Misyonerlik manifestosu

Güncelleme Tarihi:

Misyonerlik manifestosu
Oluşturulma Tarihi: Şubat 14, 2005 00:00

Bundan böyle ne zaman:- Herhangi bir televizyon programında ‘üç kızgın ilahiyatçı, gariban pozuna bürünmüş iki misyoner ve araya attırılmış haşin ve sert Aytunç Altındal’ karmasını ‘misyonerlik tartışması’ yaparken görürsem, yapılan bu programın temel amacının misyonerlik faaliyeti olduğunu düşüneceğim...Bundan böyle ne zaman:- Sayın ilahiyat profesörü Zekeriya Beyaz’ı, saha avantajını kullanarak televizyon stüdyosunda, tevazu abidesi kesilmiş zavallı misyonerlere, gözlerinden ateşler saçarak saldırdığını görürsem, Zekeriya Beyaz’ın Türkiye’de Hıristiyanların sayısını artırmak için özel olarak görevlendirildiği sonucuna varacağım.Bundan böyle ne zaman:- ‘Malatya’da 148 ev kilise oldu’, ‘Her yerde gizli İncil dağıtılıyor’ ya da ‘Her üç Türk gencinden ikisi Hıristiyan olma tehlikesiyle karşı karşıya’ başlıklı gazete haberlerine rastlarsam, ‘yalan’ olduğunu anlamak için herhangi bir veriye dayanmaya bile ihtiyaç duyulmayan bu haberlerin arkasında ‘acemi Hıristiyan propagandistleri’nin olduğu kanaatine varacağım.***Bundan böyle ne zaman:- ATO gibi ‘ulusalcı’ odakların, gerçekleri gözler önüne sermek yerine, milletin kanını kaynatmak amacıyla yaptırdıkları ‘Türkiye Hıristiyanlaştırılıyor’ başlıklı sözde araştırmalara rastlasam, Sinan Aygün ve benzerlerinin ‘gizli misyoner’ olduklarına inanacağım.Bundan böyle ne zaman:- ‘14 Şubat Sevgililer Günü’ konuşması yapar gibi konuşan bir misyonerin karşısında, ağzından köpükler saçarak konuşan bir İslamcıyla karşılaşsam, o İslamcının Güney Kore’den gönderilen paralarla cebini doldurduğuna ikna olacağım.Bundan böyle ne zaman:- ‘Biz Türkiye’de dinimizi rahat bir şekilde anlatabiliyor muyuz? Biz anlatamadığımıza göre Hıristiyanlar da anlatmasın’ mantığıyla misyonerliğin yasaklanmasını talep eden herhangi bir Müslüman aydınla karşılaşsam, o adamın İslam dinini ‘çifte standart’ içinde bir din olarak takdim eden bir ‘gizli din düşmanı’ olduğuna inanacağım.***Bundan böyle ne zaman:- ‘Ümraniye’de tam 89 apartman dairesi kilise oldu’ diye ortalığı ayağa kaldıran herhangi birini görürsem, bütün işi gücü bırakıp o kişiden ‘Bana bu 89 apartman dairesini tek tek göster’ diye talepte bulunacağım. Eğer gösteremezse kendisini ‘yalancı’ ilan edeceğim.Bundan böyle ne zaman:- İslam’ın görünür görünmez her türlü tezahürüne karşı abartılı bir karşıtlık içinde olduğunu bildiğimiz herhangi bir ‘ulusalcı’dan, ‘misyonerlik faaliyetleri’ne karşı bir açıklama görsem, yüzümü buruşturup geçeceğim.Bundan böyle ne zaman:- ‘Gariban halkımız para vaadiyle Hıristiyan yapılıyor’ diye bir tezle karşılaşsam, ‘Ne kadar gariban olursa olsun eğer bir adam para karşılığı dinini satıyorsa, ondan hiç kimseye hayır gelmez birader! Bırak dağınık kalsın’ diye karşılık vereceğim.Bundan böyle ne zaman:- Misyonerlik faaliyetlerinin yasaklanmasını talep edenlerle karşılaşsam, ‘Galiba sen kendi dini inancının temel felsefesine yeterince güvenmiyorsun! Dinine güven! İnancına güven! Bırak eşit şartlarda sen de, karşındaki de dinini anlatsın! İnanan inanır, inanmayan inanmaz. Yasaklansın demek yerine eşit şartlarda anlatalım talebinde bulun’ diye nasihat edeceğim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!