Neden itirafçı olduğunu anlattı: Tecavüze uğramış gibi hissettim

Güncelleme Tarihi:

Neden itirafçı olduğunu anlattı: Tecavüze uğramış gibi hissettim
Oluşturulma Tarihi: Şubat 12, 2018 16:32

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası tutuklanan ve itirafçı olduktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Ahmet Hamsici, "Bizimle cemaat yöneticileri arasındaki gizli akitte 'darbe yapılacağı' yoktu. Bu akdi onlar bozdu. Ben kendimi kandırılmış, hatta tecavüze uğramış olduğumu hissettiğim için itirafçı oldum." dedi.

Haberin Devamı

FETÖ'nün darbe girişimi sonrasında meslekten ihraç edilen ve tutuklanan eski Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile HSYK üyelerinin yargılanmasına devam edildi.

İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, önceki celsede suçlamaları reddeden sanık eski Yargıtay üyesi Mesut Budak, yeniden hakim karşısına çıktı.

Duruşmada, eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, eski HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur, eski HSYK üyeleri Kerim Tosun, Mustafa Kemal Özçelik ile eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem tanık olarak dinlendi.

Okur, tutuklu bulunduğu cezaevinden duruşmaya bağlanırken, diğer tanıklar salonda hazır bulundu.

Eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, ifadesinde sanığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünde tetkik hakimi olarak görev yaptığı dönemden tanıdığını ancak bir samimiyetinin bulunmadığını söyledi.

Hamsici, cemaat mensubu HSYK üyelerince önerilen isimler arasında bulunan sanığın seçilmesine kendileri tarafından itiraz edilmediğini aktardı.

İtirafçı olmasında tek kişilik koğuşa alınmasının etkili olup olmadığı sorulan Hamsici, konunun bununla bir ilgisinin olmadığını, cezaevindeyken bir gazetede darbe girişiminde bomba atan pilotlardan birinin ifadesini okuduktan sonra itirafçı olmaya karar verdiğini bildirdi.

Daha önce cemaat olarak bilinen yapıya sempati duyduğunu belirten Hamsici, şöyle konuştu:
"Örgütlerle üyeleri arasında yazılı olmayan bir sözleşme vardır. PKK için dağa çıkan kişi, bir gün eline silah verileceğini ve bu silahı polise, askere doğrultacağını bilir, bu kabulle örgüte katılır. DEAŞ'a katılan biri, günün birinde eline bir bıçak verileceğini, bununla kamera karşısında birinin kafasını kesebileceğini bilir. Bize cemaat toplantılarında 'Biz eğitim gönüllüsüyüz, Türk dostu insanlar yetiştiriyoruz' diyorlardı. Bizimle cemaat yöneticileri arasındaki gizli akitte 'darbe yapılacağı' yoktu. Bu akdi onlar bozdu. Ben kendimi kandırılmış, hatta tecavüze uğramış olduğumu hissettiğim için itirafçı oldum. Tek kişilik koğuşta kalmam itirafçı olmam konusunda beni etkileyen bir unsur değildi."

Diğer tanıklar

FETÖ üyeliğinden tutuksuz yargılanan eski HSYK üyesi Mustafa Kemal Özçelik ise sanık ile bir dönem aynı lojmanlarda oturduğunu, komşuluk ilişkileri bulunduğunu, cemaat mensubu olduğunu duyduğunu ancak bu konuda somut bir bilgisinin olmadığını söyledi.
FETÖ üyeliği suçlamasıyla tutuksuz yargılanan eski HSYK üyesi Kerim Tosun da eski Yargıtay üyesi Nazmi Dere'den sanığın cemaate yakın olduğunu duyduğunu bildirdi.

Tosun, kendisine bu bilgiyi veren Dere'nin örgütün HSYK'dan sorumlu abisi olduğunu, üst konumda yer aldığını kaydetti.

Tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile duruşmaya bağlanan eski HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur da sanığın cemaat mensubu HSYK üyelerince Yargıtay'a seçilmesi istenenler arasında bulunduğunu ifade etti.

Sanığın belirlenen ilk 80 kişi arasında yer aldığını, ancak dönemin Müsteşarı Ahmet Kahraman tarafından listeden çıkarıldığını anlatan Okur, daha sonra eski HSYK üyesi Ahmet Kaya'nın ısrarıyla yeniden listeye girdiğini bildirdi. Okur, hakkında bu şekilde işlem yapılan kişinin sanık Mesut Budak ya da Yılmaz Tosun olduğunu ancak olayı tam hatırlayamadığını söyledi.

FETÖ üyeliği suçlamasıyla tutuksuz yargılanan eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem de sanığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünde görev yaptığı dönemden tanıdığını, Yargıtay üyeliği seçiminde isminin cemaat mensubu kurul üyelerince gündeme getirildiğini belirtti.

Erdem, sanıkla ailece görüştüklerini, 2011'deki Yargıtay üyeliği seçimine kadar bu yapıyla olan irtibatını sadece arkadaşlık boyutunda gördüğünü kaydetti.

Tanık beyanları ve gelen belgelere karşı diyecekleri sorulan Mesut Budak, belgeleri inceleyemediğini, aleyhindeki bilgi ve belgeleri kabul etmediğini belirterek bu konularla ilgili savunma için süre talep etti.

ByLock kullanıcısı olmadığını ancak ByLock yüklemekle suçlandığını, kullanıcı adı ve mesaj içeriklerinin bulunmadığını savunan Budak, tahliyesini talep etti.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Buna göre, sanığın tahliye talebi reddedilerek tutukluluk halinin devamına, duruşmanın 21 Mayıs 2018'e bırakılmasına karar verildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!