Ne yazık ki ben haklı çıktım

Güncelleme Tarihi:

Ne yazık ki ben haklı çıktım
Oluşturulma Tarihi: Mart 21, 2002 00:00

HAYATIMDA ilk, belki de son defa, eski bir yazımı yeniden yayınlıyorum. Çünkü bundan 8 yıl önce, 1994 yılının Aralık ayında yazdığım bir yazıyla girdiğim iddiayı, ne yazık ki ben kazandım.‘‘Ne yazık ki’’ diyorum, çünkü bu yazıyı, ne kadar haklı olduğumu göstermek veya bir rövanş duygusu ile yazmıyorum.Sadece Türkiye'de aynı hataların tekrar edilmemesi için yeniden yayınlıyorum.Evet, tam 8 yıl önce Kardemir'in özelleştirme adı altında, sendika ve işçilere verilmesinin, özelleştirme değil, yeni bir kamulaştırma olduğunu yazmıştım.Ve demiştim ki: ‘‘Bu iş yürümez.’’İşte geldiğimiz nokta.Bugün Muharrem Sarıkaya'nın yazısını mutlaka okuyun.Bir de benim 8 yıl önce yazdığım şu yazıyı:İŞTE O YAZI‘‘Başbakan Tansu Çiller, 31 Aralık günü, öğleden sonra Karabük'te işçilerle birlikte olacak. Bunun için günlerdir Karabük'ün işçilere satılması projesi üzerinde çalışıyor.Amacı, satış işleminin bu pürüzlerini tamamlayarak, yılbaşı günü Karabük'ün özelleştirilmesi.Yani, yılbaşı hindisini Karabük sorununu çözmüş bir başbakan olarak yemek istiyor.Soruyorum:Karabük, işçilere satılınca gerçekten özelleştirilmiş olacak mı?Başka deyişle, devletin sırtına inanılmaz bir yük bindiren Karabük, devletin sırtından inmiş olacak mı?Hiç müneccimliğe, gelecek medyumluğuna, falcılığa ihtiyaç yok.Bugünden iddia ediyorum ve bu iddiamı açıklıyorum:Bundan 365 gün sonra devlet, Karabük'ün zararını nasıl kapatacağını hesaplıyor olacak.Ve büyük bir ihtimalle, sözde özelleştirilecek Karabük'ün yükü, bu halkın, bizlerin sırtına yüklenecek.Ya enflasyon olarak yüklenecek, ya vergi olarak yüklenecek.Bunu şimdiden görmek için ne müneccimliğe, ne medyumluğa ihtiyaç var.TARİH: 30.12.1994Gerçek apaçık ortada. Hükümet, özelleştirme gibi Cumhuriyet tarihinin en önemli mülkiyet devir hareketine Karabük örneği ile başlarsa, çok kötü bir şey yapmış olacak.Evet, iddia ediyorum ve buraya yazıyorum:Tarih 30 Aralık 1994...30 Aralık 1995'te yeniden göreceğiz. Karabük, er veya geç kapatılacak.İDDİAYA HAZIRIMBu gecikmenin bedelini halk ve Karabük işçileri ödeyecek.Ve biz, bir yıl daha bu enkazın altında inlemeye devam edeceğiz.Şimdi gelelim esas soruya:Başbakan Çiller, özelleştirmeye neden bu dáhiyane modelle başlıyor?Benim aklıma çeşitli cevaplar geliyor.Acaba Karabük gibi bir enkazı satın alacak kimse bulamıyor mu?Acaba işçilere, ‘Bakın, mülkiyeti size veriyorum' diyerek, bu enkazı onların sırtına mı yüklemek istiyor?Neyse, bütün bunların cevabını en geç 365 günde alacağız.Ama, ben şimdiden iddiaya girmek istiyorum.İsteyen herkesle iddiaya girmeye de hazırım.Neden bu kadar eminim? Neye güveniyorum?İşçilerin bu işi beceremeyeceğine mi?Kesinlikle evet. Böyle yazdığım için de kimse alınmasın.Bu fabrikaları bana verselerdi de aynı şeyi söylerdim. Çünkü, çalışmak başka bir şey, management, yönetim başka bir şey.Ayrıca bu işletmelerin kárlı hale geçişinde yeni mülkiyetin biçimi de son derece önemli.Siz bunu devlet mülkiyetinden alıp kamu mülkiyetinin bir başka biçimine geçiriyorsanız, önemli bir değişiklik yapmıyorsunuz demektir.O nedenle iddiamda ısrarlıyım.Ve inanın, gelecek yıl sonunda yanılmış olmayı da çok arzu ediyorum.’’1 DEĞİL 8 YILBen bir yıl demiştim, olay 8 yıl sonra patladı.Ama daha birinci yılın sonunda işin nereye gittiği belliydi.Ben hálá aynı şeyi söylüyorum. Özelleştirme’nin en gerçekçi tarifi şudur:‘‘Patronsuz bir şirketi, patronlu hale getirmek.’’Bu olay, devlet kadar, sendikacıdan da patron olmayacağını ispatladı.Biraz pahalıya patlamış olsa da ispatladı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!