Pınar'a bayram hediyesi

Güncelleme Tarihi:

Pınara bayram hediyesi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 27, 2000 00:00

Haberin Devamı

‘Mısır Çarşısı’nı bombaladı' gerekçesiyle 2.5 yıldır cezaevinde yatan Pınar Selek için oy çokluğuyla tahliye kararı çıktı. Bilirkişi tarafın-dan hazırlanan 8'inci raporla, patlamada bomba olmadığı kanıtlanmıştı.

Bölücü terör örgütü PKK adına Mısır Çarşısı'na bomba koyarak 7 kişinin ölümüne 121 kişinin de yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle idamı istenen 29 yaşındaki Sosyolog Pınar Selek için tahliye kararı çıktı. Selek, tahliye müjdesini arefe günü aldı. 17.30 ‘da Bakırköy Kadın ve Tutukevi’nden çıkan Pınar Selek'in annesi Ayla Selek, ‘‘Pınar için tahliye kararı çıktığını eşim telefonda söyledi. O an küçük kızım Seyda ile birbirimize sarılıp öylece kalakaldık’’ dedi. Gazetecilere tutukevi önünde çikolata da dağıtan Ayla Selek kızına, en sevdiği yiyecek olan işkembe çorbasını yapacağını söyledi. Pınar Selek'in savunmasını da üstlenen babası Avukat Alp Selek de, ‘‘Dava bitmedi. Duruşmalara gireceğiz. Komploların apaçık ortaya çıkmasını sağlayacağız. Başka iddialar da var. Bunlar ortaya çıktıkça Türkiye'de kolay kolay kimse komplo yapmaya cesaret edemeyecek.’’ dedi.

Prof. Dr. Neşet Kadırgan, Prof. Dr. Ali Şaşmaz ve Porf. Dr. Nursen İpekoğlu'ndan oluşan bilirkişi heyetinin patlamanın tüpgazdan kaynaklandığını belirten son raporu geçtiğimiz perşembe günü davanın görüldüğü İstanbul 4 No'lu DGM'ye ulaşmıştı. Pınar Selek'in avukat babası Alp Selek, kızının tahliye edilmesi için başvuruda bulunmuştu. Geçen cuma günü yapılan başvurunun ardından dosyayı inceleyen Mahkeme Başkanı Vedat Yılmaz Abdurrahmanoğlu ile üyeler Mustafa Akın ve Arif Engin Konu, dosyanın durumunu gözönünde bulundurarak oy çokluğuyla Pınar Selek'in tahliyesine saat 12.15’te karar verdi. Tahliye kararı cezaevine 4 saat sonra ulaştı. Kararı duyan Ayla Selek, ‘‘Tahliye kararı bekliyordum, ancak kalp hastası olduğum için herşeye hazırlıklıydım. Adalete güveniyordum. Sonunda gerçek ortaya çıktı. Çok mutluyum. Neler çektiğimi Ümraniye Cezaevi'ndeki askerlere sorsanız bilirler. Bu bir demokrasi mücadelesiydi. Sadece ben çekmedim. Türkiye'de bunu birçok kişi yaşadı. Sadece Pınar'ın başına gelmedi’’ dedi. Ayla Selek, Mısır Çarşısı'ndaki patlamının bomba olmadığına dair tutanak tutup ifade veren bomba uzmanı Nazmi Çelik'i dürüst polis olarak niteledi.

Bilirkişilerin rapor savaşı

Mısır Çarşısı'nda 9 Temmuz 1998'de meydana gelen patlamanın ardından olay yerinde incelemeler yapan bomba uzmanları tarafından tutulan tutanaklar ile Polis Kriminal Laboratuvarı, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı, İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Analitik Kimya Profesörü Reşat Apak'ın raporları birbirleriyle çelişti. Bilirkişi raporunun kesinleşmesiyle alınan tahliye kararından sonra önceki hatalı bilirkişi raporları hakkında ne yapılacağı merak ediliyor.

