Paşa'ya Rum oyunu

Güncelleme Tarihi:

Paşaya Rum oyunu
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2001 02:04

Kıbrıslı Rumlar Türk bayrağını indirmeye çalışırken vurulan Rum'un ölümünden sorumlu tuttukları, dönemin Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı emekli Korgeneral Hasan Kundakçı'yı düzmece bir mahkemede yargıladılar. Ardından da Interpol'ün kırmızı bültenle arananlar listesine soktular. Kundakçı Paşa bu yüzden 5 yıldır yurtdışına çıkamıyor.

Dönemin Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı emekli Korgeneral Hasan Kundakçı, Kıbrıs Rum yönetiminin akıl almaz bir oyunu sonunda İnterpol'ün kırmızı bültenine sokulduğu için beş yıldır yurt dışına çıkamıyor. Kundakçı Paşa Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı'na atandığı 1996 yılında Rumlar'ın sınır delme eylemine engel olmuştu. O olaylar sırasında çıkan sopalı kavgada bir Rum öldü. Rumlar olayın olduğu yerde bir ayın düzenlemek için izin istediler. Türk tarafı iyi niyetle buna izin verdi. Sınırdan geçen Rumlar KKTC topraklarına girdiler. Solomon Spiru Solomo adlı Rum fanati, direğe tırmanıp, Türk bayrağını indirmeye çalıştı. Yerine Yunan bayrağını çekecekti. Defalarca uyarıldı. Dinlemedi. Ateş açıldı. Boynundan vurulan ve ölen Rum fanatik, çıktığı direğin dibine düştü. Olayı tüm dünya televizyonlardan izledi. Uluslararası anlaşmalara göre Türk tarafı haklı olduğu için Rumlar umdukları tepkinin doğmasını sağlayamadılar. Ancak Rum yönetimi her olayda olduğu gibi, arkadan bir takım oyunlar tezgahladı ve bunu başarıyla da uyguladı. Bu ibret verici gelişmeler şöyle oldu:

DÜZMECE MAHKEME

Dünyada umdukları yankıyı uyandıramayan Rumlar hemen bir mahkeme kurarak Korgeneral Hasan Kundakçı ve onun emrindeki altı görevliyi giyaben yargıladılar. Yargılama sonunda Kundakçı ve 6 görevli suçlu bulundu. Türkiye yargılamayı ve alınan kararı duyunca bunu pek ciddiye almadı ve kimse gerekli girişimlerde bulunmadı. Ancak Rumlar meydanı boş bulunca planlarını sessiz sedasız sürdürdüler. Paşa ve 6 Türk görevlinin Rum mahkemeleri tarafından alınan mahkumiyet kararını gerekçe göstererek adlarını İnterpol'e bildirdiler ve suçluların arandığı kırmızı bültene sokturdular. Olayın dramik gelişmesini, Türkiye için büyük bir zaaf oluşturan yanını Paşa şöyle anlatıyor: ‘‘Altı ay sonra resmi bir yazı aldım. Bu yazıda olay özetleniyor ve adım kırmızı bültene girdiği için yurt dışına çıkmamam için uyarılıyordum. Benimle birlikte öteki 6 görevli için de aynı durum geçerliydi.’’

PAŞA'YI ÜZDÜLER

Bu uyarı paşayı çok üzmüş, Rumlar tarafından suçlu ilan edilmesi ve İnterpol aracılığıyla Türkiye'ye hapsedilmesi ağırına gitmiş. Duygularını şöyle anlatıyor: ‘‘Benim için hiç önemi yok. Yurt dışına çıkmayıveririm. Rumların bu oyunu bana ancak onur verir. Ama benim üzüntüm başka. Bunu hem dışişlerine, hem de içişleri yetkililerine söyledim. Bundan sonra orada görev yapacak olan insanlar görevlerinin gereğini yapmaya çekinirler. Beni üzen işte bu durumdur. Onun için bunun üzerine eğilin ve Rumların bu oyununu bozun dedim.’’

HÁLÁ UYGULAMADA

Resmi makamların bütün girişimlerine ve aradan beş yıl geçmesine rağmen bir sonuç alınamamış. Rumlar her seferinden sözlerinden dönmüşler ve isimleri süresi dolmasına yakın yeniden bildirmişler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk topraklarının sınırlarının delinmesine izin vermeyen Paşa'ya yapılan haksızlığı, uluslararası hukuku çiğneyen bu onur kırıcı kararı kaldırtamamış.

PKK’nın kábusuydu

Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı, askerliği sırasında gözüpek kişiliği ile tanınan bir komutandı. Güneydoğu'da PKK'ya karşı mücadele veren kuvvetlerin komutanı olarak iki yıl büyük hizmetler yapmıştı. Korgeneral Kundakçı, birliklerinin başında en uç noktalara kadar gidiyor ve çatışmalara giriyordu. Kıbrıs'ta da, gözü dönmüş Rum fanatiklere bayrağımızı indirtmemişti.

