Milli börtü hain böceklere karşı

Güncelleme Tarihi:

Milli börtü hain böceklere karşı
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 01, 2012 00:00

Van 100. Yıl Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ahmet Ömer Koçak dünya çapında bir entomolog, yani böcek bilimci. Eşiyle birlikte kimi zaman Dağlıca'da kimi zaman Cudi Dağı'nda 46 yıldır kelebeklerin ve böceklerin peşinden koşuyor. Keşfettiği yeni böcek türlerine neden 'Şehitler ölmez', 'Mehmetçik', 'Namus', 'Egenekon' gibi isimler verdiğini anlattı

Haberin Devamı

Keşfedilen her tür, yeni isimlendirmeyle makale konusu olur. 40 senedir isimlendirme yapıyorum. 500'e yakın makale, 500'e yakın isimlendirme... Yeni türlere isim verirken 250 sene önce konulan bilimsel isimlendirme kurallarının dışına çıkamazsınız. İsim verirken böcek ya da kelebeklerin görünüşü, güzelliği, yaşadığı coğrafik bölgeler, bitkilerle ilişkisine atıf olabilir. Sadece 64 yıl önce, Paris'te etnik ve dini isimlendirmeler yapılmayacağına dair bir tavsiye kararı alındı ama yaptırımı yok.

TEPKÄ° OLARAK DOÄžDU

Aslında keşfettiğim böceklere isim verirken milliyetçi davranmak gibi bir niyetim yok. Ama karşındaki milliyetçilik yapınca sen de tepki olarak milliyetçi bir refleks geliştiriyorsun. Bu isimlendirmelerin çoğu böyle bir tepkiyle ortaya çıktı. Mesela geçen yüzyılın başında Ermeni bir araştırmacı Maraş'ta bulduğu böcek türünü Fransız bir entomologa gönderiyor ve Türklerin Ermenileri öldürdüğünü, bu türün onlara adanmasını istiyor. O böceğe 'Homicida' yani 'İnsan öldüren' ismi veriliyor. Buna karşı ben ne yaptım? Fransızların bizimle ilgili soykırım kararı aldıkları 2006 yılıydı, ona tepki olarak Papua Yeni Gine’de keşfettiğimiz bir gece

/images/100/0x0/55eb56f6f018fbb8f8baef1e
kelebeğini 'Euproctis ediconeg Koçak&Kemal, 2006' adıyla tanımladık. Genocid'i yani soykırımı tersten ifade ederek bir isimlendirme yaptık. Koyalım oraya, gizli bir mayın gibi dursun istedik.

Haberin Devamı

PEŞMERGEYE İNAT MEHMETÇİK

Batılı böcekbilimcilerin Türkiye sınırları içinde keşfedilip, aleyhte isimlendirme çalışmalarının son yıllarda da devam ediyor. Bunlara Doğu Anadolu'da keşfedilen bir böcek türüne 'Vaspurakan' (Van-Bitlis-Urmiye bölgesinde eski bir Ermeni krallığı), bir başkasına 'Peshmerge' ya da 'Polyommatus Kurdistanicus' (Kürdistan Çokgözlüsü) isimlerinin verilmesi örnek gösterilebilir. Biz de bulduğumuz bir kelebek türüne 'Mehmetçik' adını verdik. 2003'te Dağlıca'ya gitmiştik, bir kın kanatlı tanımladık. 21 Ekim 2007'de baskın yapıp askerlerimizi şehit ettiler. Baskında şehit düşen askerlere atfen bu isimlendirmeyi yaptık makalemizde.

Haberin Devamı

NOSTRADAMUS'TAN MEVLANA'YA

Ayrıca şöyle düşündüm: Batılı entomologlar Nostradamus'un, yani bir büyücünün adını böceÄŸe verebiliyorsa bizde de pek çok kültür insanı var. Biz de onları koyabiliriz. Yunusemreia, Mimarsinania, Pirireisia, Karacaoglania, Mevlanaia, Alishirnevaia, Battalia, Mehteria, Ahoyemenia, Kashgarlimahmutia, Mahmutkashgaria böyle doÄŸdu. Bir de tabii Ergenekon meselesi var... Çok kötü anlamda kullanılıyor oysa Ergenekon Türklerin büyük destanıdır. Ergenekon soruÅŸturması baÅŸladığında, bir türe de 'Ergenekon' adını verdik. Ergenekon ÅŸudur diye de dipnot yazdık makaleye. Ha keza 'Nevruz'u da bir türe verdik, bahar bayramıdır dedik.Â

