Gazeteme bir haller mi oluyor? Cinsel tercihlerimiz mi değişiyor? Yoksa Hürriyet..." />Gazeteme bir haller mi oluyor? Cinsel tercihlerimiz mi değişiyor? Yoksa Hürriyet..." />

Medyadan : Magazin vb alıntılar

Güncelleme Tarihi:

Medyadan : Magazin vb alıntılar
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2005 21:21

Haberin Devamı

Gazeteme bir haller mi oluyor? Cinsel tercihlerimiz mi değişiyor? Yoksa Hürriyet artık kadın okurlara taviz mi veriyor? 22 haziran çarşamaba günü, Hürriyet’in ‘ARKA SAYFA GÜZELİ’ ... Kraliçe Elizabeth’in (erkek) torunu Prens Harry idi! Hayırdır? (YANDA)

 

*

 

GÜZEL BİR GARÇ

 

Arkadaşı yapımcı Osman Yağmurdereli’den 4.defa evlenen Mehmet Ali Erbil’e:

 

Mehmet Ali’nin bütün düğünlerine katıldım. Bu akşam bir de takı taktım kendisine. Bu son artık, dördüncüyü taktım ama artık beşinciyi takmam...”

 

Haberin Devamı

Hürriyet, 20 haziran

 

*

 

DIIIIT


- Öpüşmeyi sevmem.
- Bugüne kadar hayatıma 4 erkek girdi.
- Bir erkekle asla aynı banyoya girmem.
- Erkekler benim için yan zevkler, olsa da olur, olmasa da olur...

Kim demiş bunları? Bülent Ersoy

Şok, 20 haziran

*

 

KÜÇÜK BİR SORUN VAR, O DA...

Hisar Hollywood’u aratmıyor” diyor başlık. “Her yıl düzenlenen geleneksel Hisar Konserleri bu yıl Oscar törenlerini aratmayacak görüntülere sahne oluyor...”

 

Haberi yapan meslektaşım Hollywood’un Amerikan sinemasının beşiği, Oscar’ın da müzik değil sinema ödülü olduğunu bilmiyor demek ki...

 

Akşam-Pencere, 20 haziran

 

*

 

BÜYÜK BİR GAZETECİLİK OLAYI

 

Hürriyet bir büyük gazetecilik olayına daha imza attı. Manken Ebru Destan’la futbolcu Vedat İnceefe’nin aşkını (paparazzi metoduyla, uzaktan teleyle fotoğraflarını çekerek) belgeledi.

 

Haberin Devamı

Meğer Ebru kızımız bu ilişkiyi ‘sürekli’ reddediyormuş. Oysa ‘ünlü manken’ hafta sonu tatili için gittiği Çeşme’de objektiflere ‘ünlü’ futbolcuyla ‘samimi bir halde’ yakalanmış. ‘Çift’ sahilde voleybol oynadıktan sonra Sole Mare plajında güneşlenmiş.

 

Hürriyet’ten kaçılmaz!

 

Kelebek, 22 haziran

 

*

 

YURTSAN’A KATILIYORUM

 

Kızanlar olabilir, ama niye erkeklerin yaptığı her şeyi kadınların da yapması gerektiğini anlayabilmiş değilim. Eşitlikten (şans eşitliğinden, yoksa birebir eşitlikten değil) yanayım elbette ama böyle ‘onlar ne yaparsa biz de yaparız’ anlayışına dayalı ‘feminizmi’ anlamak mümkün değil.

 

Erkekler boks yapıyorsa, biz de yaparız. Güreşirse, biz de güreşiriz. Futbol oynarsa, biz de oynarız. Oysa bu sporlar, kimse kusura bakmasın, kadınlara uygun değil.

