Sağlık Bakanı: Danıştay'a itiraz edeceğiz

Güncelleme Tarihi:

Sağlık Bakanı: Danıştaya itiraz edeceğiz
Oluşturulma Tarihi: Nisan 08, 2011 17:04

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Danıştay 5. Dairesinin, Sağlık Bakanlığının “Tam Gün Kanunu” işleminin, “Kamuda görevli hekimlerin muayenehane açamayacaklarına” ilişkin bölümünü iptali kararıyla ilgili olarak, "Hükümet olarak, Sağlık Bakanlığı olarak. Danıştay İdari Dava Dairelerine hemen itiraz ediyoruz." dedi.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Danıştay 5. Dairesinin, Sağlık Bakanlığının “Tam Gün Kanunu” işleminin, “Kamuda görevli hekimlerin muayenehane açamayacaklarına” ilişkin bölümünü iptali kararıyla ilgili olarak, “Biz bu işin peşini bırakmayacağız Hükümet olarak, Sağlık Bakanlığı olarak. Danıştay İdari Dava Dairelerine hemen itiraz ediyoruz. Ben inanıyorum ki adalet tahakkuk edecek, vatandaşımızın bu muayenehane çilesi çok küçülmüş olmakla beraber tamamen ortadan kalkacaktır” dedi.

TRT Haber'de yayınlanan “Merkez Haber” adlı programa konuk olan Akdağ, bir soru üzerine, Danıştay 5. Dairesi'nin Tam Gün Yasası'na ilişkin verdiği kararı değerlendirdi.

Akdağ, “CHP, ana muhalefet partisi, bu işi karıştırmasaydı, bu iş çoktan bitmişti zaten, Anayasa Mahkemesine götürmemiş olsaydı” diyen Akdağ, üniversitelerde ya da Sağlık Bakanlığında çalışan hekimler, meslektaşlarımız muayenehane açabiliyorlardı, devlette çalışırken, bir özel hastanede de çalışabiliyorlardı. Üniversitenin içinde adeta muayenehane açabiliyorlardı. Eski sistem böyle bir şeydi. Bunların 2'si şu anda tamamen bitmiş oldu. Üniversitelerin içinde özel muayenehane, özel ameliyat işi yok artık, bunu kaldırdık. Dışarıya, özel hastanelere hasta götürmek de yok” diye konuştu. Danıştay 5. Dairesinin en son kararıyla kamuda çalışan doktorların muayenehane açabileceklerine hükmettiğini anlatan Akdağ, şunları söyledi:

“41 bin uzman var bu şekilde kamuda çalışan, bunların 11 bini üniversitede, 30 bini de Sağlık Bakanlığında, toplamı 41 bin. Bu 41 bin uzmandan şu anda muayenehane çalıştıran 1800 kişi var. Bu 1800 kişi şimdilik kaydıyla muayenehanesini açık tutabilecek. Ama biz bu işin peşini bırakmayacağız hükümet olarak, Sağlık Bakanlığı olarak... Yine Danıştay İdari Dava Dairelerine hemen itiraz ediyoruz. Ben inanıyorum ki adalet tahakkuk edecek, vatandaşımızın bu muayenehane çilesi çok küçülmüş olmakla beraber tamamen ortadan kalkacaktır. Tekrar ifade ediyorum, şu anda muayenehanesi olan hekimlerin sayısı 41 binin içinde 1800. Yani bu üniversitelerin içindeki muayene işi bitti, özel hastanelere götürme işi bitti. Yalnızca bu 1800 kişiyle alakalı bizim itirazımızın sonunu bekleyeceğiz.”

Akdağ, “Bazı eleştiriler getiriliyor. Sadece hastalara bakmakla yükümlü olacaksak üniversitelerin bilimsel çalışmaları ne olacak sorusu vardı. Bir de ayrıca iddialardan biri de tüm bu çalışanların, performansa dayalı sistemin ya da Tam Gün Yasası ile üniversite hastanelerinin diğer devlet hastanelerine dönüştürüleceği, oradan doktorların istifa edeceği ve yavaş yavaş devlet hastanelerine dönüşeceği yönünde... Bu konuda ne söylemek istersiniz?” sorusu üzerine de “Menfaatlerinin peşinde koşanlar halkı aldatamaz. Ben yıllarca üniversite hastanelerinde öğretim üyeliği yaptım. Eski sistem şöyleydi, kısmi çalışan, dışarıda çalışan, muayenehanesi olan doktor arkadaşımız veya bir özel hastaneye gidenler öğle vakti oldu mu zaten hukuken bırakıp gidiyorlardı. Düşünün siz, bir öğretim üyesi üniversitenin hastanesine geliyor, sabah 09.00'da geliyor, öğlen 12.00'de bırakıp gidiyor. Neresinde bunun eğitim, neresinde araştırma? Böyle bir süre içerisinde eğitim, araştırma yapılabilir mi? Hepimiz biliyoruz ki yapılamaz” dedi.

