MGK'da iş biter

Hükümet ve ordu arasındaki sıkıntının ‘yapay bir bunalım’ olduğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı Ecevit, ‘‘MGK'da herkesi ferahlatacak bir sonuç çıkar’’ dedi. Bildirinin kesinlikle muhtıra niteliği taşımadığını belirten Ecevit, Yılmaz'ı da eleştirdi, ‘‘Siyasette üslup, öz kadar önemlidir’’ diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin siyasi gündeme bomba gibi düşen bildirisi için, ‘‘Kesinlikle muhtıra değil. Bazı söylenti, yorum ve yalan yanlış haberlerden TSK'nın rahatsız olduğu belli, bu rahatsızlıklar ortaya konuluyor’’ yorumunu getirdi.

Koalisyon ortaklarının bugün yapacakları toplantıda, gerginliğin ortadan kaldırılması yönünde elden gelenin yapılacağını belirten Ecevit, sorunun, asıl olarak, 27 Mart'taki MGK'da çözüleceğini söyledi. Ecevit, MGK'da, taraflar arasındaki bütün karşılıklı kuşku, alınganlık ve yanlış anlamaların giderileceğine inandığını belirterek, ‘‘MGK'da herkesi ferahlatacak bir sonuç çıkacağına inanıyorum’’ dedi.

BAYKAL BUNALIM MÜHENDİSİ

Ecevit, Başbakanlık'ta dün düzenlediği basın toplantısında, bütün bu tartışmaların sorumlusu olarak CHP Lideri Deniz Baykal'ı gösterdi. ‘Yapay’ olarak nitelediği bunalımın, Baykal'ın, ‘bunalım mühendisliğinden ve bazı çevrelerce günlerdir sürdürülen darbe ve ara rejim kışkırtıcılığı’ndan kaynaklandığını savunan Ecevit, Başbakan Mesut Yılmaz'ı da isim vermeden eleştirdi.

ÜSLUP ÖNEMLİ

Ecevit, Yılmaz'a dönük eleştirisini, ‘‘Yapay bunalımdan çıkışı hızlandırmak bir ulusal görevdir. O arada siyasette üslubun bazen öz kadar önemli olabileceği de unutulmamalıdır’’ sözleriyle dile getirdi. Yılmaz'la aralarındaki üslup farklılığına ilişkin bir soruya, ‘‘Üslup farklılığı olabilir, ama bu farklılık herkesin kendine, önemli olan özde uyuşmak’’ yanıtını veren Ecevit, krizle ilgili diğer soruları ise ‘‘Polemiğin üzerine ateşle gitmek, yapay bunalıma katkıda bulunmak istemiyorum’’ diyerek, yanıtsız bıraktı.

BUNALIM İNİŞE GEÇTİ

Ecevit, ancak Yılmaz'ın son açıklamalarıyla birlikte bunalımın inişe geçtiğini de savundu. Devlet kurumları arasındaki kopukluğun, Refahyol döneminde çok tehlikeli bir ölçüye vardığını, ancak hükümetleri döneminde bu konuda uyumun sağlandığını belirten Ecevit, ‘‘Son günlerin yapay bunalımı bu süreci aksatmış gibi görünse bile ortada gerçek bir sorun yoktur’’ dedi ve şöyle devam etti:

‘‘Çoğulcu demokraside, zaman zaman bazı devlet kurumları arasında yorum ve yaklaşım farklılıkları ortaya çıkabilir. Önemli olan bu farklılıkları, polemikle körüklemek yerine, diyalogla gidermeye özen göstermektir. Hükümetle Silahlı Kuvvetler arasında diyaloğun sağlıklı zemini de MGK'dır. Ben, önümüzdeki hafta yapılacak MGK toplantısında, herşeyin açık açık konuşularak karşılıklı kuşku ve alınganlıkların giderileceğine inanıyorum.’’

MÜCADELE GÖREVİ HÜKÜMETİN

TSK'nın laiklik konusundaki duyarlılığının, laik demokratik cumhuriyet için bir güvence olduğunu da belirten Ecevit, ‘‘Laikliği demokratik hukuk devleti kuralları içinde korumak ise öncelikle hükümetin görevidir. 55'inci Cumhuriyet Hükümeti bu görevi, herhangi bir hatırlatmaya gerek bırakmaksızın, kararlı biçimde yerine getirmektedir’’ dedi. Ecevit, ‘‘Hükümetin, kuruluşundan sonra iki ay gibi çok kısa bir sürede oluşturup uygulamaya koyduğu eğitim reformu ile laikliğe yönelen tehlikenin kaynağı kurutulmaya başlanmıştır. Hükümetin bütün yurtta oluşturduğu izleme kurullarıyla da laiklikten sapmalara karşı gereken müdahaleler, yerinde ve anında yapılmaktadır. Ancak, yılların birikiminden oluşan bu tehlike, elbette birden bire yok edilemez’’ diye konuştu.

Türkiye'nin çevresindeki gelişmeler karşısında yapay bir bunalıma bile tahammülün bulunmadığını belirterek, ‘‘Yapay bunalımdan çıkışı hızlandırmak bir ulusal görevdir’’ diyen Ecevit, ‘‘Bugünkü hükümet, laikliğin korunması ve istikrarın sağlanması bakımından Türkiye için bir güvencedir’’ diye ekledi. Ecevit, erken seçimle ilgili sorulara ise, ‘‘Seçim ancak, bir güvensizlik önergesi verildiği zaman gündeme gelebilir’’ karşılığını verdi.