Sarıgül yanıtlıyor

Güncelleme Tarihi:

Sarıgül yanıtlıyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 27, 2001 00:00

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, internetten 'ağaç yolsuzluğu' iddiasını ortaya atan 'MG'yi yanıtlayarak, ‘‘Siyasi ahlaksızlar çetesiyle yıllardır mücadele ediyorum, bu mücadelede de kararlıyım’’ dedi. Sarıgül şunları söyledi: ‘‘Ağaç alımlarında iki başkan yardımcım yetkilidir; belediyenin tüm mali konularında yetki verdiğim Gufran Kurtböke ile park ve bahçelerden sorumlu Vasgen Barın... Hepsine güvenim tamdır. Bu konudaki tüm ihaleler, alımlar ve ilgili prosedürler Kurtböke'nin onay ve imzasıyla yapılmaktadır. Ben 2.5 yıldan beri bu konuya hiç karışmadığım gibi hiçbir müdahalede de bulunmam söz konusu değildir. Bu kişi iddialarına güvenip kanıtlayacak cesarete sahipse ortaya çıksın. Bu yapılamıyorsa, gerisi düzeysiz ve korkakça bir karalamadan ibaret kalır ki, bunu da kimse ciddiye almaz.’’Kurtböke ve Barın da arayarak, 1999 Nisan'ından bu yana Şişli'de yapılan ağaç-çiçek dikme, park düzenleme ihalelerini açıkladılar. Buna göre, METAŞ firmasına 900 ağaç karşılığı 21.4 milyar; SEBA firmasına 799 ağaç karşılığı 150, Uluslararası Golf firmasına da 398 ağaç karşılığı 45.9 olmak üzere 217 milyar ödenmiş...Gökçek kanunuMelih Gökçek, yasak olmasına ve valilikçe sakıncalı görülmesine karşın hilalli ve minareli amblemi EGO, ASKİ ve belediye şirketlerindeki bina, fatura ve araçlarında kullanmaya devam etmektedir.Ankara Belediyesi, cumhuriyet kanunları ile ile değil, Melih Gökçek özel kanunları ile yönetilmektedir.Yasa tanımaz başkan bunları yaparken, kendi özel bayrağını dalgalandırırken sayın valimiz nerede? Yoksa Sayın Gökçek cumhuriyetinin valisi mi?Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, sizleri göreve davet ediyorum. Yasa tanımayan, istediğini yapan, yasal olmayan bu amblemlere ait tüm giderleri belediyenin kasasından ödeyen başkent belediye başkanı hakkında neden bir işlem yapılmaz?ADI SAKLIMHP’ye haksızlıkBAYINDIRLIK ve İskán Bakanı Prof. Abdülkadir Akcan, ‘‘Kamu İhaleleri MHP'ye Teslim’’ (25.12.2001) yazısındaki görüşlere itiraz ederek şöyle diyor:‘‘Maliye Bakanlığı'ndan önerilecek 4 aday arasından 2, Bayındırlık ve İskán Bakanlığı'nca önerilecek 4 aday arasından 2, Hazine Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Devlet Bakanlığı, Danıştay, Sayıştay, TOBB ve TİSK tarafından önerilecek 2'şer aday arasından 1'er kişi olmak üzere Bakanlar Kurulu'nca atanacak 9 kişilik Kamu İhale Üst Kurulu'yla MHP'nin nasıl ve neye dayanarak ilişkilendirildiğini anlamak mümkün değildir. Kaldı ki 9 üyeden oluşan bu kurumda Bayındırlık ve İskán Bakanlığı'ndan seçilecek 2 üyenin kurul kararlarını belirlemesi de hiçbir şekilde mümkün bulunmamaktadır. Hal böyle iken MHP nasıl olup da bu kurulda çoğunluğu ele geçirecektir? Üst kurul üyelerinin seçileceği bakanlık, kurum ve kuruluşlar ortada iken başında bulunduğum Bayındırlık ve İskán Bakanlığı'ndan seçilenler de dahil olmak üzere, Bakanlar Kurulu'nun tasarrufuyla belirlenecek üyeleri peşinen MHP'yle ilişkilendirmeye yönelik düşüncenin insafla, izanla, sağduyuyla bağdaşır bir yanı var mıdır?’’Bu arada Bakan Akcan, kamu alımlarında satın alma bedelinin % 1'inin AR-GE faaliyetlerinin desteklenmesiyle ilgili olarak Devlet İhale Kanunu'na bir hüküm eklenmesi konusunu, MHP ile ilişkilendirdiğimizi