Haberin Devamı

 

Yurtsan (Atakan) şöyle diyordu köşesinde:

 

Kadın futbolcu tabi ki seksi olmalı

 

UEFA Başkanı Lennart Johansonn’un kadın futbolculara verdiği ‘reklam almak istiyorlarsa daha seksi olmaları’ önerisine kadın futbolcular tepki göstermiş. Seyredilmek değil, sadece spor yapmak için futbol oynuyorlarsa, tepki göstermekte haklılar. Yok eğer seyredilmek istiyorlarsa, ki futbol seyirlik bir oyundur, Johansonn’un önerisine kulak vermeleri gerekir. Kadınların oynadığı futbolu çekici kılabilecek tek şeyin Johansonn’un önerisi olduğunu bilsinler. Ve su balesi yapmak isteyen erkekler kadar çaresiz bir durumda olmadıkları için de sevinsinler. (Kelebek, 22 haziran)

 

Özellikle son satıra katılıyorum...

Haberin Devamı

 

*

 

TARRRRRRRRRRRRRRRRKAN!

 

Ragga Oktay anlatıyor:

 

İlk albümümü çıkarmıştım ve ilk sahnem olacaktı bu. Havalara zıplamıştım. Tarkan gibi büyük bir sanatçıyla aynı sahneye çıkmak büyük mutluluktu benim için. Üstelik Hollanda benim memleketimdi, fırsat bu fırsat şarkılarımı sahnede okuyarak halkın nabzını da tutabilecektim. O gece çıktım, 30 saniye geçti geçmedi kaseti çıkardılar, sonra ışığı kestiler. Her yer karanlığa bürünmüştü. Sadece seyircilerin alkışları duyuluyordu. Ardından iri gövdeli 10 kişilik bir bodyguard timi yanıma geldi; "Aslanım, buraya kadar. Tarkan sahne alacak. İn aşağı" dedi. Ne olduğumu şaşırmıştım. Tarkan'ın bu kabalığı çok ağrıma gitti. "İnmeyeceğim" dedim, tartaklayarak götürdüler. Meğerse Tarkan kuliste delirmiş. Seyircinin büyük bir tezahürat ve alkışla şarkılarımı dinlemesi ve gösterdiğim performans onu kıskançlık krizine sokmuş. "İndirin şunu" diye görevlilere bağırmış. Ondan sonra da olanlar oldu zaten.

Haberin Devamı

 

Şebnem Özuzcan’ın röportajı, DB Tercüman, 22 haziran

 

*

 

HALK ARASINDA YAYGIN OLAN BİR VİRÜS

 

Hürriyet’in haberi şöyle başlıyor:

 

ABD’de yapılan bir araştırma, halk arasında yaygın olarak bulunan ancak insanlara herhangi bir zararı olmayan bir virüsün...”

 

Hürriyet, 23 haziran

 

*

 

ZI HEPİ END

 

Başlık: Buz pistinde evlendiler


Spot: “Buz pateni yaparken tanışan Tolga Aydın ile Yeşim Kerime Saltık'ın aşk hikayesi başladığı yerde mutlu sonla bitti..."

 

Dilek Arslan soruyor: “Aşk filmi mi bu, ‘mutlu sonla bitti’ denilsin? :) Niye bitsin? Evlilik aşkı öldürüyor demelerinin sebebi bu tür başlıklar mı acaba?”

 

cnnturk.com, 23 haziran

 

*

 

BEN BU HABERE ‘HOPPALASA’ DİYE BAŞLIK ATAAARMIŞIM!

 

Sabancı Halding Yönetim Kurulu üyesi Sevil Sabancı kızı Mesilla Tapan’la tatile çıkacakmış, Akdeniz’de gemiyle bir tur yapacaklarmış. Ancak kızı rüyasında denizde fırtınaya yakalandığını, dalgalarla boğuştuğunu görünce, seyahatten vaz geçmişler.

 

Sanayi yatırımlarına da istiareye yatarak mı karar veriyorlar acaba?

 

Posta, 23 haziran

 

*

 

RUHUN GENÇ KALSIN AMA SEN TEDBİRİNİ AL

 

‘Cemiyet hayatının en güzel kadınlardından biri’ imiş Şebnem Çapa’nın sıfatı. ‘Yıllara meydan okuyan güzelliğini’ sormuşlar, ‘Ben her zaman ruh yaşı genç olanın fizik olarak da yaşlanmadığını savunurum’ demiş.

