Neden basın toplantısı

Güncelleme Tarihi:

Neden basın toplantısı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2004 00:00

Önce meselenin özünden değil, ‘usul’ denebilecek tarafından söz edelim:Bir ülkenin Genelkurmay Başkanı (eğer o ülke demokratik sistemle yönetiliyorsa ve hukuk devleti ise) hangi nedenle Basın Toplantısı düzenleyebilir?Bize kalırsa ‘ülkenin geleceğini tehdit eden harp hali’ veya böyle bir ihtimal söz konusu ise yapabilir, hatta yapmalıdır.Bir zamanlar Sayın Süleyman Demirel de ‘Cumhurbaşkanlığı’nın son bir yıllık faaliyetleri’ konulu basın toplantıları düzenlerdi. Onu da anlayamaz, eleştirirdik. Öyle ya... Cumhurbaşkanı ‘icra mercii’ değil ki. (Doğrusu bu ya, ortada fol yok yumurta yokken Genelkurmay Başkanı’nın basın toplantısı yapmasını da hiç anlayamıyoruz.Bu toplantı ‘her ay düzenli olarak basına bilgi verme’ kararının uygulamasıymış... Ama onu da Genelkurmay Başkanı değil bir Basın Sözcüsü yapar, biter.Tüm bunlar eğer ‘Silahlı Kuvvetleri halka daha da yaklaştırmak, gönül kapılarını sivil dünyaya açmak’ gibi iyi ve ciddi bir ihtiyaçtan kaynaklanıyorsa... Onun da yolu ne senede bir kere gazetecileri alıp ‘Bakın okullarımız böyle... Birliklerimiz şöyle’ turu attırmaktır ne de gazeteciler hakkında çetele tutmaktır.O, daha askere alınmamış gençlere askeri ve askerliği sevdirecek aktivitelerle başlar. Sadece evladı askere gitmiş ana-babaları garnizondaki yemin törenine çağırmak da yeterli değildir. Askerliğin sert disiplinine rağmen o çocuklara askerlik mesleğini benimsetecek çareler üretmek gerekir. Çok iyi düzenlenmiş tanıtım kampanyalarıyla, örneğin konulu ama gerçekçi kahramanlık filmleriyle; ciddi belgesellerle, afişlerle; Silahlı Kuvvetlerimizin, halkını her türlü felaketten koruyan bir kurum olduğunu gösteren bugünkü anlayışını daha da geliştirerek bu yapılabilir. Gerisi bizim işimiz değil, onu uzmanlar bilir.Dünkü basın toplantısının özüne gelince:Sayın Özkök, siyasi içerikli bir görüş söylemedi. Anayasal düzene saygılı ve olgun bir komutan, dünyanın hangi demokrasisinde basının karşısına geçince ne söyleyecekse onu ifade etti. Bu tavrıyla kutlamaya değer bir tavır sergiledi. Ama temel mesajı çok net idi: ‘Biz Atatürk devrimlerine bağlıyız. Onu her koşulda koruruz’ anlamına gelen mesajdı bu.Özkök’ün Silahlı Kuvvetler’den söz ederken ‘Aramızda derin görüş ayrılıkları yok’ demesini doğrusu anlayamadık. Çünkü böyle bir beyan ‘demek var ki, o konuya değiniyor’ diye düşündürür. Kaldı ki askerlikte tek doğru vardır. Tek doğru, görüş ayrılıklarına zaten izin vermez ki.Keza Sayın Özkök’ün ‘Silahlı Kuvvetler’i yıpratmaya çalışanlardan’ söz ederken de siyasi demeçler vererek tartışma yaratan komutanları gözardı ettiğini düşünüyoruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!