Önce ahlak polisi sonra zührevi hastalıklar sonra da sınırdışı

Güncelleme Tarihi:

Önce ahlak polisi sonra zührevi hastalıklar sonra da sınırdışı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 17, 2000 00:00

Haberin Devamı

Turizmci Saygın'ın Moldovalı sarışın sevgilisine Nataşa muamelesi yapıldı

Türk işadamının sarışın Moldovalı sevgiliyle bara gitmesiyle başladı herşey. Ahlak polisi olağan denetlemelerinden birini yapıyordu. Polis, sarışın kadını ‘‘Nataşa’’, işadamını da ‘‘satıcı’’ olarak algıladı. ‘‘Nataşa’’ muamelesi gören kadın sonuçta sınır dışı edildi.

BİR Türk erkeği ile Aksaray'da bir barda içki içen sarışın bir kadın görseniz, kadının pasaportuna göz attığınızda Moldovalı olduğunu öğrenseniz, ne düşünürsünüz?

Bir bara baskın yapan Türk polisi, büyük çoğunluğumuzla aynı önyargılara sahip olduğu için Moldovalı sarışın kadını 'Nataşa', yanındaki Türk erkeğinin de 'satıcısı' olduğuna kanaat getirdi.

Sultanahmet'te bir otel işleten turizmci Mehmet Ali Saygın, 1 yıllık sevgilisi Alexandra Socur ile bir restoran işlettiği Moldova'da tanıştığını, yaklaşık 1 yıldır birlikte olduğunu, Alexandra Socur'un ülkesinde öğretmenlik yaptığını, İstanbul'a sık sık kendisini ziyarete geldiğini anlatmaya çalıştıysa da polisleri ikna edemedi.

Alexandra Socur, çoğumuzun kafasındaki 'Nataşa' tiplemesine uyuyordu. Dolayısıyla 'Nataşa' muamelesi görecekti.

BARDA GÖZALTI

Eminönü İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince Aksaray'da açılış kutlamasına katıldığı barda gözaltına alınan Moldovalı Alexandra Socur, önce Kumkapı Karakolu'na götürüldü.

Burada işlemler tamamlandıktan sonra tetkik için Asayiş Şube Ahlák Bürosu'na gönderilen Socur, hiçbir gerekçe gösterilmeden, sadece 'prosedür gereği' denilerek Zührevi Hastalıklar Hastanesi'ne sevk edildi.

HASTANEDE KONTROL

Hastanede kontrolden geçirilen genç kadın, vizesi olmasına rağmen daha sonra sınırdışı edilmek üzere Yabancılar Şubesi'ne teslim edildi. Yabancılar Şubesi'nde yapılan araştırmada 1998 yılından bu yana 13 sefer Türkiye'ye giriş çıkış yaptığı belirlenen Alexandra Socur, 'izinsiz konsomasyon yaptığı' ve 'gayri meşru kazanç sağladığı' gerekçeleriyle, 6 gün gözaltında tutulduktan sonra sınır dışı edildi.

Satıcısı da sen misin

Türkçe bilmeyen Socur'u savunmaya çalıştığı için polislerin 'Satıcısı sen misin?' hakaretiyle karşılaştığını iddia eden Mehmet Ali Saygın, sevgilisi Socur'a gözaltındayken götürdüğü meyvelerin bile geri çevrilmesine çok içerlemiş.

Son 1 yıl içinde Alexandra Socur ile çeşitli yer ve zamanlarda çekilmiş fotoğraflarını göstererek, aralarında bir gecelik değil, uzun süreli bir ilişki olduğunu kanıtlamak isteyen Saygın, şöyle diyor:

‘‘Gelen turiste 10 dolar karılığında 1 aylık vize veriyoruz. Sonra da eğlence yerine gitti diye gözaltına alıp, sınırdışı ediyoruz. Dünyanın hiç bir ülkesinde yasal vize süresi dolmayan bir kişi eğlence yerinde bir masada otururken gözaltına alınıp sınırdışı edilmez. Ben burada turizm tesisi işletiyorum. İstihdam sağlıyorum. Vergimi ödüyorum. Benim vergilerimle maaşını alan polisler ise bana ve sevgilime hiç haketmediğimiz muamelelerde bulunuyorlar. Bunu kabul etmem mümkün değil. Ben İsveç'te bir İsveçli hanımla evlenip boşandım. Çocuğum orada yaşadığı için hálá gidip geliyorum. Orada biraz sivrildiğiniz zaman İsveçliler Türklere karakafalı derler ama dünyanın en medeni ülkelerinden biri olduğu için asla burada kendi vatanımda gördüğüm muameleyi yapmazlar. ’’

Fahişe diye 6 gün gözaltı

Alexandra Socur sınırdışı edilirken havalimanında bir iki dakika konuşma fırsatı bulduğunu söyleyen Mehmet Ali Saygın, ‘‘Alexandra ile konuşurken polis bana 'Uzatma, seni yere indiririm' dedi. Gözaltında kızı tartaklamışlar. Fahişe muamelesi yapmışlar. 6 gün duş almadan, doğru dürüst uyumadan kalmış orada. Ben genelde Aksaray'a takılmam. Ama o akşam arkadaşımın ısrarı üzerine açılışa uğrayınca başımıza bunlar geldi. Bir daha kimsenin başına gelmemesi için yetkilileri göreve çağrıyorum’’ dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!