sanmış. AR-GE faaliyetleri için pay ayrılmasına kim karşı çıkabilir ki?.. Biz Devlet Bahçeli'nin devlet idaresinde kılı kırk yaran üslubunu da sizin gibi biliyoruz.2. sırayı isterizBODRUM Kadın Birliği, AB'ye girerken siyasi partilerin katılımcı demokrasinin gereğini yerine getirmesini isterken ilginç bir öneride bulunuyor:‘‘Milletvekili aday listelerinde 2. sıranın kadınlara ayrılması; siyasi partilerin her kademesinde, yönetimlerde ve milletvekili aday listelerinde % 30 kadın kotası uygulanması...’’ Bu kotayı uygulayabilecek ‘‘erkek’’ parti çıkar mı?Polis akçalı işe bulaşmasınEMNİYET teşkilatının ‘‘Karakol Yaptırma ve Yaşatma Derneği’’ adı altında vatandaşa konser bileti satması olayı çeşitli tepkilere yol açıyor.Bazı okurlarımızın bu konudaki değerlendirmeleri özetle şöyle:BEN de zamanında idarecilik yaptım. Bu tür bilet satma ve benzeri olaylara, akçalı ilişkilere giren polis, belediye, zabıta kim olursa olsun asıl görevini yerine getiremez. Böyle durumlara karışmamak, satmamak çözümdür.Lütfü ÜNEL-İSTANBULYAZINIZDA 'devlette de, vatandaşta da yok' diyorsunuz. Ben buna karşı çıkıyorum. Halkımız bu zor koşullarda dolaylı yollardan dünyanın vergilerini ödüyor. Devletimiz bunları hortumlatacağına polisimize sahip çıksın ve sorunlarını halletsin. Öyle makbuzla yardım toplanması hiç yakışmıyor.Ü. Şenözer-İSTANBULEMİNÖNÜ'nden bir telefon: 25 Ocak'taki polis konseri için bastırılan bilet sayısının 30 bin olduğunu duyuyoruz; biletlerin tanesinin 10 milyondan olduğunu varsayarsanız, toplanacak parayı hesap edebilirsiniz? Tamam bununla karakolların araç-gereç ihtiyaçları karşılansın ama 50'şer milyarlık makam odalarına harcanmasın.M.M.-İSTANBULMESAJ PANOSUPEN Yazarlar Derneği Başkanı Üstün Akmen'den: L.K. Kongre ve Sergi Sarayı Genel Müdürü Orhan Sanus'un, Harbiye C.T. Açıkhava Tiyatrosu'nun üstünün kapatılarak kongre merkezine dönüştürülmesi önermesini kınıyoruz. Bu düşünce, bir zamanlar İstanbul'u kumarhaneler kenti yapmak düşüncesini savlayanlarla ne gariptir ki, müthiş bir benzerlik içermektedir. İstanbul'un talihini değiştirmeye talip Sayın Genel Müdür, kentin yarım asırlık ilk ve en işlevsel kültür-sanat merkezini yok etmekten yana tavır alarak, İstanbulluların huzurunda büyük bir vebal yüklemiştir.ADALAR Belediyesi, 2001 bina vergisini alırken 8 milyon da bina kapı numara parası almıştır. Bugüne kadar 4 adada tek bir binaya plaka takılmadı. Bu ihale yapılmayıp, belediyenin herhangi bir gereksinmesine harcanmışsa, ortada kanunsuz bir işlem var demektir. Nesrin KABACA-BÜYÜKADAKARADENİZ Bakır kurulurken biz yurtdışındaki işçilere, dövizle hisse senedi almamız için öncelik tanınmıştı. Biz saflar da ‘devlet bizi koruyor’ diye düşünüp, hatta sevinip hisse senetleri aldık. Şu anda Karadeniz Bakır özelleştiriliyor, fakat alıcı yok. Bu, ödediğimiz dövizlerin sıfırlandığını göstermektedir. Kaybım 30.000 dolar. Hakkımız ne olacak? Ömer CANCA-ALMANYAMERSİN'den bir okurumuzdan tepki: Suyun ton fiyatı 850 bin liraydı. DSP'li Macit Özcan başkanlığında toplanan belediye meclisi bunu 2 milyona çıkardı. CHP'li üyeler toplantıyı terk etti; MHP ve HADEP'liler ise kabul oyu verdi. Bu büyük bir kazıktır; halk bundan sonra ayda en az 25 milyon lira fatura ödeyecektir. Bunları yazın ki Mersin halkı DSP'lilerin sosyal demokratlıklarını öğrensin.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!