Moda avcıları

Bir zamanlar moda dünyasının kaderini Christian Dior, Yves Saint Laurent gibi devler çizerdi. Üstümüzden düşmeyen 'üniformalar' bu yenilikçi isimler tarafından belirlenirdi. Onlar taklitçi değil, yaratıcıydı. Bugün trendler farklı bir şekilde oluşuyor. Cool (soğukkanlı) Avcısı (Cool Hunter) adı verilen moda ajanları müzeleri, sanat galerilerini, gece kulüplerini, bit pazarlarını gezerek dışarıdaki atmosferi moda evlerine taşıyor.

Financial Times Gazetesi'ne göre trend belirlemede yöntemler eskisinin tam tersi şekilde işliyor. Moda evlerinden sokağa yayılacağına, 'sokaktaki adam'ın giydikleri, modayı belirliyor.

En başarılı moda evleri ünlerini ve kazançlarını dışarıda uzun zaman önce oluşmuş atmosferi yakalayarak elde ediyorlar. Giyinme, yemek yeme, yemek pişirme, seyahat etme tarzını yakalayarak moda haline getiriyorlar.

Modayı herkesten önce yakalayacak ve geliştirecek zeka, yetenek ve 'her daim açık antenlere' sahip olmaları gerekiyor. Trendleri öyle bir hale getiriyorlar ki asıl ilham kaynağı olan tüketiciler bu ürünleri moda olduktan sonra da satın alıyorlar.

Moda devleri bu araştırmaları yapmak için Cool Hunter adı verilen, fazla isim yapmamış ama işinde çok başarılı tasarımcıları kullanıyor. Örneğin Cool Hunter'lar, minimalizimin 'in' olduğuna karar veriyor. Bir anda vatkalar ve keskin çizgili küçük ceketler 'out' oluyor.

Eteğimizin veya gömleğimizin kenarındaki bir parça dantel için mağaza mağaza dolaşmamızın sebebi de onlar. Bu sene çok moda olan ince topuklu, sivri burunlu çizmelerin moda olması da onların fikri.

Cool Hunter'lar en çok Londra, Paris, New York, Tokyo gibi moda başkentlerinde yaşıyor. Onlara bazı 'underground' dergilerde, alternatif tiyatro gruplarında, sanat galerilerinde ya da radikal fotoğrafçıların çektiği karelerde rastlamak da mümkün.

Ürünlerin etiketini taşıyan büyük moda evleri reklam olup, göz önüne çıkarken, gerçek kaşiflerin isimleri çoğunlukla bilinmiyor. Hayatlarının büyük kısmını atölyelerinde geçiriyorlar. Bazen mahalle kenarlarında kendi mağazalarını açıyorlar, çünkü çoğunlukla alışveriş bulvarlarına yetecek paraları olmuyor.

ÇOK ÖNEMLİLER

Bugün Cool Hunter'lar moda evleri için büyük önem taşıyor. Tüketicileri büyük bir dikkat ve istekle gözlemliyorlar. Aynı bir Afrika kabilesini inceleyen antropolog gibi davranıyorlar. Tek farkları sonuçları bir makalede değil bir moda evinde açıklamaları.

Ellerinde dijital not defterleriyle alışveriş merkezlerini, gece kulüplerini, üniversiteleri ve bit pazarlarını dolaşıyorlar. Hepsi işini başarıyla yapan bu kişiler moda olanın hızla değişmesine ve çıtanın yükselmesine sebep oluyorlar.

En önemli özellikleri trendleri herkesten önce yakalayabilmeleri. 'Ancak hazır olduğunda yayımlanan' Visionaire dergisini, Paris'in moda dergisi Numero'yu ve İtalyan Vogue'unu okuyorlar.

Trendleri belirlemelerine rağmen modayı reddeden Katie Grand, Charlotte Stockdale gibi sıra dışı tasarımcıları takip ediyorlar. Çünkü bu isimler modanın en az bir yıl önünde gidiyor.

Cool Hunter'lar olduğu için moda daha hızlı değişiyor. Moda daha hızlı değiştiği için de onlara gereksinim duyuluyor.

Studio Edelkoort'un sahibi ve Eindhoven Dizayn Akademisi'nin başkanı Hollandalı Li Edelkoort bu topluluğun en önemli ismi olarak biliniyor.

İşe bir zamanlar Los Angelas'da Cool Hunter olarak başlayan DeeDee Gordon ve Baysie Wightman bugün 10 bin çalışanı olan başarılı bir moda şirketi işletiyor.

Cool Hunter ne yapıyor?

*Londra, Paris, New York, Tokyo gibi moda baş kentlerinde yaşıyor.

*Büyük moda evleri için 'moda ajanlığı' yapıyor.

*Sanat galerilerini, gece kulüplerini, bit pazarlarını gezerek sokaktaki trendleri moda evlerine taşıyor.

*Visionaire, Numero ve Vogue dergilerini okuyor.

*Modayı reddeden Katie Grand, Charlotte Stockdale gibi tasarımcıları takip ediyor.

*İsmini çoğu zaman ön plana çıkarmıyor.

*Modanın daha hızlı değişmesine sebep oluyor.