Meclisin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Demirel, "Devlet, Doğu ve Güneydoğu Bölgesindeki vatandaşın kalkınma hamlesini canlı tutmalıdır" dedi; işte konuşmanın tamamı

Güncelleme Tarihi:

Meclisin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Demirel, Devlet, Doğu ve Güneydoğu Bölgesindeki vatandaşın kalkınma hamlesini canlı tutmalıdır dedi; işte konuşmanın tamamı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 01, 1999 00:00

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Demirel, TBMM Genel Kurulu’nda yeni Yasama Yılını açarken yaptığı konuşmada, Türkiye’de bölgelerarası gelişmişlik farkına dikkat çekti. Demirel, son 10-15 yıldır süren bölücü terör olaylarının Doğu ve Güneydoğu’nun gelişmesini olumsuz etkilediğini belirtti. Bölge vatandaşlarında görülen kalkınma hamlesini yeniden canlandırma arzusunun son derece önemli bir gelişme olduğunu kaydeden Demirel, devletin vatandaşlardaki bu eğilimi canlı tutmaya gayret etmesi gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Demirel, bölgeye götürülecek her hizmette özel sektör kuruluşları ile işbirliği yapılması gereğine dikkat çekerken, bölgenin kalkınması için önerilerini şöyle sıraladı:
"Terör nedeniyle göç edenlerin köylerine dönerek, üretici durumuna gelmeleri bir programa bağlanmalıdır. Büyük kaynak ihtiyacı gerektiren Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi’nin yanında, boşalan köylerdeki tarım, hayvancılık gibi üretim kaynaklarının uzun süre atıl kalmasının önlenmesi gereği dikkate alınarak, köye dönüşü hızlandıracak kısmi tedbirlerin de geniş çapta uygulanması üzerinde durulmalıdır.
Bu bölgelere yatırım yapılmasının teşviki, geniş çerçeveli ve sürekliliği sağlanacak bir program halinde yürütülmelidir. Türkiye Kalkınma Bankası’nın bu bölgelerde etkinliği artırılmalı ve bu amaçla yeniden yapılandırılmalıdır.
Olağanüstü Hal Bölgesi ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde yatırımların teşviki amacıyla yürürlüğe konulan yasada yeni düzenlemeler yapılmalıdır.
Bu çerçevede, kanunun yeni tesisler için getirdiği beş yıllık Gelir ve Kurumlar Vergisi istisnası süresinin 10 yıla kadar uzatılması, eski yatırımların da belirli süre istisnadan yararlandırılması,
Çalışanladan kesilen vergilerin ertelenerek ödenmesi konusunda girişimciye açık, basit, kolay anlaşılır ve uygulanır usül tarif edilmesi,
Vergi, resim ve harç istisnalarının kapsamı ve uygulama usülleri konusunda girişimcilerin aydınlatılması, uygulama süresinin uzatılması,
Yeni tesisler için getirilen sigorta primi işveren paylarının Hazine tarafından karşılanması uygulamasının 10 yıla kadar sürdürülmesi ve bölgedeki eski yatırımların da kademeli olarak bu imkandan yararlanması,
Bedelsiz tesis kuruluş yeri tahsisi işlemlerinin sadeleştirilmesi, bu gibi yerlerin altyapısının hazırlanarak girişimciye tahsisi,
Kaynak kullanımı destekleme priminin Organize Sanayi Bölgeleri lehine farklılaştırılarak etkin bir araç olarak kullanılması gibi tedbirler uzerinde durulmalıdır.
"
Cumhurbaşkanı Demirel, bölgeye yapılacak yatırımlar için tanınan yüzde 50 enerji destiği için tanınan 3 yıllık sürenin uzatılmasını da önerdi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da özel kuruluşlar tarafından yapılan birçok tesisin işletme sermayesi eksikliğinden dolayı yarım kaldığını anlatan Demirel, bu tesislerin mümkün olduğu ölçüde ekonomiye kazandırılmasını istedi. Demirel, 2 yılı ödemesiz 5 yıl olan yatırım kredilerinin vadelerinin 7 yıla çıkarılması üzerinde durulması gerektiğini de bildirdi.
Bölgede susuz köylerin bir an önce suya kavuşturulması, hayvancılığın yeniden canlandırılması, eğitim-öğretim kurumları ile sağlık kurumlarının tam kapasite ile hizmete açık tutulması gereğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı, bölgede elektrik kesintileri sorununun da giderilmesi gerektiğini vurguladı.
Devletin, Doğu ve Güneydoğu’ya birçok hizmet götürdüğünü ve götürmekte olduğunu kaydeden Demirel, "Bu konuda temel eksiklerden biri, götürülen veya götürülmek istenin hizmetlerin vatandaşlara iyi tanıtılamamasıdır. Hizmetin bu yönü de ihmal edilmemelidir" dedi.

