Papa'dan tarihi Küba ziyareti
Güncelleme Tarihi:
Papa 16’ncı Benedikt'in Küba'daki programı bugün resmen başlıyor. Benedikt'ten önce görev yapan Papa İkinci Jean Paul'ün 1998'de gittiği ülkeye yapılan bu ziyaret tarihi bir önem taşıyor. Bu yüzden, son derece sıkı güvenlik önlemlerine başvuruluyor. Kübalı muhalifler, Papa ülkeye ayak basmadan önce 150 kişinin gözaltına alındığını öne sürdü.
Dün akşam saatlerinde, Meksika'dan Küba’ya geçen Papa 16’ncı Benedikt, geceyi El Cobre kasabasındaki “Hayırseverlik Bakiresi” Bazilikası’nın yakınlarında, kendisi için inşa edilen özel konutta geçirdi.
Küba, 1959'daki Komünist devrimden sonra resmen ateist bir devlet olmuş, ülkede dini inançlar belli hukuki sınırlar içinde yaşanabilir hale gelmişti. Bu uygulama, Küba lideri Fidel Castro'nun, devletin resmi inancının ateizm olmasını reddettiği 1992 senesinde kadar böyle devam etmişti.
Komünist devrimden sonra, Hıristiyan din adamlarının çoğu ABD'ye gitmek durumunda kalmış, Kilise ile Küba arasında yıllarca süren bir gerginlik oluşmuştu. Bu sebeple, Benedikt'in bu ülkeye yapacağı ziyaret tarihi bir önem arz ediyor.
PAPA'NIN KÜBA GÜNDEMİ YOĞUN / FOTO GALERİ
PAPA MEKSİKA'DA COŞKUYLA KARŞILANDI / FOTO GALERİ
Papa, bugün siyasi temaslarına başlamadan önce hem Katolikler hem de diğer dinlerin mensuplarınca “Kübalıların annesi” kabul edilen Hayırseverlik Bakiresi’ni ziyaret ederek dua edecek.
Benedikt, daha sonra Havana’ya geçerek Devlet Başkanı Raul Castro ile görüşecek. Papa’nın Fidel Castro’yla da bir araya gelebileceği belirtiliyor. Bir Vatikan sözcüsü ise kanser tedavisi için Havana’da bulunan Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez’in görüşme talep etmediğini, ancak yarın Devrim Meydanı’nda yapılacak toplu ayine katılmakta özgür olduğunu söyledi.
Papa 16’ncı Benedikt, dün Raul Castro ve on binlerce Kübalının katıldığı toplu ayinde de aile değerleri ve inanç vurgusu yaptı. Hafif yağmur altında konuşan Benedikt, “Size inancınızı tazelemeniz için sesleniyorum. Böylece yenilenmiş, açık, daha iyi ve insanlığa daha layık bir toplum geliştirebilirsiniz” diye konuştu.
Ayinin sonunda Castro kürsünün merdivenlerinden çıkarak Papa’yı tebrik etti.
Papa’nın sesindeki ve görüntüsündeki yorgunluk dikkat çekerken, Vatikan sözcüsü Rahip Federic Lombardi, Benedikt’in yorgun olduğunu ancak sağlığının yerinde olduğunu söyledi.
Törenden kısa bir süre önce yabancı gazeteciler için ayrılmış bölüme giren bir kişi, “Kahrolsun devrim! Kahrolsun diktatörlük!” sloganları attı. Güvenlik görevlilerince derhal olay yerinden uzaklaştırılan kişinin kimliği ya da akıbeti konusunda bir açıklama yapılmadı.
Kübalı muhalifler ise Papa ziyareti öncesinde 150 kişinin gözaltına alındığını iddia etti.
Benedikt’in Küba ziyareti, Papa İkinci Jean Paul’ün tarihi ziyaretinden 14 yıl sonra gerçekleşiyor. Kendi ülkesinde komünizmin devrilmesine destek olan Polonyalı Papa, o dönemde Fidel Castro’dan vicdan mahkumlarının serbest bırakılmasını, kürtajın yasaklanmasını ve Roman Katolik Kilisesi’nin Küba’da gelişmesine izin verilmesini istemişti.
Benedikt ise komünist liderler üzerinde nazik bir baskı kurmayı tercih etti. Halkın talep ettiği reformların gerçekleştirilmesi çağrısı yapan Papa, aynı zamanda kapitalizmin aşırılıklarını da eleştirdi.
Papa, Raul Castro’nun 2006’dan bu yana gerçekleştirdiği reformlara ve Katolik Kilisesi’nin Küba’daki siyasi tutukluların serbest bırakılması konusunda oynadığı role dikkat çekti.
KÜBALI KATOLİKLER GERÇEKTEN KATOLİK Mİ
Papa’nın dini inançları pekiştirmek ve vatandaşları Hıristiyanlığa davet etmek için gittiği Küba’da, dini inançlar hakkındaki veriler insanın aklını karıştırıyor.
Katolik Kilise'nin bildirdiğine göre Küba nüfusunun yüzde 60'ı Katolik, yüzde 5'i Protestan. Ancak ne var ki Katolik halkın bu dini yaşantısına ne kadar kattığı meçhul.
Bunu araştırmak için kolları sıvayan CBS News muhabiri Byron Pitts, her ne kadar Papa’nın ayini için, adanın dört bir yanından insanlar gelmiş olsa da, gelenlerin gerçekten inananlar olup olmadığının bilinmediğine dikkat çekiyor.
Çünkü Kübalıların çoğunluğu her ne kadar kendisini “Katolik” olarak adlandırsa da, ülkede dini ritüelleri yerine getirenlerin oranı yüzde 10’u bulmuyor. Kiliseler çoğu zaman boş oluyor.
Kübalıların çoğu aslında, Batı Afrika Pagan geleneklerinin Hıristiyanlıkla karışımı olan, kendi üsluplarınca yorumladıkları Santeria inancına sahip.