Polisiye roman hafiyesi

Güncelleme Tarihi:

Polisiye roman hafiyesi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 1997 00:00

Emekli bankacı Erol Üyepazarcı bin üç yüz kitaplık koleksiyonu kitabı ile şimdiden Abdülhamit'e rakipKim demiş Türkler polisiye yazamaz diye? Böyle bir iddiada bulunanların Erol Üyepazarcı'nın 'Korkmayınız Mr. Sherlock Holmes'ine bir göz atmaları gerekir. Emekli bankacı Erol Üyepazarcı bir polisiye hafiyesi. Sahaflarda onun polisiye ile ilgilendiğini bilmeyen yok. Eski bir kitap bulduklarında haber verdikleri ilk isim.Polisiye roman okurluğu ile başlayan merakı onu araştırmacılığa kadar götürmüş. Türklerin polisiye serüvenini incelediği Korkmayınız Mr. Sherlock Holmes bu şekilde çıkmış ortaya. 1881 yılından başlayarak harf devrimine, yani 1928 yılında yeni yazıya geçene kadar olan sürede yayınlanmış telif ve çeviri romanları incelemiş. Şu sıralar araştırmasının ikinci cildini, yani 1928'den günümüze kadar olan süreyi tamamlamak üzere.Polisiye merakı yüzünden Osmanlıca'yı öğrenmiş. Bir kitap müzayedesinde Amanvermez Hamdi‘nin takımını görünce hemen almış. Onları okuyabilmek için de Osmanlıca’yı öğrenmiş. Polisiye'nin halka en yakın yazın türü olduğunu savunuyor Üyepazarcı. Çünkü İncil ve Mao'nun Kırmızı Kitap'ından sonra en çok satan kitapların başında polisiyeler geliyor. Dedelerimiz de bu türe bizden çok fazla meraklıymış. 1881 yılından yeni yazıya geçene kadar olan sürede binin üzerinde polisiye kitap yayınlanmış. Bu rakam yeni yazıya geçişimizden bugüne kadar olan sürede yayınlanan polisiye sayısından çok fazla.Polisiye'nin bizdeki serüveni nasıl başlamış?- Polisiye romanın bizdeki başlangıcı 1881 yılını gösteriyor. Türk Edebiyatı'nda saptadığımız ilk polisiye roman Fransız romancısı Penson du Terrail'ın Paris Faciaları adlı eseridir. 1884 yılında da ilk telif polisiye romanı Esrarlı Cinayet adıyla Ahmet Mithat Efendi yazmıştır. Ahmet Mithat Efendi'nin polisiyeleri de diğer romanları gibi öğreticidir. Mesela adamın biri intihar mı ediyor, on sayfa intiharın kötülüğünü anlatıyor. Romanda bir kız öldürülüyor. Yazar bunun araştırmasını yaptırıyor hafiyesine. O zaman bizde savcılık müessesesi yok. Yazar tutup savcılık müessesesini, batıda nasıl işlediğini örnekleriyle anlatıyor. Bir de o roman yayınlandığında ilginç bir şey oluyor. Beyoğlu Mutasarrıfı üç kağıtçı biri. Yazar isim vermeden adamın çevirdiği dolapları anlatıyor. Bu tefrika gazetede yayınlandığı zaman Mutasarrıf yurt dışına kaçmak zorunda kalıyor. Böylece basın tarihimizde ilk defa medyanın gücünü görmüş oluyoruz. Abdülhamit döneminde toplam 54 polis romanı çevrilmiş. Bir de Ahmet Mithat Efendi'nin yazdığı üç tane telif roman var. Fakat 1908'den sonra inanılmaz bir furya başlıyor. Arsene Lüpin'ler, Sherlock Holmes'ler bu dönemde çevriliyor. Bunların yanında Nick Carter, Nat Pinkerton, Nick Vinter, Ethel King, Pick Vick gibi daha popüler ve halka yakın polisiye kahramanların maceraları da çevriliyor.Taklit polisiyelerin ortaya çıkışı nasıl başlamış?- Taklit polisiyelerin başında Sherlock Holmes'lar geliyor. Saptayabildiğimiz ilk Holmes çevirisi Musavver Dilenci adlı kitaptır. Musavver kelimesi kitabın resimli olduğunu belirtmek için kullanılmıştır ve 1909 tarihlidir. Taklit olduğu daha adından anlaşılan bir Sherlock Holmes dizisi vardır: Sherlock Holmes'in Metresi ve Cinayat Dosyaları. Conan Doyle'un kahramanı Holmes kadınlarla pek ilgilenmez. Oysa bu dizide kahramanımız hızlı bir zampara olarak anlatılır. İlk Türk Hafiyesi:İlk yerli polisiye kahramanı ne zaman ortaya çıkıyor?