Onu Allah'a havale ettim

Güncelleme Tarihi:

Onu Allaha havale ettim
Oluşturulma Tarihi: Ocak 13, 2002 02:07

Sosyete çiçekçisi Dodo, yan baktı diye kendisini göğsünden bıçaklayan Bünyamin Demir'i Allah'a havale ettiğini söyleyerek ‘‘O umurumda bile değil. Cezasını öbür dünyada Allah verecek’’ dedi.

‘‘Dodo’’ diye tanınan Doğan Çakıt, 1 Ocak'ta, dükkánında sattığı ithal kuru çiçekleri temin ettiği çiçekçiyle görüşmek için bir arkadaşıyla Gaziosmanpaşa'ya gitti. Görüşme öncesi, karınlarını doyurmak için ‘‘Gaziosmanpaşa'nın Akmerkez’’i olarak bilinen MASS Plaza'daki McDonalds'a gittiler. Arkadaşının hamburger almaya gittiği sırada, Dodo da içinde cep telefonu ve eşyaları bulunan çantasını sandalyeye koymakla meşguldü. Geleli daha bir dakika olmuştu. Karşısından, kahverengi montlu bir gencin geldiğini ancak görebildi. Bir anda kendisini, aldığı tekme ve tokat darbelerinin etkisiyle yerde buldu. Tekme ve tokatla hırsını alamayan saldırgan, bir de cebindeki ‘‘kelebek’’ tabir edilen 22.5 santimlik bıçağı da Dodo'nun kalbinin bir santim üzerine sapladı. Kalbi teğet geçen bıçak, iki ana damarı kesip, akciğere saplandı.

Damarları dikildi

Göğsünden aldığı derin yaraya rağmen saldırganın elinden kurtulmayı başaran Dodo, güvenlik odasına sığındı. Bıçaklandığını, paçasından damlayan kanı görünce anladı. Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi'ne kaldırıldı, ilk tedavisi burada yapıldı. Sonra da Merter'deki özel Hizmet Hastanesi'ne sevk edildi ve hemen ameliyata alındı. Doç. Dr. Kürşat Bozkurt ve ekibi, 4 saat süren ameliyatla, Dodo'nun olay sırasında kesilen damarlarını dikti. Ameliyattan sonra kısa sürede iyileşmeye başlayan Dodo, bir hafta sonra taburcu edildi, 10'uncu gün ayağa kalktı.

Sonradan tutuklandı

Olaydan hemen sonra, Dodo'yu bıçakladığı 22.5 santimlik kanlı bıçakla yakalanan Bünyamin Demir, neden saldırdığı sorusuna şu ilginç karşılığı verdi: ‘‘Arkadaşlarla oturuyordum. Yan masadakiler bize, anlamlı anlamlı bakıyordu. Biz de onlara baktık, aramızda laf dalaşı başladı. Yüksek sesle tartışırken, yan masada oturanlardan Doğan Çakıt, yanımıza gelerek, ‘Niye tartışıyorsunuz. Burası yeri değil' dedi. ‘Sana ne' dedim, bana bir tokat attı. Ben de çok sinirlendim, cebimdeki bıçağı çıkarıp, ona doğru salladım. Bir anlık sinirle yaptım. Sadece korkutmak istedim.’’ Bünyamin Demir, Dodo'ya verilen doktor raporu, CMUK'ta belirtilen 20 günlük sürenin altında olduğu için, savcı tarafından serbest bırakıldı. Ancak sonradan doktorların gönderdiği ‘‘ayrıntılı’’ rapordaki ‘‘hayati tehlike’’ ifadesi nedeniyle, sanık yeniden çağrıldı. İkinci sorguda tutuklandı ve cezaevine gönderildi.

Şikáyetçi olmadı

Doç. Dr. Kürşat Bozkurt ve ekibi sayesinde hayata döndüğünü söyleyen Dodo konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘‘Beni bu kadar hızlı hayata döndüren diğer unsur da hiperaktif bir kişiliğe sahip olmam. Hayata bağlılığım ve Allah'a olan inancım sayesinde, ameliyat hariç, hiç kendimi kaybetmedim. Adamlar beni ameliyata götürüyor, ben hálá onlara espriler yapıyorum, ölümle dalga geçiyorum. Bana saldıran çocuk umurumda bile değil. Onunla artık hiçbir işim yok. Şikáyetçi bile olmadım. Onu Allah'a havale ettim. Cezasını öbür dünyada Allah verecek. Şu anda ikinci hayatımı yaşamaya başladım. En ufak şeylerden zevk almam gerektiğini anladım. Meğer, elimde olan şeylerin kıymetini yeterince bilmiyormuşum. Hayat çok güzel çünkü. Bir arkadaşımın dediği gibi, sevildiğimi konfirme ettim. Binlerce dostum telefonla aradı, beni tanıyan, tanımayan yüzlerce kişi ziyaretime geldi.’’

Haplanmış gibiydi

Dodo, Bünyamin Demir'in ifadesini yalanlayarak olay anını şöyle anlatıyor: ‘‘Yüzünü hiç görmedim. Kahverengili birinin üzerime geldiğini son anda fark ettim. ‘Eyvah, gitti benim telefon' dedim. Bir anda kendimi tekme ve tokatlarla yerde buldum. Yıllardır eğlence álemindeyim. Dediği gibi önceden bir ağız dalaşı olsa, 20 yaşında çocuğa pabuç bırakır mıyım? Bir ara kurtulup kaçmayı başardım. Çocuk haplanmış gibiydi. Birilerinin onu zaptettiğini hatırlıyorum. Güvenlik görevlisi ‘Beyefendi kan' dedi. ‘Evet burnum kanıyor' dedim. Ancak ceketimi açtığımda, kalbimin üstünde kocaman yara olduğunu gördüm. Bıçağı hiç hissetmemiştim. Kalbime bir şeyler yapmıştı ama ben bunu yumruk gibi algılamıştım.’’

Profesyonel suç bıçağı

Kolay taşınması, katlanması ve saplandığı zaman etkili olması nedeniyle, hırsızlar, kapkaççılar ve suç işlemeyi alışkanlık haline getiren kişiler tarafından tercih ediliyor. İki tarafı keskin ya da bir tarafı kınlı olmak üzere iki ayrı çeşidi bulunan kelebek bıçağın kullanılması, 6136 Sayılı Ateşli, Kesici ve Delici Silahlar Kanunu kapsamında suç sayılıyor. Buna karşılık, ebatları daha büyük olmasına rağmen, ekmek bıçağı ile işlenen suçlarda, sanık için ayrıca silah için ceza talep edilmiyor.

MASS’tan savunma

Olayın yaşandığı Gaziosmanpaşa'daki Mass Plaza'nın güvenliğinden sorumlu Bengi Güvenlik Grubu Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Bengi, bıçağın içeri nasıl girdiği sorusuna şu yanıtı verdi: ‘‘Gelenler X-Ray cihazından geçirilir. Ancak yoğun günlerde, herkesi bu şekilde aramaya kalktığımızda, uzun kuyruklar oluşuyor. Bu durumda üst araması yapıyoruz. Ama her yerde olduğu gibi kötü niyetli bir kişi, bunu çamaşırının içine sokar, yine getirir.’’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!