Olay günü hazırlanan ve İstanbul Terörle Mücadele Şubesi Bomba Grubu Amiri Nazmi Nuri Çelik ile bomba imha uzmanı 7 polis memurunun imzasını taşıyan raporda, ‘‘Patlama sonrası yapılan araştırma ve fiziki incelemede, bomba unsuruna veya patlayıcı maddeye rastlanmamıştır’’ denildi. Patlayıcı uzmanı Nazmi Çelik, ifadesinde ‘‘Bahsedilen bomba konulmuş olsaydı, patlamanın olduğu yerde 50 santimlik çukur açılırdı. Bomba olduğuna dair hiç ipucu elde edemedik’’ dedi.

11 Temmuz 1998'de 4 kişilik bomba uzmanı tarafından hazırlanan tutanakta, ‘‘Kurutulup elenerek yeniden incelenen olay yeri artıklarından, bombayla ilgili bulguya rastlanmamıştır’’ deniliyor. 13 Temmuz 1998'de, 5 bomba uzmanı tarafından hazırlanan raporda ise, olay yerine yeniden gidilerek daha ince bir araştırma yapıldığı, ancak bombaya ait hiçbir bulguya rastlanmadığı ifade ediliyor. 14 Temmuz 1998'de, bomba uzmanlarının, ekspertiz raporunda, aseton fazında nitroselüloz artıkları ve nitrit iyonları bulunduğu, bu maddelerin, patlayıcı madde yapımında kullanılan maddeler olduğu belirtilerek, ‘‘Ancak Ünlüoğlu Büfe'de meydana gelen patlamanın, gazlardan mı, bombadan mı meydana geldiği anlaşılamadı. Büfe içinde ve çevresinde, bombaya ait herhangi bir parçaya rastlanmadı’’ deniyor. 2 Kasım 1998 tarihinde, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy'un da bulunduğu 5 uzman'ın hazırladıkları raporda, patlamanın LPG tüplerinden boşalan gazdan değil, nitroselüloz içerir patlayıcı maddeden kaynaklandığı belirtildi. 15 Mayıs 2000 tarihli, İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Reşat Apak'ın raporunda, Adli Tıp Enstitüsü'nün 'Patlama nitroselüloz içerir maddenin infilakından kaynaklandı' sonucu için 'Hayret verici' dedi. 27 Temmuz 2000 tarihli Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın raporunda, mevcut bulgular ile ölümlere yol açan patlamanın bir bomba patlaması olduğunun kesin olarak söylenemeyeceğini belirtti.

22 gündür açlık grevindeydim

SAAT 17.30'da Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'nden tahliye olan Pınar Selek'i, ailesinin yanı sıra sokak çocukları ve travestiler karşıladı. Cezaevi önünde izdiham yaratan sokak çocukları, ‘‘Türkiye seninle gurur duyuyor’’ diye slogan attı. Selek, cezaevi çıkışında yaptığı açıklamada ‘‘22 gündür açlık grevindeyim. Dışarıya çıktığım için bırakacağım’’ dedi.

Pınar Selek, gazetecilere şunları söyledi:

‘‘Bana iyi misiniz diye soracaksanız, iyiyim diyemem. Kendim için seviniyorum diyemem. Çünkü, içeride şu anda yaşanan şeyler, çok acı şeyler. Çok acı çekiyorum. Hem içerisi için hem de şu anda Türkiye'de bulunan ve şiddete yönelen herşey için. Mücadele etmeye devam edeceğim. Başıma yeni belalar gelse de, başka komplolar gerçekleşse de. Ama şu anda Türkiye'nin genel gidişatına ilişkin çok acı çektiğimi, kendi sevincimin, bunun gölgesinde kaldığını söyleyebilirim. Demokrasi ve barış mücadelesi verenlerin başına hep böyle şeyler gelmiştir. 1950'de Barışseverler Cemiyeti vatan hainliğiyle suçlandı. 2,5-3 yıl cezaevinde kaldı. 1978'de yine aynı şey oldu. Ben barış için bir şeyler yapmaya çalıştım. Tabii onlar barış için uğraştıklarında savaş yoktu. Ben uğraştığımda Türkiye'de durum biraz daha farklıydı.’’

