Sakın elimi bırakma abi

Güncelleme Tarihi:

Sakın elimi bırakma abi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 1999 00:00

Haberin Devamı

Anne, baba ve kardeşleri Derince'de öldü.

27 gün boyunca birbirlerinden habersiz yaşadılar.

Ayak parmakları kesilen ağabey tekerlekli sandalyeyle geldiği hastanede kardeşini yatarken buldu.

Derince'de göçük altında kalan ve birbirlerini öldü zanneden iki kardeşin, 27 gün sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde kucaklaşmaları, depremde nice dramlara tanık olan hemşirelerin kuruyan göz pınarlarını bir kez daha ıslattı. Anne ve babasını depremde kaybeden 10 yaşındaki Neziha, tesadüfen kavuştuğu 13 yaşındaki ağabeyi Muzaffer Durmuş'a, sıkı sıkıya sarılırken 'Sakın elimi bırakma abi' diye fısıldıyordu.

17 Ağustos'ta Marmara'yı enkaz haline getiren deprem, Durmuş Ailesi'nin Derince'deki evlerini de vurdu. Beton yığınlarının altında kalan 40 yaşındaki Şükran Durmuş, 43 yaşındaki eşi Hasan Durmuş ve 8 yaşındaki oğulları Zafer, yaşamlarını yitirdiler. 10 yaşındaki kızları Neziha ile 13 yaşındaki oğulları Muzaffer ise depremden saatler sonra enkaz altından çıkarıldılar.

PARMAKLARI KESİLDİ

Sağ ayağının parmakları ezilen Muzaffer, helikopterle İstanbul'a gönderildi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde, sağ ayağının ezilen parmakları kesildi. Kangren riskine karşılık, hastanenin Su ve Denizaltı Hekimliği Bölümü'nde tedavi altına alındı. Kendisine gelir gelmez ailesini soran Muzaffer, ‘‘Öldüler’ yanıtını alınca yıkıldı. Hasta ziyaretine gelen Derinceli bir komşusunun ‘‘Kız kardeşin enkaz altından yaralı çıkarıldı. Yaşıyor olabilir’’ sözleri umut kaynağı oldu. Depremden sonra geçen gün, kardeşinden bir haber almak için çırpındı. Alamadı. Sanki yer yarılmış içine girmişti.

Enkaz haline gelen evlerinden, bacakları ezik olarak kurtulan Neziha da, hasretiyle yanıp tutuştuğu ağabeyiyle aynı hastaneye kaldırılmıştı. Acil Servis'te tedavi gören Neziha da, kangren riskine karşı Su ve Denizaltı Hekimliği Bölümü'ne sevkedilince, aynı çatı altında yaşadıkları hasret dolu günler sona erdi.

Su ve Denizaltı Hekimliği Bölümü'nün kapısından girdiği anda ağabeyini gören Neziha, donup kaldı. Kıskardeşinin yaşamından umudunu kesen Muzaffer'in de sanki dili tutulmuştu. Konuşamıyordu. Parmakları kesilen ayağı, yerinden kalkıp kardeşine sarılmasına engel oluyordu.

AĞLATAN BAKIŞLAR

Hemşirelerin yardımıyla yanyana gelen iki kardeş birbirlerine sarılırken, yaşadıklarına inanamıyorlardı. Kucaklaşmaya, tekrar tekrar ara verdiler. Birbirlerine dokundular. Yaşadıklarının gerçek olup olmadığını kavrayabilmek için, göşyaşlarını silip,birbirlerine dikkatle baktılar.

Beklenmedik buluşmanın ilk şokunu atlattıktan sonra, kardeşinin saçlarını okşayıp, ellerini öpen Muzaffer Durmuş, ‘‘Ona kavuşmak beni yeniden hayata bağladı. Kardeşimle her şeye yeniden başlayacağız’’ diyordu.

Neziha'nın tek istediği, ağabeyinin bir daha onu bırakmamasıydı. 'Sakın elimi bırakma abi' diye fısıltıları, iki kardeşin buluşma sahnesini nefeslerini tutarak izleyen hemşireleri de gözyaşlarına boğdu.

Depremden 27 gün sonra hastane odasında birbirlerine kavuşan iki kardeşe sahip çıkan dayıları Kerim Öztürk ise, ‘‘Benim evim onların da evi. İkisini de yanıma alacağım. Onlara kendi çocuklarım gibi bakacağım’’ dedi.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!