Özal'ın suikastçısı gerçekten acemi miydi

Güncelleme Tarihi:

Özalın suikastçısı gerçekten acemi miydi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 1997 00:00

Eruğrul ÖZKÖKSedat Ergin bana hiç söylememişti. Bu haftaki Tempo Dergisi'deki mülakatında okudum.ABD Başkanı Reagan 1988 yılında Ergin'e demeç verirken, bir ara konu Özal'a yapılan suikast girişimine gelmiş.Reagan, ‘‘Amma da beceriksiz suikastçıymış’’ demiş.Sedat Ergin Amerikan Başkanı'nın bu sözlerini Hürriyet'te yayınlanan mülakatına koymamış. Bunu ilk defa açıklıyor.EMEÇ'LE KARARLAŞTIRDIKDün Washington'dan aradığında bunu da konuştuk. ‘‘Çetin Bey'le konuşup, bunu yazmamaya karar verdik’’ dedi.Türk-Amerikan ilişkilerini bozar diye düşünmüşler. O günlerde dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in ABD ziyareti vardı. Bu ziyarete gölge düşürür diye mülakata koymamışlar.Tabii cümle çok renkli. Bir mülakatı çok zenginleştirecek özellik taşıyor.Bana söylense yazar mıydım bilmiyorum. Şakayla söylenmiş böyle bir söz acaba Ankara'da Özal tarafından nasıl algılanırdı onu da bilmiyorum.Özal çok hoşgörülü bir insandı. Ama bu suikast konusunda, inanılmaz derecede koyu bir şüpheciliğe düşmüştü.Suikast olayının kasedini günde beş altı kere izliyordu. O günlerde Okluk Koyu’nda kendisi ile mülakat yapan Yavuz Gökmen, teknede bile, beş altı kere suikast kasedini seyrettiğini yazmıştı. O, bu işin arkasında çok büyük bir örgütün ve planın bulunduğuna kesinlikle inanıyordu.Polis ise, Kartal Demirağ'ın meşhur olmak isteyen bir ruh hastası olduğuna inanıyordu.YAZILAMAYANLARO yüzden, belki de Sedat Ergin bu sözleri yayınlamamakla iyi etmiş. Çünkü Özal'ın bu şakayı anlayacak bir psikolojide olduğunu sanmıyorum. Gazetecilikte bazen çok zor hesaplar yapmak zorunda kalırsınız.Bir siyasetçi size bir şey söyler. Söyledileri çok ilginçtir. Hatta size, ‘‘Bunu yazma’’ da demez.Ama yazdığınız zaman ortaya nelerin çıkabileceğini hesaplar ve bunu kafanızın arka odalarına atarsınız.Benim zihni arşivlerimde böyle çok sayıda yazamadığım şey vardır.Bazen de önem vermediğiniz bir şeyi yazdığınız anda, siyasetçi kıyameti koparır.DRAMA KABİLİYETİBaşbakanlığı sırasında bir gün Tansu Çiller'le Zürih'e uçuyorduk. Hava felaketti. Küçük uçak bir saate yakın müthiş bir türbülansta uçtu.Benim dışımda Zafer Mutlu ile Yalçın Doğan da uçaktaydı. Konu bir ara Fransa Cumhurbaşkanı De Gaulle'ün Jean Paul Sartre'la ilgili sözlerine geldi. Sartre'ı tutuklamak için izin isteyen bir içişleri bakanına De Gaulle, ‘‘Sartre Fransa'dır’’ demiş. Yalçın Doğan, ‘‘Neden siz de aynı şeyi Yaşar Kemal için yapmıyorsunuz’’ diye sordu.Çiller acayip bir cevap verdi ve ‘‘Benim çok iyi drama kabiliyetim vardır’’ dedi. Yani, ‘‘Ben çok iyi rol yaparım’’ demeye getirdi. Böyle bir sözü Amerikan Cumhurbaşkanı söylese, New York Times da, Washington Post da yazar.Ben de yazdım. Ama çok yumuşak ve destekler bir üslupla. Çünkü o gün de bugün de, siyasetçilerin iyi drama kabiliyetine sahip olması gerektiğini düşünürüm.Ertesi sabah kaldıkları süite gittiğimizde, Özer Çiller, ‘‘Sakın Tansu'ya görünme, seni parçalayabilir’’ dedi. ‘‘Neden’’ diye sordum. Yazdığım şeylere kızmış. Oysa politikada siyasetçilerin şaka yapmaya hakları vardır. Gazetecilerin de bu şakaları, söylendiği çerçeveye uygun biçimde yazmaya.GÜZEL RÖTUŞAma ne yazık ki, yıllardır siyasetçilerle bu güzel alışverişi bir türlü kuramadık.Bazen onların, bazen de bizim hatamız yüzünden.Oysa bu üslup, giderek katılaşan ve insani özelliklerini kaybeden siyasetimize çok güzel bir rötuş getirebilirdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!