PKK'ya yardım eden NATO üyesi Avrupa ülkeleri var

Güncelleme Tarihi:

PKKya yardım eden NATO üyesi Avrupa ülkeleri var
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 22, 2007 17:18

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, terörizmle uluslararası mücadelenin son yıllarda her platformda konuşuluyor olmasına ve BM, NATO, AB gibi birçok önemli kurum ve kuruluşun konuya yönelik son derece sert tedbirler içeren karar ve açıklamaları olmasına rağmen, bugüne kadar gereken tedbirlerin alınamadığını belirtti.
Orgeneral Büyükanıt, “Aksine bu tutum bir yandan teröristleri cesaretlendirmiş, diğer yandan eylemlerin boyutlarının genişlemesine yardımcı olmuştur. Esas üzücü olan Avrupa ülkelerinin birçoğunun, terörizmin kendisine yönelik en büyük tehdit olduğunu ifade eden bir kuruluş olan NATO'nun üyesi olmasıdır" dedi.

Orgeneral Büyükanıt, Savunma ve Havacılık Dergisi'nde yayınlanan “Terör Kıskacındaki Dünya ve Terörizmle Uluslararası Mücadeleye Olan Gereksinim” başlıklı makalesinde, terörizmin tarih boyunca toplumları ve devletleri tehdit etiğini ve değişik araçlar kullanarak binlerce insanın ölümüne neden olduğunu belirtti. ABD, Bali, Tokyo, Kenya, İstanbul, Madrid, Londra, Kuşadası, Mısır başta olmak üzere son 5 yılda dünyada meydana gelen terörist saldırılarda 5 binin üzerinde insanın öldüğünü, 12 binin üzerinde insanın da yaralandığına dikkati çeken Orgeneral Büyükanıt, tek başına bu rakamların bile terörizmin, insanlığa karşı günümüzün en öncelikli tehdidi olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Terörün dili, dini, milliyeti, bölgesi ve ideolojisinin olmadığını, varlığını ve gücünü şiddetten aldığını ifade eden Orgeneral Büyükanıt, teröristlerin eğitim, planlama, mali kaynakların yaratılması ile aktarılması ve lojistik desteğin sağlanması gibi eylem öncesi hazırlıklarını farklı ülkelerde yapabildiklerini anımsattı. Bir ülkede meydana gelen terörist saldırının boyutlarının ülke sınırlarını aşabildiğini, bu tehdidin oluşumunun ülke dışında ve birden fazla ülkede gerçekleşebildiğini, böylece konunun uluslararası bir nitelik kazandığını anlatan Büyükanıt, şunları kaydetti:

“Terörizmin potansiyel nedenleri, sosyal, siyasal ve ekonomik sorunlara, etnik ve dini ayrımcılığa dayanmakla birlikte, terörizmi besleyen temel neden, bazı ülkelerin terörizmi dış politika aracı olarak kullanmaktadır. Bu durum, terörizme karşı ortak bir mücadele zemini yaratılmasını engellemektedir. Ülkelerin bu tür yaklaşımları, terörizmle uluslararası mücadelenin son yıllarda her platformda konuşuluyor olmasına ve BM, NATO, AB gibi birçok önemli kurum ve kuruluşun konuya yönelik son derece sert tedbirler içeren karar ve açıklamaları olmasına rağmen, bugüne kadar gereken tedbirler alınamamıştır. Aksine bu tutum bir yandan teröristleri cesaretlendirmiş, diğer yandan eylemlerin boyutlarının genişlemesine yardımcı olmuştur.

Yalnızca terör eylemlerini gerçekleştirenler terörist değildir. Terör örgütlerinin terör eylemlerini gerçekleştirmesine mali, lojistik ve propaganda desteği sağlayanlar da en az bombaları patlatanlar, masum insanları öldürenler kadar suçludur ve terörist olarak kabul edilmelidir.

Terörizmle mücadele yalnız askeri tedbirleri değil, ekonomik, kültürel ve sosyal tedbirleri de içermektedir. Bu anlamda mücadele sadece güvenlik güçleri ile değil, milli gücün tüm unsurlarının katılımıyla belli bir plana dayalı olarak koordineli bir şekilde yürütülmelidir.”

