Güncelleme Tarihi:
ÇUKUROVA’DAN
Y.Sinan TANYILDIZ
Geçtiğimiz haftanın tamamını seyahatle geçirdim. Yolum İstanbul’dan Bursalar’a kadar uzandı ve Eskişehir, Konya üzerinden Adana’ya döndüm. Sevgili Serdar’a bu nedenle yazımı gönderemedim, onun da sesi çıkmadı… (*)
Rahmetli Sakıp Ağamızın vefat haberini de yolda aldım. Aklıma hemen Adana’daki, belki de Türkiye’nin her tarafındaki öğrencileri geldi. Yeni nesle tanıdığı olanakları hatırladım.
Uzun bir süredir Çukurova Üniversitesi öğrencilerine Çarşamba günlerimi ayırıyorum. O gün saat 16.00 civarında üniversite öğrencilerinden 5 kişi yanıma geliyor ve 19.00’da da gidiyor…
Bu bir nevi yerinde eğitim. Öğrenciler proje hazırlayıp daha sonra gelerek bu projeyi tartışıyoruz.
İşte bu toplantılardan birinde söz dönüp dolaşıp Sabancı şirketlerine gelmişti. Öğrencilerden biri:
“İyi ki Adana’da Sabancılar var…” dedi. “Arkadaşlarımızın büyük bir bölümü stajlarını bu fabrikalarda yapıyor ve oradaki yetkililer bizimle çok ilgileniyor.”
Sonra da Rahmetli Sakıp Ağa’yı andık… Öğrenciler “Keşke biz de birer Sabancı olabilsek. Türkiye o zaman şahlanırdı…” dedi. Çok iyi hatırlıyorum, aynen böyle dedi…
Şu satırları yazarken bu öğrenciyi hatırladım. Sakıp Ağa öğrenciler için de bir semboldü. Herkesin özlemi onun gibi başarılı olmaktı…
Yani Sakıp Ağa’nın belki de hiç tanışmadığı binlerce öğrencisi vardı. Bu öğrenciler kendilerine Sakıp Ağamızı örnek almışlar, genç yaşlarına rağmen büyük bir titizlikle çalışıyorlardı…
Bu nedenle inanıyorum ki Sakıp Ağa hiçbir zaman ölmeyecek…
Binlerce genç Sakıp Ağamızı örnek alarak yoluna devam ediyor, edecektir.
(*) Serdar’ın notu: Seyahatte olduğun istihbaratını alınca ses çıkarmadım, dönünce yazar diye bekledim. Ama İstanbul’a uğrayıp da bizi şereflendirmediğini kendi ağzından itiraf edince, iş değişti...