DEMIREL ÇEVRE KONUSUNA DA DEGINDI
Cumhurbaşkanı Demirel, konuşmasında çevre konusuna da değindi ve "Bu bakanlığın teşkilatlanmasını tamamlaması ve özellikle kontrol görevinin etkili olarak yerine getirilmesi için gerekli hukuki ve fiziki imkanlara kavuşturulması zorunludur" dedi.
Türkiye’nin kalkınma sürecinde önemli gelişmeler kaydettiğine dikkat çeken Demirel, sanayileşme çabalarını sürdüren ülkede ciddi çevre sorunları bulunduğunu söyledi. Demirel, Türk boğazlarının petrol ve benzeri tehlikeli madde taşımacılığı bakımından dünyanın en önemli çevresel risk bölgelerinden birini oluşturduğuna da işaret ederek, şöyle devam etti:
"Sadece ulusal önceliklerimiz açısından değil, küresel düzeyde üstlendiğimiz sorumlulukların yerine getirilmesi açısından da Türk boğazlarının çevresel güvenliğini sağlamakta kararlı olunması gerekmektedir.
Çevre konusundaki uluslararası taahhütlerimizi yerine getirmede kalkınma çabamızı engellemeyecek ve haklarımızı savunabilecek hukuki, kurumsal ve teknik altyapının oluşturulması zorunluluğu önemini korumaktadır.
Ayrıca, Anayasa dahil olmak üzere Çevre, Orman, İmar, Maden, Turizm, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma, Umumi Hıfzısıhha, Belediyeler, Vergi Kanunu ve Medeni Kanun ile bunlara dayalı olarak çıkarılan her türlü mevzuatın çevre ile ilgili uygulamalarındaki örtüşme, çelişme ve karmaşayı gidermek amacıyla gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
"

DEMIREL ELEKTRİK ENERJISINI DE UNUTMADI
Cumhurbaşkanı Demirel, konuşmasında, ülkenin elektrik enerjisi üretim ve tüketim miktarı hakkında bilgi verdi, uzun dönemdeki elektrik açığının halen inşaatı devam eden santrallerle giderilemeyeceğini söyledi. Nükleer teknolojide çok geri kalındığını belirten Demirel, "Hal böyle iken 1.200-1.400 MW kurulu gücünde yapımı planlanan Akkuyu Nükleer Santrali için 1996 yılında yüzde 100 kredili olarak çıkarılan uluslararası ihale hala sonuçlandırılamamaştır" diye konuştu.
Demirel, bu ihalenin bir an önce tamamlanması gerektiğini bildirirken, nükleer enerji konusundaki proje ve finansmanla ilgili çalışmaların halkla ilişkiler boyutu ile de mutlaka desteklenmesi gerektiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı, Yap-İşlet-Devret modeli çerçevesinde gerçekleştirilmeye çalışılan santral projelerinde, Uluslararası Tahkim konularında çeşitli aksamalar yaşandığını da belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu sorunların artık çözülmüş olması memnuniyet verici gelişmedir. Ancak, konuyla ilgili olarak Anayasa’nın 47, 125 ve 155. maddelerinde yapılan değişikliklerin uygulamaya geçirilmesi için, Anayasa’ya uyum çerçevesinde, Danıştay ve İdari Yargılama Usulü ile çeşitli özelleştirme yasalarında gereken düzenlemelerin de bir an önce gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Hatta tahkim ile birlikte ilk defa özelleştirme kavramının da Anayasa’ya sokulduğu bu değişiklikler esas alınarak, tüm özelleştirme faaliyetlerini de içine alacak ve özellikle kamu hizmeti ve imtiyaz kavramlarını modern dünyaya uyum sağlayacak şekilde tarifleyecek yeni bir özelleştirme yasasının hazırlanması çok daha yararlı olacaktır. Böylece, yasama-yürütme-yargı arasında konuyla ilgili olarak bir süredir yaşanan sorunlar büyük ölçüde giderilmiş olacaktır."