TERÖRLE MÜCADELEDE ORTAK ANLAYIŞIN PARAMETRELERİ

Orgeneral Büyükanıt, terörizmle uluslararası mücadelede yaşanan sorunların başında terörün tanımında bir anlaşmaya varılamamasının geldiğini belirterek, ancak bu durumun mücadeleye engel olmasına müsaade edilmemesi gerektiğini kaydetti. Terörizmle mücadele edebilmek için mücadelede gösterilmesi gereken ortak anlayışın parametrelerini belirlemek gerektiğine işaret eden Orgeneral Büyükanıt, bu parametrelerin en önemlisinin de “her devletin bir diğerinin sınır güvenliği ve toprak bütünlüğü başta olmak üzere, politik, ekonomik, kültürel ve dinsel hassasiyetlerine saygı göstermesi ve bu yolla gerçek ve karşılıklı güven temeline dayalı bir iş birliğinin önünün açılması” olduğunu bildirdi.

Devletler tarafından bu karşılıklı saygı ve güven ortamı oluşturulduğunda ülkeler arası karşılıklı gerçek bir işbirliği ortamının sağlanabileceğini belirten Orgeneral Büyükanıt, şöyle devam etti:
“Bu noktada, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün; 'İnsanlığın hepsini bir vücut ve bir milleti bunun bir organı saymak gerekir. Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan diğer bütün organlar etkilenir' tespitine dikkatinizi çekmek isterim.

Nitekim, nasıl insan vücuduna giren bir mikropla yalnızca belirli organları savaşması iyileşmeye yetmeyecekse, terörizmle de yalnızca bundan etkilenen ve zarar gören ülkelerin savaşması yeterli olmayacaktır.
Bu uluslararası mücadelenin de yalnız terör örgütlerine karşı değil organize suç örgütlerine karşı da olması gerekir. Çünkü, günümüzde terör örgütleri ile organize suç örgütleri o kadar iç içe girmişlerdir ki, sadece basına yansıyan günlük olaylara bir öz atmak bile bu ilişkiye ait önemli emareler verebilmektedir. Terör, bir istihdam alanı haline gelmiş, terör örgütleri mali kaynak sağlayabilmek için ya organize suç örgütleri haline dönüşmüş, ya da organize suç örgütleri ile yakın işbirliğine girmişlerdir.”

ORGANİZE SUÇ VE TERÖR ÖRGÜTLERİ

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, terörizmle mücadeleyi etkin olarak yürütebilmek için öncelikle terör örgütlerinin mali kaynaklarını nasıl sağladığını ve uluslararası organize suç örgütleriyle olan ilişkilerini incelemek gerektiğini ifade ederek, bu ilişkiler sayesinde terör örgütlerinin, uyuşturucu madde, insan-silah kaçakçılığı ve ticaretini bizzat yapar hale geldiklerini vurguladı. Terörizmle mücadelenin önemli bir boyutunu da bu yasadışı faaliyetlerin önlenmesinin oluşturduğunu belirten Orgeneral Büyükanıt, Türkiye'nin bu yöndeki mücadelesini aktif olarak sürdürüğünü anlattı. Son 5 yılda düzenlenen operasyonlarda, yaklaşık 112 ton uyuşturucunun (35 ton eroin, 62 ton esrar, 15 ton morfin) ele geçirilerek imha edildiğini belirten Orgeneral Büyükanıt, Türkiye üzerinden Avrupa'ya kaçak yollarla girmeye çalışan yaklaşık 310 bin (2002'de 82 bin 825, 2003'te 56 bin 219, 2004'te 61 bin 228, 2005'te 57 bin 428, 2006'da 51 bin 983) kişinin yakalanarak ülkelerine iade edildiğini, yakalanan 4 bin 756 (2002'de bin 157, 2003'te 937, 2004'te 956, 2005'te 834, 2006'da 872) insan kaçakçısının da adli makamlara teslim edilerek cezalandırılmalarının sağlandığını bildirdi.

Orgeneral Büyükanıt, bunlara ek olarak sınır aşan örgütlü suçlara karşı uluslararası işbirliğini geliştirmeyi amaçlayan milletler arası sözleşme ve protokollerin de Türkiye tarafından imzalandığını kaydetti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!