Serdengeçti'den Merkez'in taşınması yorumu

Güncelleme Tarihi:

Serdengeçtiden Merkezin taşınması yorumu
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 08, 2006 14:33

Merkez Bankası eski Başkanı Süreyya Serdengeçti, Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınması tartışmasını değerlendirdi. Piyasalara yakın olmanın yararın yanı sıra sakıncaları da olabileceğini kaydeden Serdengeçti, “Gelsin kendimize benzetelim, diyenler var. Bu bir felakettir. Öyleyse kalsın Ankara’da hiç gitmesin, yazık” dedi.

İstanbul’a taşınma konusunda kadro unsuruna da bakılması gerektiğini vurgulayan Serdengeçti, “Kadrolar, Ankara’daki aile düzeninden dolayı, ‘Biz gidemeyiz’ derlerse ne olacak? İstanbul’dan yenisi mi alacaksınız? Yetiştirmeniz yıllar sürer. O zaman Merkez Bankası’nı kapatın, yenisi açın. Bunların çok iyi düşünülmesi lazım” diye konuştu.

BİRLİKTE AÇIKLANSA DAHA İYİ OLURDU

Serdengeçti canlı yayında CNN Türk'ün sorularını yanıtladı. Serdengeçti, taşınma konusunun Devlet Bakanı Ali Babacan tarafından gündeme getirilmesinin ve ardından Başkan Durmuş Yılmaz’ın açıklama yapmasının bağımsızlığa müdahale olup olmadığı sorusuna karşılık, şunları söyledi:

“Müdahale konusunda kesin yargıya varmak kolay değil. Bir yasa değişikliği söz konusuysa, ‘Hükümeti ya da TBMM’yi ilgilendirmiyor’ diyemeyiz. Bu örnekte ideal geçiş şöyle olmalıydı: Merkez Bankası yetkili kurullarından geçerek bir tavsiye kararı alsaydı, bunu hükümete iletseydi, hükümet de uygun görüyorsa hem Merkez Bankası hem hükümet tarafından iletilseydi daha mı iyi olurdu diye düşünüyorum. Anlaşılıyor ki bu konu konuşulmuş ve açıklama doğrudan devlet bakanından geldi. Merkez Bankası daha sonra iki açıklama yaptı. Başkan, ikinci açıklama pek çark etti diye yorumlamıyorum ama tartışılabilir. Biraz kafalar karışık. Olayın kendisi kafaları karıştırdı.”

PARADAN SIFIR ATILMASINDA DA BÖYLE OLDU

Yaşanan olayın kendisine, paradan sıfır atılması sürecini anımsattığını anlatan Serdengeçti, konuyu Başbakan Tayyip Erdoğan ve Devlet Bakanı Ali Babacan’a aktardığını belirtti. “Siyasi iradinizle arkasında durmanız söz konusu mu?” diye sorduğunu aktaran Serdengeçti, “Kamuoyuna hep beraber bunu ilan edelim diye düşünüyordum. O da bana göre tam olması gerektiği gibi olmadı. Sayın Başbakan, Maliye Bakanı daha farklı bir şekilde söyledi. Daha sonra basın toplantısı yaptık. Ama ilan, düşüncemiz gibi olmadı. ‘Kimseyi ilgilendirmez, bizim işimiz’ demek değil. Ama bu süreç bana biraz onu hatırlattı. Beraber ilan edilse daha iyi olurdu” değerlendirmesini yaptı.

İDARİ MERKEZ TAŞINMAYACAK, ŞUBE AÇILACAKTI

Geçmişte yapılan, İstanbul’a taşınma ile ilgili tartışmaları gündeme getiren Serdengeçti, düşünülen projede çok büyük bir şube binası, başkanlık olduğunu, bir gökdelen inşasının tasarlandığını, buna karşın idare merkezinin taşınmasının hiç düşünülmediğini kaydetti.

Geçmişte aracılık faaliyeti yoğunken artık tek taraflı müdahalenin söz konusu olduğunun altını çizen Serdengeçti, “Teknolojide çok büyük gelişmeler oldu. Bunları da nazara alınması gerekiyor” dedi.

DÜNYAYA GÖRE KARAR VERİLMESİN

Dünyaya bakıldığı zaman, genelde federatif yapıya sahip ülkelerde merkez bankasının başkentten başka bir şehirde olduğunun görüldüğünü vurgulayan Serdengeçti, ülkelerin çoğunda ise finans merkezi ile başkentin aynı şehir olduğunu söyledi. Serdengeçti, “Demek ki farklı çözümler olabiliyor. Dışarıdaki örnekleri değerlendirmek lazım ama dışarıdaki örneklerden hareketle sonuca gitmemek lazım” diye konuştu.