Hayata Dönüş Operasyonları sırasında Ümraniye Cezaevi'nde olduğu hatırlatılan Selek, ‘‘Operasyonla ilgili sadece Ümraniye'de değil bütün cezaevlerinde yaşananlar vahşetti. Medya tam doğruları söylemedi. İnsanlar ölüm orucuna yatmıştı. Fikirlerini, doğru bulursunuz, yanlış bulursunuz. Ama o insanların üzerine, o şekilde saldırmak doğru değildi. En çok şunu düşündüm. Türkiye'de on binlerce siyasi tutuklu var ve bu ülkede siyaset yapılamadığını gösteriyor. Bu sorunlar şiddetle çözülmez. Şiddetle çözülmeye çalışılan her şey daha büyük şiddetle karşılanır. Ben zaten PKK koğuşunda kalıyordum. Eşber Yağmurdereli gibi ben de 22 gündür açlık grevindeydim. Şu ana kadar hala açlık grevindeyim. Dışarıya çıktığım için artık bırakacağım. Dışarıda daha başka şekilde yapacağım. İçerideki insanın, kendi sesini duyurabileceği hiç bir şeyi yok’’ dedi.

Kurtuluşuna neden olan bilirkişi raporuna şaşırmadığını söyleyen Pınar Selek, dava açmayı düşünmediğini, tek bir olayı düzelterek çok fazla şey yapamayacağına inandığını vurguladı.

Açıklamadan sonra kendisini bekleyen babası, annesi ve kardeşiyle birlikte Göztepe Soyak Sitesi'ndeki evine giden Selek, gazetecilerle bugün görüşme yapabileceğini söyledi.

Hakimden Selek’e: Geçmiş olsun

İSTANBUL DGM'ye gelerek tahliye kararını bekleyen Alp Selek, Mahkeme Başkanı Vedat Yılmaz Abdurrahmanoğlu'nun ‘‘Geçmiş olsun kızınız tahliye oldu’’ demesi üzerine ilk önce eşi Ayla Selek'i arayarak mutlu haberi verdi. Alp Selek, ‘‘Komployu kuranların kendilerini vicdanlarında mahkûm edeceklerini umuyorum. 2,5 yıldır kızını sadece haftada iki kere cezaevinde görebilen bir baba olarak çok mutluyum. Af beklentisi içinde değilim, beraat edeceğini biliyorum. Tazminat istemini ise daha sonra düşüneceğim’’ dedi.

Adalet reformu isteyen Alp Selek, şunları söyledi: ‘‘Türkiye adaletinde reform yapılmadıkça Pınar'ın başına gelenler, bir başkasının da başına gelebilir, gelmiştir de. Dava bitmedi. Komploların apaçık ortaya çıkmasını sağlayacağız. Başka iddialar da var. Bunlar ortaya çıktıkça Türkiye'de kolay kolay kimse komplo yapmaya cesaret edemeyecek. Haksızlık yapanların vicdanlarının rahatsız olursa, başkalarının başına böyle bir şey gelmezse o bile bana yeter.’’

Alp Selek, Pınar Selek'e kimlerin komplo yaptığı yolundaki soruyu ‘‘Komplo ilk ifade alındığı sırada yapıldı. Ancak hiç kimseyi suçlamıyorum. Biz 103 avukatla mücadele verdik’’ diye yanıtladı. Alp Selek, PKK araştırması yüzünden mi kızının başının derde girdiği yolundaki bir soruyu ise, ‘‘Kızımdan isim istediler. Sen araştırmacısın, iki isim ver, hem sen rahatla hem biz rahatlayalım yoksa başın belaya girer' dediler’’ diye yanıtladı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!