Resepsiyon...

TÜRKLER kavga etmek için en uygun yer olarak her zaman düğünleri seçerler.Hele sıra fotoğraf çektirmeye gelince, elti-dünür-yenge arasında başlayan kavgalar:‘‘İnsan resim çektirirken çağırır...’’‘‘Sanki teli dökülecek biz de şöyle kenarda dursak...’’‘‘Aha ben de şuradan şuraya adımımı atarsam...’’*Neyse ki Meclis Başkanı Arınç, Cumhurbaşkanı Sezer'in 29 Ekim resepsiyonu için ‘‘Elbette gideceğim...’’ dedi:‘‘Kapris ve duyguları bir kenara bırakarak...’’Çünkü Cumhurbaşkanlığı resepsiyona herkesi eşli, AKP'lileri eşsiz çağırdı.Nedeni; AKP'lilerin eşlerini ‘‘türbanlı’’ getirme olasılığı.Gerçi Arınç gazetecilere ‘‘Bu soruyu niye sordunuz, anlamıyorum’’ dese de, demek ki bunu Türkiye'de bir tek anlamayan o...*Cumhurbaşkanı, türbanın laik cumhuriyete karşı bir dayatmanın simgesi olduğunu biliyorlar.Köşk'e gelecek türbanlı konukların elini sıkıp ağırlamanın ise, bu dayatmanın devletin en tepesi tarafından da artık kabul edildiği anlamına geleceğini elbette görüyor.Ve o bilinen gerekçeyi öne sürüp ‘‘burası kamusal alandır’’ diyerek AKP'lilerin türbanlı eşlerini çağırmıyor.*Benim canımı sıkan ise; bu sorunun muhatabı erkekler iken, kabağın niye kadınların başında patladığı.O kadınların erkekleri, kamusal alanın tam göbeğinde, Türkiye'yi yönetip, ülkenin yazgısını çizip, kafalarının üstünde türban yoksa bile içindeki ideolojilerinin gereğini tıkır tıkır yapmıyorlar mı?Yapıyorlar...O zaman erkekler türban takmadıkları, tespihlerini ceplerine koyup, niyetlerini içlerinde saklayıp, ikiyüzlü davranabildikleri için mi protokole uygunlar?...*AKP'liler açısından ise:Bir kavgayı kadınlar üzerinden yapmak erkekliğe yakışıyor mu?Yani İtalyan kravatları takıp, monşer gömlekleri çekip, Fransız modası smokinlerin içinde, içi boş bardakları ‘‘şerefe’’ diye kaldırmak...Dayatma işini kadına bırakmak...Yiğitlik mi?Buna canım sıkılır.