MHP: Yılmaz siyasi rant peşinde

ANAP ise koalisyon ortağını ‘nezaket ve diyalogla’ ikna etmeye hazırlanıyor. Yılmaz'ın talimatıyla oluşturulan ANAP komisyonu, MHP yönetimiyle doğrudan temaslarda bulunacak.

Uyum yasası tasarında MHP-ANAP arasındaki gerginliğin asıl nedeninin ‘siyasi rant paylaşımı’ olduğu öğrenildi.

MHP, ANAP Lideri Mesut Yılmaz'ı, ‘MHP’nin önünü kesmek için', 312. maddeyi Tayyip Erdoğan ve Necmettin Erbakan'ı da kapsayacak şekilde değiştirmeye çalışmakla suçluyor. Bahçeli'nin ise ‘‘Kişiler için hukuksal düzenleme olmaz’’ savıyla, bu senaryoya karşı tavır aldığı belirtiliyor. MHP de, Erdoğan ve Erbakan'ın devredışı kalması halinde, sağın liderliği mücadelesinde büyük avantaj sağlayacağını hesaplıyor.

MHP'YE GÖRE ANAP

Bahçeli ve kurmaylarına göre, Yılmaz sürekli oy kaybını önlemek için çeşitli senaryolar uyguluyor. Bunlardan biri ‘Kürtçe’ kartı. Yılmaz, muhtemel bir seçimde HADEP'le açık veya gizli bir seçim ittifakı arayışında. Bunun için, geçen yıl ‘‘AB yolu Diyarbakır'dan geçer’’ açıklaması yaptı. Şimdi de, ‘‘PKK tuzağı Kürtçe eğitim dilekçelerine hoşgörü’’ istiyor. Son olarak, daha önce mutabakat sağlanan ve Meclis'e gönderilen ‘Uyum Paketi’ni yeniden tartışmaya açmak istedi. Bu senaryoya göre Yılmaz, Erdoğan ve Erbakan'ı kurtarıp MHP'nin önünü kesmek istiyor.

MHP'de ise buna karşı şu görüşler seslendiriliyor:

SUÇ ORTAĞI OLAMAYIZ

Erdoğan ve Erbakan'ı kurtarmak için hukuksal düzenlemeye karşıyız. Bu, hukukun temel ilkelerine aykırı olur. Şimdi ANAP, ‘daha demokratım’ havasıyla kamuoyu desteğini de ardına alarak, asıl niyetini gizleyip MHP'yi köşeye sıkıştırmak istiyor. Bu konuda samimi olmadıklarını gayet iyi biliyoruz. Çünkü, 312 benzeri düzenlemeler bütün Avrupa'da var. Bu yüzden Yılmaz'la, Uyum Paketi'ni yeniden tartışmadık. ANAP, rejimi tehlikeye atmak pahasına parti çıkarı için Erdoğan'ı ve Erbakan'ı kurtarmak isterse, AKP ve SP ile işbirliğiyle, bunu Meclis'te yapabilir. Ama, MHP bu suçun ortağı olmaz. Bunun hesabını ileride ANAP verir.

KARARIN ARKASINDAYIZ

Herkesin görüşünü söyleyip mutabakat sağlanan bir konu, birilerinin itirazı üzerine yeniden tartışmaya açılamaz. Bu devlet ve hükümet ciddiyeti ile bağdaşmaz. AB'den bilmem kim şunu, falan hukukçu bunu diyebilir. Biz, siyasi irade olarak sonuçta, olayı bütün boyutlarıyla düşünüp bir karar aldıysak, bu kararın ardında durmak zorundayız. Kim ne derse desin. Kaldı ki, bu düzenlemeyi yetersiz bulanlar daha çok uç fikirler. Art niyetliler, bu düzenlemeyi nasıl deleriz hesabı yapıyorlar.