Ankara’dan emir gelse dinlemezdim

Kundakçı Paşa o günü anlatıyor: ‘‘Ben orada Türk kuvvetleri komutanıydım ve oradaki Türk toplumunu ve KKTC sınırlarını korumakla yükümlüydüm. Rumların sınırı ihlal etmelerine izin veremezdim. Hele hele Rumların bayrağımızı indirmelerine, yerine Rum bayrağı çekmelerine ölümüm pahasına sessiz kalamazdım. Böyle bir küstahlığı göze alan doğal olarak sonuçlarına da katlanırdı. Katlandılar da... Onlarla onların anladığı dilden konuşmak gerekir. Biz o gün çekingen davranıp, o eyleme izin verseydik Girne'ye kadar gidecekler, oraya Yunan bayrağı çekecekler, Türk bayrağını da yakacaklardı. Ben görevde olduğum sürece böyle bir şeye izin veremezdim. Ankara'dan emir de gelse o direğe tırmanan ve Türk bayrağını indirmeye kalkan adama engel olurdum.’’

Türenç’e konuştu

Dönemin Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı, bugünün emekli Korgenerali Hasan Kundakçı, yıllardır yurt dışına çıkışını engelleyen olayın ayrıntılarını ve tepkilerini Yazıişleri Müdürümüz Tufan Türenç'e anlattı. Paşa, Rumlar'ın oyununa değil de, Türkiye'de sergilenen duyarsızlığa üzüldüğünü söyledi.

Bu oyunu bozmalıydık

Kundakçı Paşa, karşı karşıya kaldığı sorunla yeterli bir kararlılıkla mücadele edilmediği inancında. Şöyle diyor: ‘‘Ben orada görevimi yaptım. Bundan da gurur duyuyorum. Bugün olsa yine aynı şeyi yaparım. O nedenle benim adımın kırmızı bültene sokulması umurumda bile değil. Çıkmayıveririm yurt dışına. Çıkmıyorum da zaten. Ama Türkiye güçlü ülkeyse bu kararı kaldırtmalıdır. Bu çirkin oyunu bugüne kadar bozmalıydık. Ama bozamadık. Bu direnci gösteremedik.’’ Olaydan sonra Kundakçı Paşa yetkililere bazı önerilerde bulunmuş. Ama anlatamamış. Garip bir çekingenlik olduğunu gözlemlemiş. Şöyle diyor: ‘‘Ben yetkililere, siz de karşı atakta bulunun, örneğin Kıbrıs'ta benim karşıtım olan Yunan generalini yargılayın. Çünkü eylemci Rumlara engel olmayarak olayın meydana gelmesine neden oldu. Yani o da suçludur dedim. Buna cesaret edemediler. Bana göre bu yanlıştır.’’

Fanatiklere bayrağımızı indirtmemişti

Yıl 1996... Aylardan Ağustos... Kıbrıs Rum yönetimi, kilise ve binlerce fanatik tarafından düzenlenen eylemin planı şuydu: Lefkoşa'dan sınırı delerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarına geçecekler. Ardından Girne'ye gidip, kaledeki Türk bayrağını indirerek, yerine Yunan bayrağı çekeceklerdi. KKTC yöneticileri ve Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı, kendisini ziyaret eden uluslararası görevlilere ve yabancı diplomatlara böyle bir eyleme izin vermeyeceklerini bildirdi. Rum Yönetimi lideri Klerides'in, ‘‘yürüyüş iptal’’ açıklamasına rağmen, 11 Ağustos günü 1000 kadar fanatik Rum, Derinya bölgesinden KKTC topraklarına girmeye kalktı. Sınır boyunda önlem alan Türklere saldırdılar. Sopalarla yapılan kavgada Rumlar geri püskürtültü. Bunlardan biri yediği darbelerden öldü. 13 Ağustos'ta Rumlar, Barış Gücü aracılığıyla KKTC yöneticilerinden Rum eylemcinin öldüğü yerde ayın yapma izni istediler. Bu izin verildi. 14 Ağustos günü sabahı ayin yapmak için gelen grubun amacının sınırı delmek olduğu anlaşıldı. Sınırda çatışma çıktı. Bu arada Solomon Spiru Solomo adlı Rum fanatik kalabalığın arasından sıyrılarak KKTC topraklarına daldı ve bayrak direğine tırmanmaya başladı. Uyarıları dinlemedi. Türk bayrağını indirip, Yunan bayrağı çekecekti. Açılan ateş sonucu boynundan vuruldu ve öldü. Bunu gören Rumlar kaçtılar, eylem de sona erdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!