Napoli'yi gör ve öl

Güncelleme Tarihi:

Napoliyi gör ve öl
Oluşturulma Tarihi: Aralık 27, 1997 00:00

Haberin Devamı

İtalyanların ne denli abarttıklarını bizzat görmek için Napoli'ye uğramak yeterli. ‘‘Gör ve öl’’ dedikleri kent belki yazın fena değil ama cılız kış güneşinin altında hiçbir cazibesi yok.

Sonucuna neden şaşırdığımızı asla anlamadığım Lüksemburg Zirvesi'nin yapıldığı gün ayak bastım Napoli'ye.

AB liderlerinin Lüksemburg'da biraraya geldikleri gün, Magrip ülkeleri de dahil tüm Akdeniz ülkelerinden sivil toplum kuruluşlarının Euro-Med Forumu'na katılmaları ilginç bir tesadüftü benim açımdan.

Türkiye'nin dışlanma sürecinde basında ‘‘Hıristiyan Kulübü’’ diye tanımlanan ülkelerin gerçekten bir kulüp oldukları hemen farkediliyor.

Akdeniz mimarisinden, İslami fundemantalizme çeşitli konuların tartışıldığı seminerlere katılanların çoğu birbirlerini yıllardan beri tanıyor. Hükümet düzeyindeki kişilerle sürekli temas halindeler. Forumda stand kurmayı bile akıl eden Tunus, Cezayir, Fas'ın lobiciliğin önemini bizden çok daha iyi kavradığını görmek beni üzmedi değil.

Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Avrupa Birliği'nin vaad ettiği Meda yardımlarının akibetini sorarken gözüm salonda bir Türk yetkili aradı boşuna. Türkiye, Euro-Med toplantısında sadece birkaç akademisyen, yazar, sendikacı tarafından temsil edildi. Eminim, bu tür başka toplantılarda da Türkiye adına katılan fazla kişi yok. Oysa Avrupa ile ilişkilerimizin gerginleştiği dönemde lobicilik faaliyetlerinin sürdürüleceği en uygun yer bu tür toplantılar.

Napoli ile ilgili izlenimlerime gelince.

En büyük şansızlığım Napolilerin kentin tek gökdeleni diye övündükleri 30 katlı Jolly Oteli oldu. Oteli görür görmez sevmedim. 24. kattaki odamın penceresinden, limanı ile Capri Adasını gördüğüm halde fikrim değişmedi.

Hele asansörü. Elinde kuştüyü minik süpürgeyle her gördüğü kıvrımın tozunu alan temizlikçi kadının asansörü harekete geçirmek için birkaç kez zıplamasından nasıl bir otele düştüğümü anladım. Korktuğum başıma da geldi zaten. Napoli'de ikinci günümde Jolly Oteli'nin elektrikleri kesildi. Telefonlar çalışmadı. Dışarı çıkmak zorunda olduğum için, benim gibi mahsur kalan bir İtalyan televizyon ekibiyle 24 katı yangın merdiveninden indim. ‘‘Demek ki bir AB ülkesinde de böyle şeyler oluyor’’ diye hınzır bir sevince kapıldım.

Napoli'nin arka sokakları ayrı bir alem. Zengin kuzeyin, neden güneyden kopmak istediğini merak ediyorsanız şöyle bir turlayın daracık karanlık sokakları. Bir balkondan diğerine gerili ipteki yıpranmış çamaşırlar herşeyi anlatacak size.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!