Reha Muhtar yararlı bir iş yapıyor

Güncelleme Tarihi:

Reha Muhtar yararlı bir iş yapıyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2001 00:00

GELİN şu Reha Muhtar olayına entelektüel takıntılarımızı bırakıp biraz farklı bakalım. Soru şu: Reha Muhtar'ın hocalarla, üfürükçülerle, dincilerle yaptığı program gerçekten felaket bir şey midir?Yoksa, biraz daha derin bir analiz yapabilir miyiz?Önce ben, o geceki kendi durumumu anlatayım:Kanallar arasında dolaşırken Reha'nın programına takıldım. Eşim yatmıştı. Televizyonun karşısında yalnızdım.Bir süre sonra katıla katıla gülmeye başladım. Seyrettiğim şey, bir haber programı değil ama mükemmel bir şovdu.Katıla katıla gülüşlerimi eşim de işitmiş.Uyanıp yanıma geldi.Geldiği andan itibaren o da, programa takılıp benim gibi katıla katıla gülmeye başladı.Programa katılan konuşmacıların her biri, bir zamanların Ankara Sanat Tiyatrosu'ndan fırlamış tiyatro kişilikleriydi.Ama dikkat edin; sadece üfürükçüler ve hocalar değil, onların karşısındakiler de aynı tiyatro tipleriydi.O gece hiç yapmadığım bir şeyi yaptım.Programı sonuna kadar izledim.Ertesi gün gazeteye geldiğimde herkes o programı konuşuyordu.Arkadaşların çoğu, ‘‘Böyle şaklabanlık olur mu?’’ havasındaydılar.Bense biraz daha mesafeli duruyordum. Palyaçovari TİPLERProgramı bir şov olarak seyrettiğim için müthiş bir tatmin almıştım.O nedenle şaklabanlık eleştirilerine katılamadım.O programın üzerinden bir haftadan fazla zaman geçti.Şimdi programa biraz daha farklı bir açıdan bakıyorum. Bakıyorum ve ciddi bazı tahliller yapıyorum.Vardığım nokta şu: Reha Muhtar, fevkalade önemli ve yararlı bir iş yapıyor. İslam'ın, Şevki Yılmaz gibi ‘‘palyaçovari’’ fikirli tiplerini abartılmış birer komedi oyuncusu haline getiriyorOnların şaklaban, gayri ciddi ve en önemlisi, dine karşı saygısız laubaliliklerini ortaya çıkarıyor.Unutmayalım; son 10 yıl içinde Şevki Yılmaz tarzı, Aczmendi tipi sözde İslam şarlatanları ülkenin gündemine hákim oldular.10 yıl boyunca İslam adına onlar konuştular. Reha Muhtar, işte bu bezirgánları halkın gözünde iyice iki paralık hale getiriyor.Dünyada bunu yapabilen başka hiçbir İslam ülkesi yok.Ama Türkiye, İslam'la ilgili tartışmasını sadece bu düzeyde götürmüyor.Aynı zamanda çok ciddi ve yapıcı bir tartışma da buna paralel olarak yürüyor.TAYYİP ERDOĞAN'IN SÖZLERİGeçtiğimiz günlerde Tayyip Erdoğan'ın Ankara'da gazetecilerle yaptığı bir sohbet bu bakımdan çok önemliydi.Ama ne yazık ki, gündemin çok başka alanlara kaymış olması nedeniyle bu konuşma üzerinde yeterince durulmadı.Tayyip Erdoğan, ‘‘İslam ülkelerinin gerçek bir demorasiye ihtiyacı olduğunu’’ söylüyordu. Türkiye'de Milli Görüş geleneğinden gelen yeni bir siyasetçinin bu açılımı yapması son derece yararlıdır.Bazıları istediği kadar ‘‘takıyye’’ desin. O sözler söylendi ve tarihe böylece geçti.Ayrıca ben, Tayyip Erdoğan'ın o sözlerinde samimi olduğuna inanıyorum. Çünkü Tayyip Erdoğan zeki bir insandır ve 11 Eylül'den sonra dünyada birçok şeyin geri dönülemez bir şekilde değiştiğinin farkında.Dünkü Hürriyet'in birinci sayfasında kafes içine konulmuş yabancı Taliban militanlarının fotoğrafı vardı. Bu fotoğrafa bakan herkes herhalde kendi kendine şu soruyu sormuştur:‘‘Bizim dinimizin bu kılıksız adamlarla ne ilgisi olabilir?’’Biz bu soruyu soruyoruz ama ne yazık ki var.İşte çağımızın İslam’ını bu sorudan hareketle yerine oturtmak zorundayız.Biz ülke olarak 80 yıl önce şu iddiayı ortaya attık:İslam'la demokrasi ve laiklik yan yana yaşayabilir. Ve 50 yıla yakın bir süredir şu veya bu arızalarla bu iddiayı kanıtlıyoruz. İşte 11 Eylül'den sonra bütün dünyanın anladığı gerçek bu iddianın ispatıdır. Fransız filozof Bernard Henry Levy haklıdır:‘‘İslam aydınlanması Türkiye'de yaşanıyor.’’Ve bu aydınlanma, bütün dünyadaki İslam'ın kılıksız bir Taliban imajından kurtulmasının yolunu açacaktır.Türkiye'nin bu yüzyıla yapacağı en büyük katkı da bu olacaktır. KİMMİŞ BU 12 AİLEReha Muhtar'ın önceki akşam yaptığı programda, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever inanılmaz bir iddia ortaya attı. İnanılmaz diyorsam, gerçekten inanılamaz.Güya, 420 milyar dolar Türkiye'den yurtdışına kaçırılıp yabancı bankalara yatırılmış.Bunda başı çeken ise 12 aile imiş. Böyle bir iddiayı ancak paradan hiç anlamayan biri ortaya atabilir. 420 milyar dolar dediğimiz para, Türkiye'nin gayrisafi milli hasılasının neredeyse iki katı. Kimmiş bu babayiğit 12 aile de Türkiye’nin gayrisafi milli hasılasının iki katı parayı yurtdışına kaçırmışSallamanın da bir insafı, izanı olmalı.Orada, yanında Besim Tibuk ve Mehmet Barlas gibi iş dünyasından, rakamlardan haberdar insanlar oturuyordu. Onlardan daha kararlı bir, ‘‘Atma kardeşim’’ tepkisi beklerdim. Ama galiba İlsever, ‘‘Elimde devletin resmi belgesi var’’ deyince onlar da biraz çekindiler. Ben şimdi merakla bekliyorum. Böylesine acayip bir sallamaya kılıf uyduracak resmi belge neymiş. Hep birlikte göreceğiz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!