 

Doğrudur, mesela Aysel Gürel’in ruhu hep 18 yaşındadır. Ama, Şebnem Hanım dostum, yine de vakitlice Bonus Puanı biriktirmekte fayda var!..

 

Sabah’la Günaydın, 23 haziran

 

*

 

KENDİNİ KİTAPLARLA İFADE

 

İnsanlara kendimi kitapla ifade ediyorum, demiş eski manken yeni anne Ebru Şallı.

 

İnsanlara kendini ifade etmek için ne tür kitaplar yazıyormuş?

 

Son kitabı: “Genç ve güzel kalmak” !

 

Akşam-Pencere, 23 haziran

 

*

 

VUR VUR!

 

Hıncal Uluç, Akşam’ın genel yayın yönetmeni ve yazarı Serdar Turgut’a fena yüklendi:

 

TÜRKİYE'NİN en sıra dışı adamlarındandı Ercan Arıklı.. Onu her türlü eleştirebilirsiniz.. Bir tek şey diyemezsiniz... "Sıradan.."

Çirkin, haset, kıskançlık buram buram bir yazı ile, hem meslekte, hem özel yaşamında "Sıradan" demiş Ercan'a..

Kim demiş.. Ünlü penis yazarı.. Dünyanın en sıradan gazetesinin sorumlusu..

Eee.. Ne demiş, eskiler..

Bazıları yaparlar.. Bazıları da yazarlar.. (Sabah, 21 haziran)

Hemen ertesi gün Serdar Turgut şöyle dedi:

 

Bizim medyanın yolları, kış aylarında yağmur nedeniyle çamurlu su dolmuş oynak kaldırım taşlarına benziyor. Siz ne kadar dikkatli adım atmaya çalışırsanız çalışın, mutlaka bir yerden üstünüze çamur sıçrayıverir. Bana dün sabah sıçrayan çamurun adı Hıncal Uluç'tu. Ona birkaç satır yazıp gereken ve hak ettiği cevabı verecektim de öğle saatlerinde son yolculuğuna yolladığımız bir arkadaşımın cenazesi nedeniyle çamur ile alakadar olacağım, yazıyı bir gün erteledim. Hıncal canım sen bir gün daha bekle olur mu, dün arkadaşımızın cenazesinde güzel hatıralarla ve üzüntüyle yani sıcak dostça hislerle dolduk, dolayısıyla Hıncal canım sana bu yazıda bir saniye bile vakit ayırmak istemiyorum. (Akşam, 22 haziran)

 

Ancak, 23 haziranda sözünü tutmadı Turgut, cevabını erteledi:

 

(...) Tüm bunlar nedeniyle kafamdan kötü düşünceler, pislikler ile ilgili hisler tamamen çıktı. Hıncal'ı konu alan bir yazı yazmak bana bir zor geldi ki sormayın. Hayat böylesine lüzumsuz bir teferruat ile uğraşmaya değmeyecek kadar kısa...

 

Dolayısıyla dün size söz vermiş olduğum yazıyı bugün yazmıyorum, teferruatla uğraşacak hiç havam yok bugün, boşver gitsin. Havam uygun olduğu başka bir gün yazarım o yazıyı, Hıncal sen beklemeyi sürdür. (Akşam, 23 haziran)

 

Biz sade okurlar, nefesimizi tuttuk bu ‘basında kavga’nın devamını bekliyoruz.

 

Ama bu arada benim anlamadığım bir şey var:

 

Hincal Uluç “Bazıları yaparlar.. Bazıları da yazarlar..” derken, ne demek istedi?

 

Burada gazete-dergi yapmaktan mı söz ediyordu, yoksa başka bir fiilden mi? J

 

Not: Bu arada, Akşam gazetesi köşe yazarlarından Oray Eğin’in okurundan izin istediğiyazısında, eniştem beni niye öptü misali, Hıncal Uluç’a laf sokuşturması da dikkatimden kaçmadı. Yani benim dikkatimden kaçmaması önemli değil de, Oray Eğin’in Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut’un gözünden kaçmamıştır inşallah!... Hani yazısı boşa gitmesin diye! (Akşam, 23 haziran)

 

*

 

ÇORAPLI SEKSİN SIRRI

 

Ailenizin gazetesi Şok, cinsellik konusunda okurların hizmete (!) devam ediyor.