Taşınmayı piyasalara yakın ya da uzak olma tartışmasına göre değerlendiren Serdengeçti, şöyle konuştu:

“Teknoloji çok gelişti ama yine de yüzyüze olmak daha iyi olabilir mi? Hiç şüphesiz yanlış kanı da uyandırabilir, sakıncaları var. ‘Gelsin kendimize benzetelim’ diyenler var. Bu bir felakettir. Öyleyse kalsın Ankara’da, hiç gitmesin, yazık. Bu ülkede kurumsallaşma konusunda en önemli yerdir Merkez Bankası. Sivil toplum örgütlerinde kurumsallaşma diye bir şey yok.”

BİLANÇO DURURKEN ŞEHİR DEĞİŞSE NE OLUR

Tartışmaya Merkez Bankasının bilançosundan hareketle bakmak gerektiğini de belirten Serdengeçti,bilançoda kamunun ağırlıkta olduğunun altını çizdi. İstikrarı yerleştirmiş ülkelerdeki gibi bankaların ağrılıkta bulunduğu bir bilançonun söz konusu olmadığını kaydeden Serdengeçti, “Kamu ağrılığıyla İstanbul’a gitsin. Ne oldu şimdi, ne sonuç aldık? Hiçbir şey. Ya da tersini düşünelim. Kamu ağırlığı azalsın, bankalar öne çıksın ama Ankara’da kalsın. Başka bir yerlere baksak daha iyi olur gibi görünüyor bana. Ankara-İstanbul’dan ziyade bilanço yapısına bakmak lazım” dedi.

KADRO GİTMEZSE KAPATACAK MISINIZ?

Konuya kadroların durumu açısından da bakmak gerektiğini kaydeden Serdengeçti, kadroların Merkez Bankası’nda yetiştiğini ve başka yetişeceği fazla yer bulunmadığını anımsattı. Serdengeçti, “Kadrolar, Ankara’daki aile düzeninden dolayı, ‘Biz gidemeyiz’ derlerse ne olacak? İstanbul’dan yenisi mi alacaksınız? Yetiştirmeniz yıllar sürer. O zaman Merkez Bankası’nı kapatın, yenisi açın. Bunların çok iyi düşünülmesi lazım” diye konuştu.

Tartışmalara karşı olmadığını, ancak bilgileri tam hale getirmek gerektiğini söyleyen Serdengeçti, AB sürecinde Merkez Bankası’nın durumuna da bakmak gerektiğini bildirdi. İstanbul’a taşınmasının deprem bölgesi olması nedeniyle sakıncası olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Serdengeçti, “Deprem kuşağından söz ediyorsak yapılacak şey gayet açık. Depremle yaşamayı öğreneceğiz. O zaman sadece Merkez Bankası değil ki İstanbul’da hiçbir şey yapmamak lazım” dedi.

LOBİLERİN ÇANINA OT TIKANDI

Son beş yılda yedi kez ekonomide çalkalanma olduğunu, çalkantılarda para ve kur politikasını tartışmaya açmanın da gelenek haline geldiğini belirten Serdengeçti, “Dalgalı kur rejimine daha tam alışamadığımız ortaya çıkıyor. Elimizi taşın altına sokmadığımız zaman, elini taşın altına sokanları eleştirmek kolaylaşıyor. Hafif inciten husus, enflasyonla mücadelenin öneminin anlaşılmak istenmemesi” diye konuştu.

Türkiye’de enflasyon lobisi olduğunu belirten Serdengeçti, bunları; "emisyoncular, faizciler ve dövizciler" olarak üçe ayırdı. Son dönemde daha çok faizciler ve dövizcilerin bulunduğunu kaydeden Serdengeçti; kendi çıkarları doğrultusunda etki yaratmaya çalışan bu kesimlerin, “çanına ot tıkandığını” ifade etti.

Serdengeçti, “Bu lobiler 2002’ye kadar bizim başarılı olacağımızı düşünmedikleri için karşımıza gelmediler. Başarılı olduğumuzu görünce 2002’den sonra muhalefet etmeye başladılar ama biz güçlü konumdaydık, şansımız bu oldu” dedi.

EYLÜL’DE BİR ŞEY OLMAZ

Eylül ayında yeni bir çalkantının geleceği iddialarını değerlendiren Serdengeçti, son beş yılda yaşanan yedi çalkantının yalnızca birinin 11 Eylül’de olduğunu, onun da dışardan kaynaklandığını belirtti. Serdengeçti, “Belli lobiler belli çıkarları düşünerek bunu iddia ediyor. Eylül’de bir şey olmaz. Eylül’ün diğer aylardan bir farkı yoktur” diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!