Eski sistemde üniversitede tam gün çalışanların dahi öğleden sonra özel hastalarıyla meşgul olduklarını, özel muayene, özel işlem, özel ameliyat yaptıklarını ifade eden Akdağ, şöyle devam etti:
“(Hadi git, para yatır, ondan sonra ben sana bakayım, seni sonra ameliyat edeyim) diyorlardı. Böyle bir sistemde Allah aşkına, eğitim mi olurmuş, araştırma mı olurmuş? Asıl yeni sistem eğitim ve araştırma imkanını getiriyor. Şimdi dün bu sisteme itiraz etmeyenler bugün yeni sisteme ne hakla itiraz ediyorlar? Yeni sistemde sabahtan akşama kadar bir hoca hastalarıyla ilgilenirken bir taraftan da öğrencisini, asistanını yanına alacak, onlara da öğretecek. Zaten bizim tıp eğitiminde eğitim daha ziyade pratik bir eğitimdir, hasta başında yapılır, hastayla birlikte yapılır. Bir hoca sabah gelecek öğlen de muayenehanesine gidecek, bu eğitim ve araştırmayı bozmayacak ya da öğleden sonra özel hasta almaya başlayacak, özel işlem, özel ameliyata başlayacak, bu da eğitim ve araştırmayı bozmayacak, yeni gelen sistem eğitim ve araştırmayı bozuyormuş. Bunu kim yutar Allah aşkına? Vatandaş buna kanar mı?”

Bakan: Buna müsaade etmeyeceğiz

Sağlık Bakanı Akdağ, “Bazı hastanelerde söz konusu yasa çıktıktan sonra profesörlerin hasta bakmadığı yönünde iddialar var. Bize ulaşan iddialar bunlar, bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna da “Şimdi bu iddiaları da siz de böyle basın olarak ifade edince aslında YÖK yönetimine suç duyurusunda bulunmuş oluyorsunuz ya da her kim böyle bir şey yapıyorsa o üniversitelerin rektörlerine suç duyurusunda bulunmuş oluyorsunuz” yanıtını verdi. Bütün üniversite hocalarının kamu görevlisi olduklarını ve görevlerinin de belli olduğunu anlatan Akdağ, konuşmasına şöyle devam etti:

“Kimsenin çiftliği filan değil bunlar halkın vergisiyle, milletin vergisiyle oluşturulmuş hastaneler, devletin hastaneleri, devletin üniversitesinin hastaneleri. Ben hasta bakmam da ne demekmiş? Bütün vatandaşlarıma bu hususta hukuklarını korumaya çağırıyorum. Böyle bir şeyle karşılaştıklarında mutlaka yazılı şikayette bulunsunlar. Aslında şunu da açıkça söyleyeyim, geçen 9 Eylül Üniversitesinin Rektörü ile görüştük. Asistan arkadaşlarımız bir eylem yapıyorlarmış. Asistan arkadaşlarımı da çağırdım konuştum. Neden eylem yapmışlar? Efendim, tepki olmak üzere 9 Eylülde meslektaşlarımız hasta bakmamışlar öğretim üyeleri, Şubat ayında gelirler çok düşmüş, asistanlara ödenen ek ödemeler azaltılmış, hocalara ödenen azaltılmamış. Böyle haksızlık olur mu? Peki hoca bakmamışsa ek ödemeyi nereden aldı diye sordum. Asistanların baktığı bütün hastalar hocaların üzerine yazılmış, böyle bir haksızlığı asla kabul edemeyiz. Asistan arkadaşlarıma da söyledim, 'siz çok haklısınız, belki eylem biçiminiz yanlış ama, tepki koymakta, itiraz etmekte çok haklısınız' dedim. Ne tıp etiğine de ne de hukuka uymayan bir iş yapılmış. Yani böyle bir iş olur mu? Ben üniversitede öğretim üyesi olacağım asistanım hasta muayene edecek, hasta bakacak, bu benim üzerime yazılacak ben yapmışım gibi... YÖK bu meseleye mutlaka dur demelidir. Tekrar söylüyorum, menfaatlerine halel
gelenler ne vatandaşın ne de asistanın hukukunu çiğneyebilirler. Buna müsaade etmeyeceğiz.”

Akdağ, 19-20 Nisanda da doktorlar tarafından büyük bir eylem yapılacağının hatırlatılması üzerine de “Ben basın olarak size bir mesaj vereyim, o toplantılara gidin bakın katılanların yüzde kaçı doktor? Nerede belli örgütler varsa toplanıyorlar, yanlış bilgilendirmeyle bazı doktor arkadaşlarımızı da oraya götürüyorlar. İdeolojik birtakım kararlılığı olanlar zaten oradalar ayrı mesele. Ben doğruları, gerçekleri bütün doktor ve asistan arkadaşlarıma anlatmaya özellikle itina ediyorum” dedi.

Sonuna kadar doktorların, sağlık çalışanlarının yanında olacaklarını belirten Akdağ, sözlerini şöyle tamamladı:
“Onların kazançlarını da artıracağız, çalışma şartlarını da iyileştirmeye devam edeceğiz. Ama her kim menfaati için halkı istismara yelteniyorsa, her kim kendi menfaati için gece gündüz çalışan asistan arkadaşlarımı istismara yöneliyorsa, onlar için de gerekeni yapacağız. Açıkçası böyle.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!