Reel sektör ne yapacak?

Güncelleme Tarihi:

Reel sektör ne yapacak
Oluşturulma Tarihi: Ocak 21, 2002 00:00

BANKACILIĞA verilecek destekle ilgili koparılan gürültü biraz dinmiş gibi gözüküyor. Şimdi herkes gözünü dikti, Cumhurbaşkanı Sezer'in yasayı imzalayıp imzalamayacağını, ya da bazı maddelerini geri çevirip çevirmeyeceğini izliyor.Devlet Bakanı Kemal Derviş, belki de bu hafta başında, Cumhurbaşkanlığı'na bir kez daha çıkıp, oluşan tedirginlikleri tekrar gidermeye çalışacak. Cumhurbaşkanı veto ederse epeyce sorun yaşanacağı, piyasalarda önemli bir tedirginlik oluşacağı kesin. Ancak bu takdirde bile, Hükümetin tavrı artık belli olduğu için, herşeyden önemlisi de ekonominin geleceğinin buna bağlı olması nedeniyle, Hükümetin yasayı aynen onaylamasının şart olduğunu düşünüyorum.Kısacası; veto yese bile bu yasanın çıkacağını tahmin ediyorum.Bence asıl üzerinde durulması gereken nokta, bundan sonra ne yapılacağı olmalı. Bankalara verilecek destek tartışılırken, bu desteğin 'bankaları kurtarmak için verildiği', 'bu kaynağın reel sektöre verilmesi gerektiği' de söylendi.REEL SEKTÖR SUÇSUZ MU?Bu operasyon ile ilgili herkes bankalara yüklendi ve çok az sayıda kişi 'Bankaların bu durumunda kredi kullanıp ödemeyen reel sektörün hiç suçu yok mu?' diye sormayı akıl etti. Yüksek devalüasyonla sermayelerin eridiğini, devletin kayıt içinde diye her kaynak gerektiğinde bankaları vergilendirdiğini de artık biliyoruz...Bence bankaların bu durumunda, reel sektörün de epeyce katkısı var. Bankaları kasaları gibi görenleri, halktan topladıkları paraların kendi paraları olmayıp, ödünç olduğunun bilincinde olmayanları zaten bankacı olarak görmüyorum. Ayıklananlar, şimdi 'mağdur olduk' diye dolaşıyor ama hiç de öyle değil.Yeni operasyonla bankacılığı, 'bankacılık' gibi yapmak istemeyen diğerleri de ayıklanacak.Peki bu yeterli mi? Bizce yeterli değil. Şimdi sıra reel sektöre geliyor. Bankaların bu duruma düşmelerinde reel sektör firmalarının çok büyük payı var. Soygun için bankacılık yapanlar olduğu gibi, soygun için ticaret ve sanayicilik kisvesi altında faaliyet sürdürenler olduğu gerçeğini de gözardı etmemiz lazım.ARPALIK ÖNLEMLERİIMF programının en radikal yönlerinden biri, devletin arpalık olmaktan çıkarılması için alınan önlemler. Yani bankalar gibi reel sektör firmaları da artık siyasetçilerle kolkola, oy ve nema adına, ayrıcalık temin edemeyecekler. Bunun yolları mümkün olduğunca tıkanmaya çalışılıyor. Yeni yollar bulunursa bunlar de hemen kapanmalı.O zaman reel sektör firmalarında bir ayıklama olması kaçınılmaz. Bu gerçeği kabul etmemiz şart. Artık işadamları örgütleri de, ayrıcalıksız kaldıkları için kötüleyen kuruluşlara yeniden ayrıcalık almak için Ankara kulislerini arşınlamamalı.Artık yeni bir dünya kuruluyor. Bankacılığın artık 'bankacılık' gibi yapılması için önlem alınıyor. Ticareti ve sanayiciliğin de artık kuralarına göre yapılması şart.Bizce özel sektör kuruluşlarının artık bu gerçeği görüp, bu gerçeğe göre yönetim anlayışı geliştirmeleri, üyelerini de buna göre yönlendirmeleri gerekiyor.Bankacılıkla ilgili yasa sadece bankacılığı değil reel sektör firmalarını da derinden etkileyecek. Yasaya eklenen kredi zorunluluklarının formaliteden öte geçmediği ortada. Yasanın önemli noktası bankacılık için şeffaf bilanço gerekliliğini getirmesi. Bankaların şeffaf bilanço hazırlamaları için, kredi verdikleri müşterilerinin de şeffaf bilançolar hazırlamaları şart. Hepimiz biliyoruz ki; özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde maliyet hesabı, bilanço kayıtları hiç de sağlıklı değil. Bu bilançolarla, artık bu işletmelerin bankalardan kredi almaları mümkün değil. Eski, çalakalem bilançolarla bankalardan kredi alamayan işletmelerin, bunun için bankaları suçlamaları mümkün değil. Bu nedenle reel sektör kuruluşlarının şimdiden, üyelerini uyarmaları ve biran önce bu konuda eğitime başlamalarının doğru olacağını düşünüyorum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!