Şahin: İnsan haklarında yapılacaklar var

Güncelleme Tarihi:

Şahin: İnsan haklarında yapılacaklar var
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 24, 2003 00:00

BaÅŸbakan Vekili Mehmet Ali Åžahin, ''Ä°nsan hakları alanında, hukuk devleti olma yolunda aldığımız mesafeyi küçümseyemeyiz. Ama, yeterli görmemiz de mümkün deÄŸildir'' dedi. Åžahin, halen Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi'nde (AÄ°HM) Türkiye'nin aleyhinde 7 bin 113 baÅŸvurunun bulunduÄŸunu ve en çok ÅŸikayet edilen ülkeler arasında Türkiye'nin üçüncü sırada yer aldığını bildirdi. Danıştay, Avrupa Konseyi, Ä°nsan Hakları EÄŸitimi On Yılı Ulusal Komitesi, Türkiye Barolar BirliÄŸi Ä°nsan Hakları AraÅŸtırma ve Uygulama Merkezi tarafından Danıştay Konferans Salonu'nda düzenlenen ''Ä°nsan Hakları, Avrupa SözleÅŸmesi ve Ä°dari Yargı'' adlı sempozyuma, BaÅŸbakan Vekili Åžahin'in yanı sıra, Anayasa Mahkemesi BaÅŸkanı Mustafa Bumin, Danıştay BaÅŸkanı Nuri Alan ile hukukçular katıldılar.     Sempozyumun açılışına konuÅŸan Åžahin, Türkiye'nin insan haklarıyla ilgili her türlü anlaÅŸmayı ilk imzalayan ülkeler arasında yer aldığını söyledi. Türkiye'nin Avrupa Ä°nsan Hakları SözleÅŸmesi'ne taraf olurken tek amacının baÅŸta yaÅŸama hakkı olmak üzere, düşünce, din ve vicdan hürriyetini güvence altına almak, iÅŸkence ve ayrımcılık yasağı gibi temel ilkeleri hayata geçirmek olduÄŸunu kaydeden Åžahin, sözlerini şöyle sürdürdü:     ''Her alanda olduÄŸu gibi insan hakları alanında da hukuk devleti olma yolunda da aldığımız mesafeyi küçümseyemeyiz. Ama, yeterli görmemiz de mümkün deÄŸildir. Türkiye, sadece Avrupa Ä°nsan Hakları SözleÅŸmesi'ne imza atmakla kalmadı, AÄ°HM'nin yargı yetkisini de kabul etti. "ÖNEMLÄ° OLAN UYGULAMA"Bir uluslararası anlaÅŸmanın altına imza koymak, bir uluslararası yargı organının yetkisini kabul etmek önemlidir. Ama, bundan daha önemlisi, kuÅŸkusuz imza atılan belgelere uygun davranmak ve bunları uygulamaya yansıtabilmektir.     Şöyle bir soru sorulabilir, acaba Türkiye'nin AÄ°HM karnesi nasıl? Halen AÄ°HM'de Türkiye'nin aleyhine verilmiÅŸ 7 bin 113 bireysel baÅŸvuru vardır. Bu rakam, mahkemeye yapılan toplam baÅŸvuruların yüzde 7'sine karşılık gelmektedir. En çok ÅŸikayet edilen ülkelerin arasında Polonya ve Rusya'nın ardından maalesef Türkiye üçüncü sıradadır.      Hemen belirtmeliyim ki bu 7 bin 113 baÅŸvurudan 2 bine yakını Kıbrıs Rumları'nın yaptığı baÅŸvurulardır. Türkiye'nin tazminat ve dostane çözüm olarak ödediÄŸi para ise 21 milyon euroyu aÅŸmıştır. Kısacası, Türkiye, kurumsal ve toplumsal açıdan gerçek anlamda demokratikleÅŸmesini aldığı uzun ve baÅŸarılı yola raÄŸmen henüz tamamlayamamıştır.''     Hükümet olarak 7 uyum paketini yürürlüğe koyduklarını ifade eden Åžahin, temel amaçlarının uluslararası hukukun en önemli kurallarından "devlet bir ihlali haklı göstermek için ulusal hukuktaki bir hükme sığınamaz" ilkesini hayata geçirmek olduÄŸunu söyledi.      ''BEBEKLER AÇLIKTAN ÖLÃœRKEN''     Danıştay BaÅŸkanı Nuri Alan da Avrupa Ä°nsan Hakları SözleÅŸmesi'nin Ä°nsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde düzenlenen hakların güvenceye baÄŸlanması için atılan ilk adım olduÄŸunu ifade etti.     20. yüzyılın ikinci yarısında baÅŸlayan ve devam eden toplumsal hareketlerdeki artış, göç, çevresel hareketler, hızlı ve saÄŸlıksız kentleÅŸme, teknolojide yaÅŸanan ilerleme ve bunların etkilerinin toplumsal taleplerin niteliÄŸini deÄŸiÅŸtirdiÄŸini ve insan haklarına yeni boyutlar getirdiÄŸini kaydeden Alan, böylece uygulamada yeni sorunların ortaya çıktığını belirtti.     KüreselleÅŸmenin birçok ülkeyi etkileyen bir süreç olduÄŸunu anlatan Alan, şöyle konuÅŸtu:     ''Özellikle ekonomide yaÅŸanan küreselleÅŸmenin, kalkınmasını tamamlamamış ve geri kalmış ülkeler yönünden bazı olumsuz sonuçları beraberinde getirdiÄŸi, bunların da insan hakları uygulamasını olumsuz yönde etkilediÄŸi bir gerçektir.      Günümüzde geliÅŸmiÅŸ ülkelerle diÄŸerleri arasında mevcut olan ve doÄŸal olarak bu ülkelerin bireylerine yansıyan eÅŸitsizlik, insan haklarının karşısındaki en büyük engeldir. Dünyanın farklı coÄŸrafi alanlarında veya ülkelerinde, hatta aynı ülkenin deÄŸiÅŸik bölgelerinde ekonomik ve toplumsal haklarda, gelir dağılımında görülen aşırı farklılık ve dengesizlikler, insan haklarının evrensel uygulamasını güçleÅŸtirmekte, giderek olanaksız hale getirmektedir.Gerçekten, dünya nüfusunun yeterli derecede beslenemediÄŸi, belli bir kısmının açlık sınırında bulunduÄŸu, bebeklerin ve çocukların açlıkve bakımsızlıktan öldüğü bir dünyada Ä°nsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde düzenlenmiÅŸ olan toplumsal ve ekonomik içerikli insan haklarında söz edilmesi mümkün deÄŸildir.''     Türkiye Barolar BirliÄŸi BaÅŸkanı Özdemir Özok ise uygar toplumlarda insan haklarını ilgilendiren hiçbir olgunun salt iç hukuk sorunu olarak görülemeyeceÄŸini belirterek, ''Ä°nsan haklarına iliÅŸkin ulusal ve uluslararası hukuk kurallarına uyulmadığında insan haklarına saygılı hukuk devletinden söz edilemez'' dedi. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!