uçuyor. “İnşallah bizi utandırmayacaklar” diyen Canpolat, kızların 18 yaşını doldurduktan sonra da bu evlerde kalacağını söylüyor.

Bizimle alay eden de var

Kızlardan Dilek’le Büşra kardeş. Dilek 13 yaşında ve derslerinde başarılı. 5 yıl önce annesini kaybedince kardeşleriyle birlikte yurda verilmiş. Mizgin 12 yaşında. Aralarında en girişken ve konuşkan olan. Eşref Bitlis İlköğretim Okulu 6’ncı sınıf öğrencisi. Üvey annesinden 8, öz annesinden 5 olmak üzere toplam 13 kardeşler. Bir sürü yeğeni olduğunu, ancak sayamayacağını söylüyor. Üvey annesi de, öz annesi de hayatta değil. Babası ağabeyi ile birlikte onu 8 yaşında yurda verince kardeşlerinden ayrılmış. Çok ağlamış ilk günler. Şimdi 50 kişilik yurttan çıkıp 5 kişilik bu eve geldiği için çok mutlu. Çalışma masası, güzel bir yatağı, kitapları olmuş. Mizgin, okuyup doktor olmak istiyor. Bayram ve yaz tatillerinde isterlerse ailelerinin yanına gidebiliyorlar, fakat bu ziyaretlerde yalan söylemek zorunda kalmaktan şikayetçiler. Çünkü yurtta kaldıklarını öğrenenler onlarla dalga geçiyor. Mizgin şöyle diyor: “Bizim utanacak bir şeyimiz yok ama arkadaşlarımızın sözleri bizi incitiyor.”

292 çocuk evi var

BAŞBAKANLIK Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK), kendi hizmet politikasını yeniden gözden geçirerek, çocuk evi adı altında, “En çok 6- 8 çocuğun barınıp yaşamlarını sürdürebileceği, temel gereksinimlerinin karşılanabileceği, toplu yaşamın getirdiği olumsuzlukları yaşamadan çocukların kendine
/images/100/0x0/55ea2641f018fbb8f86e3cbb
güvenli, geleceğe güvenle bakabilen, kendisini buna azami düzeyde hazırlayan ve gelecek kaygısını en aza indirgemiş, arkadaşlık, komşuluk ve mahalle gibi kavramları doyasıya yaşayarak öğrenebilecek, toplumla iç içe ve toplumun gerçeklerini bilerek ayakları üstüne basabilen bir gençlik yetiştirmek” amacıyla başlattığı yeni bakım modellerinden biri olan evlerin sayısı Türkiye genelinde 292. Hedef, bu sayıyı önümüzdeki yıla kadar 400’e çıkarmak.

Evlerde yok yok

BARBİ bebekli pembe yatak örtüleri ve pembe perdelerle donatılmış yatak odaları, plazma televizyon, modern salon takımı ve bilgisayarlı çalışma odalarıyla evde yok yok. Sık gelen konuklar arasında Siirt Valisi Musa Çolak’ın eşi Gülsüm Çolak, aynı zamanda çocuk gelişimi uzmanı ve rehber öğretmen olan İl Emniyet Müdürü Recep Güven’in eşi Nurdan Güven ve Hıfzullah Canpolat’ın eşi var. Bu sayede bayramlarda da doğum günlerinde de yalnız değiller.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!