Metrolu olduk vagona doluştuk

Güncelleme Tarihi:

Metrolu olduk vagona doluştuk
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 21, 2000 00:00

Nedim BUBİK17 MAYIS 2000 çok önemli bir gün. ‘‘Tabii o gün Galatasaray tarih yazdı, zafer kazandı’’ diyeceksiniz belki. Doğrudur, Cimbom bugüne değin tatmadığımız bir coşku yaşattı. Popescu'nun penaltısında öyle bağırmışım ki, sesim hálá kısık. * * * KUPA töreninde ağlamaklı oldum. Yavuz Gökmen geldi aklıma. Ne çok isterdi, Kopenhag'a gidip o finali izlemeyi. Boğazını patlatırcasına bağırıp ağlamayı. Belki maç sonrası sarhoş da olurdu, ya da sabaha kadar şarkı-türkü söylerdi... * * * AMA o günün benim için önemi yalnızca Galatasaray'la sınırlı değil. Efendim ben o gün yaşamımda ilk kez metroya bindim. Evet, yarın bütün İzmir'in hizmetinde olacak metroyu sizin için önceden denedim. * * * O SABAH Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanı ve İzmir Yayıncılık Genel Müdürü Ünal Ersözlü, temsilci yardımcımız Deniz Sipahi, görsel yönetmenimiz Nejat Bekmen'le Bornova'ya gittik. Metro Genel Müdürü İbrahim Koç'la buluştuk. * * * METRONUN Bornova ucundaki kafeteryada çayımızı içtik önce. (Bu kafeteryanın işletmecisi yakında metroya tapar herhalde. Çünkü orada ondan başkası yok) Sonra da beşimiz metroda aldık soluğu. Sürücümüz Uğur'un yanına diziliverdik... Ben öyle her şeyden korkmam, ama nedense geceden beri kendi kendime terapi yapıp, bu kader anına alışmaya çalışıyorum. * * * ÇAKTIRMADAN kenara geçtim, sağlam durmak için sırtımı dayadım, ilk fırsatta tutunabileceğim yeri de gözüme kestirdim. Neme lázım hareket ettiğimizde rezil olmak var. Ve hareket ettik. Aaaa, hiç de korkulacak bir şey yok. Güvenlik için her şey düşünülmüş. Yolculuk keyifli. * * * KOÇ'un önerisiyle Halkapınar'da mola verdik, 60 dönüm alana kurulu olan, metronun beynini gezdik. Ben buralardan geçerken bir kaç vagon görür, işi basit sanırdım. Ama kazın ayağı öyle değil. Sürekli eğitilen 200'e yakın personel. 19 istasyon ve bütün sürücülerle bağlantılı trafik merkezi. * * * SEFERDEKİ her vagon her gün tepeden tırnağa kontrolden geçiyor. Sürücüler, istasyon şefleri, güvenlik görevlileri seçme. Olası bir olumsuzluğa karşı senaryolu tatbikatlar yapılıyor. Yani, içiniz rahat olsun, adamlar her şeyi düşünmüş. * * * YİNE Uğur'un yanına doluştuk. Ben yine önlemlerimi aldım. Çünkü asıl iş şimdi başlıyor. Ve olan oldu, aniden tünele giriverdik. ‘‘Şimdi Basmane Garı'nın altındayız’’, ‘‘Üstümüzde Fevzipaşa Bulvarı var...’’ Bunları duyunca biraz irkilir gibi oluyorum, ama renk vermiyorum. Versem de zaten gören olmaz. Dedik ya, yerin altındayız. * * * HAFİF sola doğru kayıyoruz, o da ne? Konak İstasyonu'na geldik bile. Burada da kısa bir mola. Yarından itibaren karınca yuvası gibi olacak buraları. İnenler, binenler... Haaa, unutmadan... Metroyla seyahatte en önemli nokta uyarılara uyulması. Uyulursa sorun yok. * * * BİZ devam ediyoruz. Hedef Üçyol, tırmanıyoruz. Ve geliverdik. Burada 37 metre, yani 12 katlı bir apartman kadar, yerin altında olduğumuz söylenince de irkilmedim inanın. Çaktırmadan Deniz'le Nejat'a bakıyorum, onlarda da renk yok. Yani bir şey belli etmiyorlar. * * * BU kez yönümüz yeniden Konak. Nejat saat tutuyor. Üçyol-Konak arası 1 dakika 40 saniye. Sonunda metroyla vedalaşıyoruz. Hatırlatayım, Bornova-Üçyol arası, 10 istasyondaki yolcu indirme-bindirmelerle, 16 dakika 25 saniye sürüyor. Artık gerisi size kalmış. * * * KONAK'ta metroyla vedalaşıp güneşe kavuşuyoruz. Kimse bir şey demiyor, ama hepimiz tünelden çıkmaktan çok memnunuz. Ve bunun şerefine Kemeraltı'na dalıp börek bile yedik. Sonuç olarak metroyu herkese şiddetle tavsiye ediyorum. Böyle rahat ve kolay ulaşımdan mutlaka yararlanın.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!