Haberin Devamı

YABANCI BÖCEK KAÇAKÇILIĞI YAPIYOR AMA BİZE GELİNCE İZİN YOK

Yabancılar Türkiye'yi her zaman arka bahçeleri olarak gördü. Buraya turistik amaçlı gelip gitsinler, materyal toplayıp götürsünler, sonra yayınlasınlar... Bir de buralarda gezenler çoğunlukla bu işin ticaretini yapanlar. Yüzyıldır Avrupa'da süregelen bir böcek borsası var. Borsa para ve ticaret üzerine. Böcek de değer taşıyan bir şey. Nadir ve çok az bilinen türlerin değeri daha fazla. Avrupa'da elinizi kolunuzu sallayarak böyle materyal toplayamazsınız. Özellikle Doğu Anadolu'da turistik olmayan Hakkari, Şemdinli, Şırnak gibi bölgelerde cirit atıyorlar, onlara hiç sıkıntı yaratan yok. Ama biz 1970'li yıllardan beri elimizde izin kağıdımız var sıkıntı yaşıyoruz. Anayasa'nın 130. maddesi der ki; "üniversite öğretim üyeleri ve yardımcıları serbestçe her türlü bilimsel araştırma ve yayın yapabilir. Bu çalışmalar sırasında devlet onların güvenliğini sağlamak zorundadır". Anayasal koruma altındayım yani. Dağda araştırma yaparken iznin var mı diye soruyorlar. Av yasağı yönetmeliğiyle engel çıkarıyorlar. Ama benim izne ihtiyacım yok ki, akademisyen kimliğimi göstermem yeterli. Yasadışı materyal toplayıp yurtdışında satanlar bir akademisyen kimliği gösterebiliyor mu? Neyse bunlarla uğraşmayalım dedik, iznimizi aldık. 18 ili kapsayan bir kırsal bölge çalışması... Sonuçta izin orada duruyor, sen gerçeklerle yüz yüzesin. Asker çıkıyor karşına, "terör alanı gelme" diyor. Çifte tehlike yaşıyoruz. Jandarma da vurur bizi, PKK da... Heronlar vardı, şimdi Predatörler var. Kıpırdadın mı vuruyor. Bu koşullarda biz aşağıda iş yapacağız. Burnumuzun dibi Çatak'a bile yüz kere gittik geldik. Gece toplaması yapacağım, sürekli git gel olmuyor, orada kalmam lazım. Kaymakamlığa yazıyorum, yanıt bile vermiyor.

Haberin Devamı

SADECE KELEBEK PEŞİNDE KOŞMUYORUZ

Muhabbet Kemal, Koçak hocanın asistanıyken 10 yıl önce evlenmişler. Kendisi de önemli bir entomolog. Bilim insanı olarak işlerinin sadece 'böcek peşinde koşmak' olmadığını söylüyor: "Doğa aşığıyım, biyolojiye öyle başladım. Sadece böcek ya da kelebek peşinde koşmuyoruz, mümkün olduğunca bu coğrafyanın insanlarını eğitmeye çalışıyoruz. Öğrencilere doğa ve önemi üzerine dersler veriyoruz. Yurtseverlik doğa sevgisiyle birleştiği zaman daha yararlı, daha sağlam olur. Gelen öğrencilerin çoğu kendi memleketini tanımıyor. Vanlı olup şu dağı bilmeyen, Muradiye'ye gitmeyen var. Entomoloji dersinde laboratuvarımız açık arazi. Çevre ve canlılar üzerinde ekolojik ilişkileri inceliyoruz.

Haberin Devamı

Van 100. Yıl Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Ahmet Ömer Koçak ve eşi Yrd. Doç. Muhabbet Kemal Van'da üniversite bahçesine kurulmuş konteynırlardan birinde yaşamını sürdürüyor. Koçak çifti içinde bulundukları zor koşullara rağmen; birkaç gün içinde 18 ilin kırsalında çıkacakları bilim yolculuğunun heyecanı içindeydi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!