‘Ölüm Pornosu’nu okuma notları

Güncelleme Tarihi:

‘Ölüm Pornosu’nu okuma notları
Oluşturulma Tarihi: Eylül 04, 2011 00:00

“Yasalarca müstehcen olduğu gerekçesiyle dava açılan bir kitabı nasıl översin” diyenlere sadece şunu söyleyebilirim: Kitabın kapağında nal gibi adı yazıyor: ‘Ölüm Pornosu’. Ahlâk ve erdemden bahseden bir arka kapak yazısı da yok üstelik. Buyurun, kitapçıda sizi ahlâk bölümüne alalım

Son dönemde tuhaf bir porno gündeminin oluştuğunun farkında mısınız? Hatta mesleğimizin en tepesindekilerin ‘spermden tahrik olma’ şeklinde bir tartışması var ki, bu kadar detayına porno literatürünün üstatlarından Serdar Turgut bile girmemişti şimdiye kadar. İster algıda seçicilik deyin, ister gündem şartlanması; insan ister istemez porno konusundaki haberlere dikkat kesiliyor.
Mesela geçen hafta gelen bir habere göre ABD’nin California bölgesinde porno filmlerin çekimine, bir oyuncunun kanında HIV’ye rastlanınca zorunlu olarak ara verilmiş.
Hakkında hiçbir bilgi verilmeyen HIV’li porno oyuncusunun rol arkadaşlarına da test yapılacakmış. Haber, benzer bir olayın geçen yıl da yaşandığını hatırlatıyor.
Nasıl ama, fikri takip hiç fena değil bende.
İşi burada bırakmak olmazdı tabii.
Sanat dünyasındaki bayram durgunluğu, büyük kentlerde kalanlar için gerçekten susuz çöllerde kalmak gibiydi.
Ben de bu çölde kendime bir vaha olarak Chuck Palahniuk’un ‘Ölüm Pornosu’nu seçtim.

YAZAR DEĞİL ÇEVİRMEN

Hatırlarsınız, İstanbul Basın Savcılığı, ‘Dövüş Kulübü’nün yazarı Chuck Palahniuk’un ‘Ölüm Pornosu’ adıyla Türkçe’ye çevrilip Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanan romanla ilgili ‘müstehcen’ olduğu gerekçesiyle soruşturma başlatmış, Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’nun tavsiyesiyle ilgili olarak kitap hakkında dava açılmıştı.
Olay, davayla da sınırlı kalmamış kitabın çevirmeni Funda Uncu’nun, savcılık talimatıyla polis tarafından alınarak Bodrum’da ifadesine başvurulmuştu.
Hatta Uncu, polisin sorgu sırasında “Sen manken misin? Böyle bir kitabı neden yazdın? Buraya neden düştün?” gibi sorularına maruz kalmıştı.
Evet, bütün bu gelişmelerden sonra okunma sırasını bekleyen ‘Ölüm Pornosu’ doğal olarak iki adım öne çıktı.
Kurgusuyla ve tipleriyle tam bir Palahniuk romanı. Tanıtım yazısında kitabın içeriği çok güzel özetlenmiş: “Porno endüstrisinin çağdaş hayatın içindeki muazzam ve bir o kadar da gizli saklı varlığını edebiyata taşıyor Chuck Palahniuk. Ancak dikkat! Tabularınız varsa ve onları yıkmaktan korkuyorsanız bu romanı okumayın!”
“Yasalarca müstehcen olduğu gerekçesiyle dava açılan bir kitabı nasıl översin” diyenlereyse sadece şunu söyleyebilirim:
Kitabın kapağında nal gibi adı yazıyor: ‘Ölüm Pornosu’. Ahlâk ve erdemden bahseden bir arka kapak yazısı da yok üstelik. Buyurun, kitapçıda sizi ahlâk bölümüne alalım.
Kitapta sadece porno literatürüne değil, sinema dünyasına ait de pek çok ilginç bilgiye yer veriyor yazar. Ben de onlardan bir seçme yaptım bu hafta. Buraya yazamadıklarımı merak edenler bir zahmet kitabı alsın.

İLK MASTÜRBASYON ANNE KARNINDA

İngiliz Antropolist Catherine Blackledge, insan ceninin mastürbasyona doğumdan bir ay önce rahimde başladığını söylüyor. 32’ncu haftada meydana gelen o kıpırdanmanın, rahimdeki o çekilmenin sebebi, bebeğin tekme atması değilmiş.

ELEKTRİKLE ÇALIŞAN İLK ÜÇ EV ALETİ

Elektrikle çalışan ilk ev aletleri; dikiş makinesi, vantilatör ve vibratördü. Elektrikli vibratör ilk kez 1890’da pazarlandı. Amerikalılar bu üç aletten 10 yıl sonra elektrikli süpürge ve ütüyü icat etti. Vibratörden 20 yıl sonra elektrikli kızartma tavası piyasaya sürüldü.

ŞİŞME BEBEK HİTLER’İN TASARIMIYDI

Birinci Dünya Savaşı sırasında Hitler yaya haberciydi; bir Alman siperinden diğerine mesaj iletiyordu. Silah arkadaşlarının Fransız genelevlerini ziyaret ettiğini görünce midesi bulandı. Aryan soyunun saf kalmasını sağlamak ve zührevi hastalıkların bulaşmasını engellemek için Nazi bölüklerinin savaşa giderken yanına alabileceği şişirilebilir bir bebek yapılması yönünde talimat verdi. Bebeği Hitler tasarladı. Bebeğin saçları sarıydı ve kocaman memeleri vardı. Müttefikler Dresden’i bombalayınca fabrika yıkıldı ve bebekler dağıtılamadı.

MARILYN MONROE’NUN KALÇA SALLAMA SIRRI

Marilyn Monroe ayakkabılarından birinin topuğunu, bacağı kısalsın ve böylece yürürken kalçaları sallansın diye kesermiş. Marilyn’in ömür boyu zatürree ve bronşitten mustarip olmasının muhtemel sebebi halkın huzuruna çıkmadan veya çekim için kamera önüne geçmeden önce buzla dolu bir küvete girme alışkanlığıydı. Çektiği acıyı dindirmek için uyuşturucu alıp buzun içinde saatlerce çırılçıplak yatarak memelerinin ve poposunun dik olmasını sağlardı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!