- 1908'den sonra 200'e yakın Nat Pinkerton çeviriliyor ve bakıyorlar ki bunlar okunuyor. Her hafta bir kitap çıkıyor. Bu dönemde Ebussüreyya Sami, Amanvermez Avni diye bir kahramanın serisini yazmaya başlıyor. İlk yerli polis hafiyesi Amanvermez Avni'dir. Yazarın iddiasına göre bu gerçekten yaşamış bir polis komiseridir. Yetenekleri bilindiği için serbest çalışır. Onun için özel tahsisat ayrılıyor. Çok önemli işlerde görevlendirilir. Ne bileyim, padişaha yapılacak suikastleri falan önler. Daha sonra Hüseyin Nadir'in Fantoma dizisinden öykünerek yarattığı Fakabasmaz Zihni çıkar ortaya. Cinayek Kolemsiyonu başlığı altında yayınlanan bu dizi Latin harflerinin kabulüne kadar kesintisiz yayınını sürdürür. Bütün zamanların en tanınmış Türk polis kahramanı ise Peyami Safa'nın Server Bedi takma adıyla yazdığı Cingöz Recai'dir. Cingöz Recai, Arsen Lupen‘in Türkçe versiyonundan başka bir şey değildir. Fakat yerli renkler çok hakimdir.Yeni yazıya geçildikten sonra da polisiye türünün taklit macerası sürüyor mu?- Tabii. Bunun en iyi örneği Mayk Hammer serisidir. 1950‘li yıllarda Çağlayan Yayınevi, Mayk Hammer sierisini başlatmış. Bunlar o dönem için çok çarpıcı kitaplar. Çünkü o güne kadar klasik polisiye romanlar vardı. Mayk Hammer bunlardan tamamen farklıydı. Mesela klasik polisiyede hafiye sadece olayı çözer. Ama bu öyle değil. Tabancayı eline alıp kanun benim diyerek hem muammayı çözüyor hem katili vurup öldürüyor. İşte bu dönemde Mayk Hammer‘in toplam dört romanı var. Bunları da Kemal Tahir çeviriyor. Fakat kitabın her biri 100 bin satıyor ve bu dört kitap dört haftada yayınlanıp bitiyor. Bundan sonra Kemal Tahir oturup bu seriye dört tane daha yeni macera ekliyor. Burada kendi görüşümü söyleyeyim, Kemal Tahir‘in Mayk Hammer'leri orjinalinden çok daha iyidir. Daha sonra 100 tane kadar da Afif Yesari yazmıştır bu seriye. Onun da bazı kitapları orjinaliyle aynı düzeydedir. Kemal Tahir yazdıklarında ismini gizlemiyor ama. O zamanlar yazdığı Mayk Hammer‘lere F.M. 2'nci takma adını koyuyor. Her hafta bir tane çıkıyor bu kitaplardan. Toplam 150 kadar Mayk Hammer kitabı yayınlanıyor. Bu çoğaltma ve sahte dizi sonraki yıllarda da yapılmış. Örneğin Agatha Christie‘nin doksana yakın kitabı vardır. Ama bende şu anda 130 tane Agatha Christie romanı var. Birisi oturmuş ve Agatha Christie adı altında yazmış. İncelememin ikinci kitabında bunlara geniş yer vereceğim.İyi polisiye okuru nasıl olur?- İyi bir polisiye okuru katili dedektifle beraber yakalamak zorundadır. Hatta bu zamanla yarış haline bile dönüşebilir. Dedektiften önce katili yakalamışsanız iyi bir polisiye okuru olmuşsunuzdur. Dedektifle aynı şeyleri düşünebilmelisiniz. Yazarın kurduğu basit tuzaklara yakalanmamalıdır.Abdülhamit'in merakıAbdülhamit'in 6 bin tane polisiye kitabı olduğu söyleniyor. Bu yanlış bir bilgi. Çünkü toplam on bin kitabı var ve bunların beş bini zaten Osmanlı tarihine ait. Kurduğu bir tercüme bürosuna Avrupa basınında kendisi ile ilgili çıkan haberleri ve ilgilendiği konuları çevirtiyor. Bir kısmı da bu çevirilerden oluşuyor. Tahminimce Abdülhamit'in polisiye kitapları iki bini geçmez. Tercüme bürosu boş zamanlarında da Abdülhamit için polisiye romanlar çeviriyor. Çok ilginçtir, o dönemde Abdülhamit ve Sherlock Holmes adı bir ermeni yazar tarafından yerli bir polisiye bile yazılmış. Bu kitabın peşinde çok koştum. En sonunda bir müzayede katoloğunda rastladım ve çekişmeli bir açıkartırmadan sonra hayli yüksek bir fiyata bu kitabı edinebildim. Kitabın yazarı çok iyi polis romanı okuru anladığım kadarıyla. Çünkü kitabın girişi çok iyi. Tekniği biliyor. Fakat sonra işi Abdülhamit düşmanlığına çevirerek konuyu dağıtmış. Kitaba göre Sherlock Holmes eşiyle İskoçya'da yaşayan bir adammış. Abdülhamit'in adamlarının neden öldürüldüğünü araştırmaya geliyor fakat sonra komitacılarla beraber olup onu tahttan indirmeye çalışır. Kitabın aslında en ilginç yanı, o dönemin istanbul'unu sokaklarıyla, birahaneleri ve lokantalarıyla anlatması.Ünlü Türk hafiyeleriAmanvermez Avni, Kandökmez Remzi, Nahit Sami, Fakabasmaz Zihni, Cingöz Recai, Cıva Necati, Çekirge Zehra, Tilki Leman, Kartal İhsan, Kara Hüseyin, Elegeçmez Kadri, Polis Hafiyesi Yılmaz, Şeytan Hadiye, Pire Necmi, Badik Hilmi.Holmes ve Abdülhamit Abdülhamit ve Sherlock Holmes'i aynı kitapta buluşturan Ermeni yazar Yervent Odyan, kitabında polisiye bir öykü çevresinde Abdülhamit'i kötülüyor. Sherlock Holmes İstanbul'a gelir ve Abdülhamit'in tahttan düşürülmesi için komitacılarla beraber çalışır.S
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!