Güncelleme Tarihi:
Afganistan savaşının komutasını General David Petraeus’a veren Başkan Barack Obama, Taliban’a karşı yürüttüğü stratejinin beklenen ilerlemeyi gösteremediğine yönelik büyüyen endişelere geçici bir tampon oluşturdu.
Ancak umudunu ülkenin en seçkin generaline bağlayan Obama, gelecek yaz olarak belirlenen geri çekilme tarihini ertelemek isteyecek bir komutan seçmiş olabilir. Kısa dönemde, Petraeus’un General Stanley McChrystal’ın görevine atanmış olması, 120 bin ABD ve NATO askeri, milyonlarca dolarlık yeniden yapılandırma projeleri ve hassas diplomatik ilişkiler gerektiren stratejiyle ilgili lider değişikliğinden kaynaklanabilecek sorunları önleyebilir.
ABD Merkez Komutanlığı'nın başındaki isim Petraeus, ordudaki diğer tüm generallerden daha tecrübeli. McChrystal'ın taktiksel planlarının şekillenmesinde aktif rol alan Petraeus, Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai ve üst düzey Afgan yetkilileri de yakından tanıyor.
Petraeus, Afganistan’ın komşusu Pakistan’ın yanı sıra, Orta Asya’da ulaşım merkezi rolüne sahip başkentlerin ve Afgan hükümetiyle Taliban arasında yeniden bütünleşme görüşmeleri yapabilecek Basra Körfezi ülkelerinin liderleriyle de iyi ilişkilere sahip.
AFGANİSTAN KOLAY OLMAYACAK
Petraeus, Afganistan'da, 2007 yılında başarısızlığa doğru giden Irak savaşını devraldığı zaman önüne çıkan zorluklardan daha ağır koşullarla karşılaşacak. Bugün, müttefik güçlerin Taliban’ın Helmand eyaletindeki sığınağını ortadan kaldırması için düzenlenen operasyon beklenenden daha uzun ve daha kanlı olacak gibi görünüyor. Afganistan’ın en büyük ikinci kenti Kandahar’daki güvenliği sağlamak ise Karzai dâhil Afgan liderlerin muhalefeti yüzünden takvimin gerisine düşüyor.
Petraeus, geçtiğimiz hafta ABD Kongresi'nde verdiği ifadede, Obama’nın gelecek yaz için belirlediği geri çekilme tarihine pek sıcak bakmadığını ortaya koydu. Irak’taki göreve getirildiğinde, geri çekilmenin tarihine ve kapsamındaki asker sayısına karşı çıkan Petraeus, Obama’nın Aralık ayında yapılmasını istediği ve Afganistan stratejisinin bir yılın ardından gözden geçirileceği değerlendirme sürecini de önemsemedi.
Obama’nın Aralık ayında inceleme yapılmasına karar vermesine neden olan üç aylık değerlendirmeler sırasında, Petraeus Obama’nın Afganistan'daki asker sayısının azaltılmasını savunan yardımcısı Joe Biden ile çatışmış, Biden’ı Irak savaşına yönelik yorumları nedeniyle eleştirmişti.
Biden’ın Irak’ta Sünnilere rüşvet verilerek mezhep çatışmalarının önüne geçildiğini ima ettiği öne sürülmüştü. Petraeus ise Irak’taki bütün eylemlerinin altında akılcı hamleler olduğunu ve başarının kucaklarına düşmediğini söylemişti.
OBAMA’NIN SON ÇARESİ Mİ?
Obama’nın seçim kampanyası sürecinde, Petraeus’u kenara iteceği düşüncesi kamuoyunda yaygındı. Obama, 2008’de savaş stratejisini “kendi değerlendirmesi altına alacağını” belirtmişti.
Afganistan stratejisinin değerlendirilmesi sürecinde, bazı yetkililerin Petraeus’un Irak’taki başarılarını örnek vermesi, Obama’yı Petraeus’a dönerek Irak’ta “nasıl başarılı” olduğunu ve Afganistan’da Irak’tan alınan hangi derslerin uygulanabileceğini sormaya itti.
Öte yandan, Washington’u çok sık ziyaret eden Petraeus, Kongre üyeleri ve kanaat önderleriyle yakın ilişkiler kurdu. Afganistan stratejisini savunacağı konusunda Kongre'de kendisine karşı güven beslenen Petraeus, eski Başkan George Bush döneminde, Irak savaşına yönelik baskıları tek başına püskürtmeyi başarmıştı.
Petraeus, Afganistan’daki mücadeleyi temelinden değiştireceğine yönelik bir bilgi vermedi. Merkezi Komutanlık'ın başı olarak McChrystal’ın harekât planına imza atan Petraeus, ordunun isyancılarla mücadele stratejsini kuvvetle destekledi. Öyle ki, bu strateji kendisi tarafından 2006’da yazılan ve Irak’ta kullanılan isyanclarla mücadele strateji el kitabında bile yer alıyor.
Bir danışman, Petraeus için “isyancılarla mücadelenin babası” yorumunu yaptı. Tıpkı Bush’un Irak savaşının en karanlık anlarında yaptığı gibi, şimdi de Obama Petraeus’a ve onun stratejisine bel bağlamış durumda.