Şeytan arabası

Güncelleme Tarihi:

Şeytan arabası
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 1998 00:00

Haberin Devamı

Muğla'dan Marmaris'e giderken bir yol ayrım tabelası Ula'yı gösterir. Ula yoluna sapıldığında motorlu araçların gürültüsü geride kalır ve ilçeye yaklaştıkça, bisikletlilerin sayısı hızla artar.

Etrafı dağlarla çevrili olsa da dümdüz bir ovaya yayılan yerleşim merkezinde bisiklet için hayli düz alan var. 1933 yılında kente ilk kez giren bisiklete, yaşlı bir kadının yakıştırdığı isim hala geçerli: ‘‘Şeytan arabası.’’ Ula'ya ilk geldiği günlerde bisiklet için plaka, ruhsat ve ehliyet zorunluluğu bile varmış. .

Henüz çevre bilinci piyasasının oluşmadığı yıllarda Ulalılar mevzuyu çözmüşler. İlçe içi ulaşımı ‘‘şeytan arabası’’ adını taktıkları bisiklete ihale etmişler. Artık Ula'da doğan her çocuk yürümeyi öğrenmeden bisiklet sürmeyi öğreniyor. Böylelikle ilçenin sokaklarını da egzozdan ve dumandan korunabiliyor.

Ula'ya ilk kez girdiğimde şaşırmadım dersem yalan olur. Etrafta bir film kamerası aradı gözlerim. İnsanlarla konuşmaya başlayınca film çevrilmediğine emin olabildim. Cepheleri beyaza boyanmış evlerin bulunduğu sokaklarda dolaşırken o herkesin mutlu olduğu filmin çevrilip çevrilmediğinden yeniden şüphe etmeye başladım. Evlerin kapısının kilitlenmediği, mağaza ve dükkan sahiplerinin kapılarını açık bırakarak namaza gittikleri acayip bir yer. Denize uzaklığı 14 kilometre olmasına karşın oldukça serin bir havası var. İklimin yumuşaklığı insanlarına da yansımış sanki. Ulalılar’da ne sıcak havaların hantallığını, ne de soğuk iklim insanlarının tedirginliği görülüyor.

Siyasetin allengirli yapısı da Ula'da sökmüyor. Bunun en iyi örneği yerel yönetimde görülüyor. Çalışkanlığı ve dürüstlüğüyle herkesin güvenini kazanan CHP'li Belediye Başkanı Ümit Karaaslan'ı diğer partili vatandaşlar da destekliyorlar. Belediye başkanıyla görüşmek istedim. Birazdan gelir, dediler. Afilli makam arabalarıyla caka satan başkanlardan biriyle görüşeceğimi düşünürken altında, vitessiz, çift kadrolu yük bagajı olan ‘‘taşra bisikletli biri’’ belediye binasına yaklaştı. ‘‘İşte başkan’’ dediler.'' İkinci dönem belediye başkanlığı görevini yürütüyor Cemil Karaaslan. Öğretmenlik yaptığı yıllarda üniversite imtihanına girerek Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazanmış ve iyi dereceyle mezun olmuş. İdeali kaymakam olmakmış. Yazılı sınavları en üst derecelerle kazanmasına karşın birileri kendisine kaymakamlığı uygun görmemiş!. Kahvedekiler bir ağızdan, ‘‘O yaşadığı sürece bizim belediye başkanımız’’ diyorlar.

Arıcılık ve besi hayvancılığı temel geçim kaynağı Ulalı'nın. 1994 yılında yapımı tamamlanan peynir üretim tesisleri sayesinde her ev neredeyse maaşa bağlanmış. Üretilen sütün tamamı belediyeye ait Ulaş Süt Mamülleri Üretim A.Ş.tarafından alınıyor. Her ayın sonunda satın alınan sütün parası vatandaşa peşin olarak ödeniyor. Ayrıca belediye, hizmet üretebilecek kaynağını da yaratıyor.

Ula'da ayrıca 120 gencin öğrenimini sürdürdüğü meslek yüksek okulu şimdiden kente önemli bir ekonomik katkı sağlamış durumda. Muğla Üniversitesi'ne bağlı olarak kurulan Arıcılık ve İklimlendirme bölümü, bu yıl ikinci mezunlarını verecek.