 

Orgazma suçüstü, başlıklı habere göre Danimarkalı bilim adamları, kadınların orgazm taklidi yapıp yapmadıklarını, beyin dalgalarını tarayarak tespit etmeyi başarmışlar.

 

Bu haberde beni asıl ilgilendiren şu cümleydi:

 

“... araştırmada elde edilen diğer bir ilginç sonuç da, ilişki sırasında çorap giymenin orgazm oranını yükseltmesi oldu!”

 

Türk erkeklerinin neden ayaklarında çorapla seviştiği böylece açıklanmış oldu!

 

Şok, 23 haziran

 

*

 

HAYIRDIR?

 

Mehmet Ali Erbil’in 4.kez evlenmesini Aykut Işıklar da yazı konusu yaptı.

 

Yazısının başlığına bakılırsa, Erbil’e pek sempatiyle bakmıyor Aykut Abi:

 

Dördüncü eşi ‘saltanat kayığına’ bindi, geriye imamın kayığı kaldı...

 

DB Tercüman, 23 haziran

 

*

 

UYSA DA KAFİYE UYMASA DA

 

Rockİstanbul kapsamında ‘heavy metal’ grubu Megadeth İstanbul’daydı.

 

HOT’un magazin sayfasındeki haber şöyle bitiyordu:

 

44 yaşındaki Mustaine (grubun solisti) ‘You are great, we’ve been Megadeth’ (Sizler harikaydınız, biz Megadeth’tik) diye kafiyeli sözcüklerle hayranlarına veda etti...”

 

Vecihe Teyzem’in evinde çalışan kadının lafını hatırladım: “Vec’anım, kızlarına ne güzel kafiyeli isim koşmuşsun bak: Se-ma-nur ve Ni-yaz...”

 

Bu kafiye de ona benzedi...

 

HO Tercüman, 23 haziran

 

*

 

KOCA BİR PROF. BENDEN İYİ BİLİR MUTLAKA AMA...

 

Ali Atıf Bir ‘Vinelog Doç.Dr...’ diye yazdı. ‘Vinoloji’ diye bir bilim dalı var mıdır?

 

Şarap uzmanına Fransızca’da ‘oenologue’ (önolog) derler, bilme de ‘oenologie’ (önoloji) derler benim bildiğim ama...

 

Kelebek, 23 haziran

 

*

 

BİR YILLIK PEŞİN

 

Yapımcı Fatih Aksoy, sevgilisi manken Aysun Kayacı’ya ev tutmuş, Levent’teki Metrocity’de ve bir yıllık kirasını da peşin ödemiş.

 

Aylık kira 2,7 milyar, yıllık 32,4 milyar lira imiş.

 

Hani belki ‘Bu işler nasıl oluyor?’ diye merak edersiniz...

 

Posta, 24 haziran

 

*

 

ALMAYAYIM, KALSIN!

 

En güzel kaza, diye verdi gazeteler. Virgin Havayolları 21.yaşını kutlamış, davetliler arasında Pamela Anderson da varmış. Uçaktan inerken elbisesi kayınce göğsü dışarı fırlamışmış da, erkekler çok heyecanlanmışmış...

 

Birincisi dahî işadamı Bronson Pamela Anderson’u boşuna davet etmez, ikincisi Bronson işini ‘kazaya’ bırakmaz, üçüncüsü Pamela Anderson’un artık görülecek bir tarafı kalmamış, dördüncüsü de – göğsü ne kelime – porno yıldızı Pamela Anderson’un her tarafını görmeyen erkek mi kaldı?

 

Posta, 24 haziran

 

*

 

MUH-TE-ŞEM !

 

Okşan Abla’nın muhteşem rüya tabirlerinden biri daha...

