Sanatın tadına varmak

Güncelleme Tarihi:

Sanatın tadına varmak
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2001 00:00

İSTANBUL'dan Mustafa Karasarlıoğlu duygulu bir mektup göndermiş; ‘‘Sizi kamuoyuna yanlış aktarılan bir olay hakkında aydınlatmak istiyorum’’ diyor.‘‘Vatandaştan topladıkları paralar buharlaştırıldıktan sonra bankaların ellerindeki taşınır ve taşınmaz malların devlete satıldığını, İktisat Bankası'nın resimlerinin de Deli İbrahim devrinde dahi görülmeyen bir savurganlıkla piyasaya düştüğünü’’ belirterek, ‘‘Sonuçta ülkenin trilyonları çarçur edildi ve o güne kadar hiçbir varlık gösteremeyen bir müzayede şirketi en aşağı 1 milyon dolar gelir elde etti’’ diyor.Karasarlıoğlu şöyle devam ediyor:EROL AKSOY ‘‘İktisat Bankası'nın eski sahibi Erol Aksoy, diğer banka sahiplerinden farklı bir eğitime sahiptir. Batı'da yetişmiş, kültür ve sanat faaliyetlerine diğerlerinden fazla önem vermiştir. Bir kısmı ele geçmemesine rağmen, bankayı güzel bir tablo ve İznik çinileri koleksiyonu sahibi yapmıştır. Resim koleksiyonu, Türk resminin önemli bir kesitini temsil etmektedir. Halen yurtdışında bulunan İznik koleksiyonu ise, bankayı tasfiyeye memur edilenler tarafından haraç mezat sattırılacak.ÇOBANA KLARNETBen Kemalist Cumhuriyet'in iyi bir döneminde yetiştim. Bir kültür ve sanat hamisi İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı'nı gördüm. Türk aydınlanma çağını zirveleştiren Hasan Ali Yücel'i gördüm. Terziye keman, çobana klarnet çalmasını, Niğde'deki çocuklara tenis oynamasını öğreten, Türkiye'ye çağdaş bir spor olan buz hokeyini getiren Halkevleri'nde yetiştim. S. Demirel'in politik atası olan Adnan Menderes'in bunları kapatmasına kadar biz o günün insanları bunlardan yararlandık.Cumhuriyet 20 yaşında iken bir Hasan Ali Yücel buluyor, bugün cumhuriyetimiz 78 yaşında, Türkiye'nin Kültür Bakanı bu tabloların satışına seyirci kalıyor. Fransa'nın, İtalya'nın, İspanya'nın, komşumuz Yunanistan'ın iki evli köylerinde bile Pinakotekalar (resim müzeleri) var; bizim hálá bir Çağdaş Türk Resim Müzemiz yok.OSMAN HAMDİSatılacak resimler arasında bir Osman Hamdi var. Osman Hamdi'nin en güzel eseri. Çankaya Köşkü'nde bile bir Osman Hamdi yok. 1 milyar doları buharlaşan bir bankada bunları 5 milyon dolara satan insanlara madalya mı verecekler? Bu banka yöneticilerinin kaybolan eserlerin üzerine gitmeleri daha doğru olmaz mı? Bankaya maliyeti 1 milyon dolar olan Leon Gerome tablosuna ulaşılamadı. Daha üç yıl önce Erol Aksoy, Gerome'ları New York'ta sattı. Bunların peşine koşulması daha doğru olmaz mı?Bu eserler satılacak, 100-150 ayrı kişinin koleksiyonuna dahil olacaklar. Bizim çocuklarımız bunları bir daha seyredemeyecekler. Bu eserlere bir müze açmak, soygunculara ülkeyi kaptırmış bir devlet için çok büyük bir özveri midir?HASAN ALİ YÜCELBir filozof diyor ki, Tanrı hiçbir ırkı imtiyazlı yaratmamıştır. İleri olmak veya geri kalmak Tanrısal bir nitelik değildir, sadece yönetim ve yönetici işidir. Cumhuriyet'in 78. yılında Hasan Ali Yücel gibi bir aydınımız yönetimde değilse ve bürokratlar İttihat ve Terakki'nin Paris'te Abdülhamid'in mücevherlerini sattırmaları gibi 5 milyon dolara bu ülkeye mal olması gereken sanat eserlerini sattırıyorlarsa bu işte Menderes'lerin, Demirel'lerin, Ecevit'lerin, hatta yeni yöneticiler Yılmaz'ların, Bahçeli'lerin günahı yok mudur?İZNİK VE İKONABizans'ın toprağında bir İkona Müzemiz bulunmamaktadır. İznik çinisinin vatanında doğru dürüst bir İznik Müzemiz yoktur. Bütün bunlara sebep olanlarla bu sanat eserlerini paramparça edecek zihniyet arasında ne fark var ki? Yakında müzeleri de özelleştiririz. Böylece ekonomik bunalıma da çözüm bulmuş oluruz. Denebilir ki devlet elindekilere sahip çıkamıyor, bakımını yapamıyor. O zaman ‘‘Okullar olmazsa maarifi ne güzel idare edeceğim’’ diyen nazıra da hak vermek lazım. Bir gün devlet mutlaka bu eserlere iyi bakan bir sistemi geliştirecektir. Devlet, 1930'larda bulduğu ülkesever insanları, kadroları yine bulacaktır. Bu ülke yine hak ettiği iyi siyasetçileri bulacaktır. Bugünü örnek olarak alamayız; ilkel bir gerçektir ‘‘suimisal, misal olmaz’’. Bugün suimisaldir.Lütfen bir Türk aydını olarak bu eserlerin satışını önleyecek bir girişimde bulunun.Mustafa KARASARLIOĞLUBellini tablosunu Abdülhamid verdi1930'ların, 40'ların fakir Türkiyesi, ressamlarını Anadolu'ya göndermiş, Anadolu resimleri yaptırıp sergilemiş ve eserlerin hepsini Halkevleri'ne, CHP'ye ve resmi dairelere satın aldırmıştır. Bu bir Mustafa Kemal farkıdır.Devlet, kültür işlerinde bir başka biçimde de soyulmaktadır. Dünyanın her yerinde sanat eserleri satışında devletin önceliği vardır. Devlet, müzayedede realize edilen fiyatla bu eseri ben alıyorum, diyebilir. Bizde ise yasada olmasına rağmen bu hak kullanılmaz. Geçen yıl Yapı Kredi Bankası büyük tantana ve reklamla Bellini'nin Fatih Sultan Mehmed portresini getirdi ve sergiledi. Olay medyada büyük yer aldı. Oysa bu eser daha 1900'lara kadar Türkiye'de idi. Bazılarının hálá hayranlık duyduğu Ulu Hakan Abdülhamid, bu resmi İngiliz Sefiri'nin hanımına; o da British Museum'a hediye etmiştir. Bu olay şunu gösteriyor: Mustafa Kemal dönemi hariç biz sanatımıza ve kültürümüze sahip çıkamamışız.Gülbekyan’ı kaptırdıkGülbekyan koleksiyonunun Türkiye'de olmaması, 1950'lerin yöneticilerinin günahıdır. Gülbekyan tarafından Türkiye'ye bağışlanan koleksiyondan o günün yöneticileri gümrük vergisi istemişlerdir. Gümrük vergisi istemeyen Portekiz, bugün dünyanın en önemli koleksiyonlarından birine sahiptir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!