Kasabanın filozofu

Her kasabanın akıl danışılan doğal bir filozofu vardır. Ula'nın filozofu da Mustafa İnce. O bölgenin en iyi duvar ustalarından biri. Kasaba gençlerinin Mustafa abisi. Altı çocuğuyla arkadaş olmayı başarınca çevresindekilere de güzel bir örnek olmuş. Mustafa İnce'ye göre mutluluğun sırrı özgürlükte yatıyor. Özgür olabilmek için de üretici olmak, üretici olabilmek için de bir işi mutlaka çok iyi bilmek ve yapmak gerekiyor.

Bisikleti getiren adam

1933 yılında Muğla'da lk kez gördüğü bisikletin Ula'da niçin olamadığını düşünen Cemil Çatanak'ın kafasında şimşek çakıyor. Önceleri bir iki derken aldığı bisikletleri kiralamaya başlıyor. Ancak şimdilerde herkesin altında bisikleti olduğundan işi bisiklet tamirciliğine çevirmiş. Ula'yı 65 yıl önce bisikletle tanıştıran Cemil dede, gözleri fazla uzağı seçmese bile enerjisini topladığı zamanlar bisikletine biniyor.

OLAY ENVANTERİ!

Ula'da birşeyler bulabilmek gayretiyle uğraştım. Hararetli sorularım karşısında kasabalı halime acıyarak ‘‘ tamam bizde de suç işleniyor’’ dedi. Derhal olayın üzerine gittim. Evet hırsızlık olmuş hem de bisiklet hırsızlığı. Kasabalılar yine üzülerek çalınan bisikletlerinin ertesi gün bulunduğunu söylediler.

Mutlaka bisikletle ilgili olarak bir kayıt vardır diye polise gittim. İlçe Emniyet Amiri, ‘‘beş ay önce vatandaşın biri bahçesinde bulduğu sahipsiz bir bisikleti getirerek polise teslim etti aylardan beri bisikletin sahibini bulamadık’’ diyerek beni hüsrana uğrattı. Değil çalınan bir bisiklet, ortada fazladan bir bisikletin bulunması yüzünden olayda heyecan unsuru bulamadım.

Geçtiğimiz yıl tarlasına bisikletle giden 73 yaşındaki Ahmet Gülşen adındaki bir çiftçi karayolunda bir kamyonun çarpması sonucu hayatını kaybetmiş.

Ulalılar kasabanın sırrını çözemeyeceğimi sandınız ve yanıldınız. Geçtiğimiz nisan ayının ortalarında Ula'da bir suç işlendi. Sanık 380 bin lira kefalet ödeyerek serbest bırakıldı. Suç bir delikanlı tarafından işlenmiş. Olay, ‘‘Hayvanlara kötü muamele’’ yapmak kapsamında ele alınmış. Mağdurun bir eşek olduğunu kasabanın sırrı olarak benden iyi sakladınız. Ama öğrendiğime göre T.O adındaki genç kafayı çektikten sonra çayırda otlayan eşeği bir hanım sanatçıya benzetmiş. Davacı olan kişi de sanığın amcasıymış.

Kıssadan hisse. Şuçsuz kasaba olmaz.

Bisiklet zararlı mı

Eskiden beri gazetelerin muhabbet köşelerinde aynı soru defalarca soruldu. ‘‘Bisiklet kasabasının’’, bisikletli doktoru nu bulunca dayanamadım bende sordum Doktor İsmail Demircioğlu'na...

‘‘Bisiklete bindim acaba hala bakiremiyim’’ diye çok soruldu. Böyle birşey olabilir mi?

- Böyle birşeyin olması çok zor. Ancak bir düşme anında bacak adelesi nasıl yırtılıyorsa vücudun başka yerleri de hasar görebilir. Ama söylediğiniz neredeyse mümkün değil.

Peki doktor bey, bisiklet erkeklerde kısırlık veya iktidarsızlık yaratır mı?

- Olabilir. Yanlış bir sürüş, yumurtalıklarda ezilmeye yol açabilir ama bu da çok düşük bir ihtimal.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!