 

Soru: Rüyamda arkadaşlarımla bir konsere gitmek üzere yolda yürüyorduk. Bir ara ayağıma yapışan çamurları temizlerken onlardan uzakta kaldım. Tek ayağım havada olduğu için de dengemi kuramayıp yere düştüm. Fakat düştüğüm yer dışkı kokuyordu. Kanalizasyon gibi bir yerdi. Acaba bu rüyanın yorumu ne olabilir?

 

Cevap: Bu rüya senin hayatının bir döneminde oldukça zengin olacağını ve maddi sıkıntı çekmeyeceğini gösteriyor. Kanalizasyon çukuruna düşmek ve elbiselerinin kirlenmesi aynı zamanda da sana bir yerden yüklüce para geleceğini de gösteriyor.

 

Yorumdan alınacak ders: Para kazanmak için boka batmak lazım! J

 

Şok, 24 haziran

 

*

 

AAA, SAHİ Mİ?

 

Bilmiyordum, bana çok ilginç geldi.

 

Mesela (Oedipus kompleksi’ni teşhis eden) psikanalizin babası Sigmund Freud... annesinin soyadını kullanıyormuş. Başkaları da varmış böyle.

Bu tarihi şahsiyetler ana adını değil de baba adını kullansaymış...

 

Sigmund Nathanson (Freud)

William Arden (Shakespeare)
İsaac Asycough (Newton)

Johann Sebastien Lammerhirt (Bach)

Ludwig van Keverich (Beethoven)

Albert Koch (Einstein)

 

Milliyet, 25 haziran

 

*

IN-IN-INNNN! DEDİKODUYA BAK!

 

Milli sanatçılarımızdan Ahu Tuğba’nın bir sevgilisi varmış, kendi ifadesine göre ‘Türkiye’yi ayağa kaldıracak bir yabancı aktör’ imiş bu...

 

Ödül Rekortmeni Magazin Gazetecisi labelli Müge Anlı diyor ki... ‘Yabancı damat Jean-Claude Van Damme olmasın sakın!’

 

Vallahi olur mu olur, Van Damme bugüne kadar ne badireler atlattı, buna da dayansa dayarsa o dayanır! J

 

Vatan-34, 25 haziran

 

*

 

DEMEDİM Mİ NAZLI YARİM BEN SANA!

 

10 haziran tarihli Star’dan bir alıntı yapmış ve şöyle demiştim :

 

SEVMEM BU AYAKLARI

 

Gazetecilik iktidardır. Bu gücü en ‘kötü’ kullanma yollarından biri de, zaten düşecek birine yüklenip ‘Bak biz o kadar güçlü bir gazeteyiz, öyle etkili bir gazeteciyiz ki, koduk mu oturtur, vurduk mu deviririz’ ayaklarına yatmaktır.

 

Star’ın, Milli Takımlar Teknik Direktörü Ersun Yenal’a karşı başlattığı kampanya da tam budur.

 

Belki görmemişsinizdir: Yanal gitsin, Fatih Terim gelsin diye bastırıyor Star.

 

Yanal zaten sallanıyor, görevden alınınca (belki de kalan maçlar için Fatih Hoca’nın düşünüldüğünü de duymuştur yarı-resmî Star gazetesi) ‘İşte Star’ın gücü’ diyecekler, ‘biz söyledik oldu...’

 

Buyrun size 25 haziran tarihli Star’ın sürmanşeti:

 

İŞTE STAR FARKI

 

Star ne dediyse o oldu. Bir büyük görevi yerine getirmenin gururunu yaşıyoruz!

 

Star, 25 haziran

 

 

Not: Bu muhtemelen danışıklı dövüştü, Ersun Yanal’ı devirip yerine Fatih Terim’i getirmek için bir tezgâh... Melih Aşık ise bir başka ihtimal üzerinde duruyor: ‘Efendim Milli Takım’a alınmayan Hakan Şükür, cemaat ilişkilerini kullanarak AKP’nin etkisindeki Futbol Federasyonunu baskı altına almış ve Yanal’ı attırmış’. (Milliyet, 25 haziran)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!