BAKÜ-CEYHAN BORU HATTI
Cumhurbaşkanı Demirel, Bakü-Ceyhan Boru Hattı Projesi için Washington’da çeşitli finansörlerle gerçekleştirilen görüşmelerdeki olumlu havanın memnuniyet verici olduğunu, proje ile ilgili anlaşmanın çeşitli mercilerce paraflanmasının ardından TBMM’ye sunulmasını sağlayacak prosedürün büyük ölçüde tamamlandığını bildirdi.
Demirel, "Çalışma Grupları arasında halen devam eden anlaşma görüşmeleri ile uluslararası finansörlerle sürdürülen yoğun temaslar hızlandırılarak, projenin bir an önce hayata geçmesi doğrultusunda elden gelen bütün gayret sarfedilmelidir" dedi.
Doğalgazın Türkiye’nin çok önemli ihtiyaçlarından biri olduğuna da işaret eden Demirel, Türkmenistan-Türkiye boru hattının yapımı ve işletmesinden sorumlu konsorsiyumun, Türkmenistan Doğalgaz Boru Hattı Projesi kapsamında verdiği anlaşmaları boru hattının yapımını geciktirmeyecek şekilde imzalamasını önerdi.

ÖZELLEŞTİRME DE CUMHURBASKANININ KAPSAMA ALANINDA
Türkiye’de en az 100 milyar dolarlık özelleştirilecek varlığın bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, özelleştirileceği ilan edilen kurumlarda üretim ve yatırımların aksadığını, bu nedenle özelleştirmenin çabuklaştırılmasının her bakımdan önemli olduğunu söyledi.

EĞİTİM
Cumhurbaşkanı Demirel, konuşmasında eğitim konusuna da değindi. Eğitimde çağı yakalama 2000 projesi kapsamında ikili öğretime ve birleştirilmiş sınıf uygulamasına son verilmesi gerektiğini belirten Demirel,„Sınıf mevcutlarınnı aşamalı olarak 30’a indirilmesiyle ilgili çalışmalar hızlandırılmalıdır“ dedi. İlköğretimde başlatılan 40 bin yeni derslik inşasının tamamlanmasını da isteyen Demirel, “İlköğretimde en önemli sorunlarımızdan biri de öğretmen açığıdır. Bu açığın giderilmesi için her türlü gayret sarf edilmelidir“ dedi.

SAĞLIK
"Ülkemizde mevcut sağlık hizmetleri, 75 yıllık cumhuriyet tarihimizde gösterdiği büyük ilerlemelere rağmen, halen sorunlar yaşamaktadır" diyen Demirel, vatandaşın da kamu ve özel sağlık kuruluşlarının da bu kuruluşların finansmanını sağlayan kuruluşların da sağlık hizmetlerinden memnun olmadığını söyledi.
Ülkede hekim açığının da devam ettiğini belirten Demirel, özel sektörün de tüm desteğe karşılık sınırlı olarak sağlık hizmeti verdiğini, toplam yatak kapasitesi içinde özel sektörün payının yüzde 6’da kaldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Demirel, genel sağlık sigortası yaygın hale gelinceye kadar yeşil kart uygulamasına devam edilmesini, parası olmayanın hastane kapısından çevrilmemesini istedi.
Sağlık reformu yapılmasını öneren Demirel, şöyle devam etti:
"Sağlık reformu ile ülkenin sağlık hizmetleri, finansmanı, hizmet sunumu ve organizasyonu ile yeni bir sisteme kavuşmuş olacaktır. Bu oluşum, herkesin sağlık güvencesi kapsamına alınmasına imkan verecektir. Sağlık alanında acilen yapılacak iş, mevcut tesis, imkan ve kadrolardan daha iyi yararlanmak ve halkın hizmetine daha etkili bir şekilde gidilmesidir. Tasarruf gerekçesi ile hastanelerimizin birçoğunda yeterli sayıda yardımcı personel yoktur. Bundan dolayı vatandaşlarımız, fevkalade pahalı cihazlar ile hekim kadromuzdan yeteri kadar yararlanamamaktadır. TBMM’nin önünde bu durumu düzeltmek için, bir yasa tasarısı bulunmaktadır. Bunun bir an evvel kanunlaşması fevkalade büyük bir önem taşımaktadır."

ÜNİVERSİTELER
Türkiye’nin 21. yüzyıla girerken elindeki en büyük projenin üniversite projesi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ödenek yetersizliği nedeniyle altyapı yatırımlarının geri kaldığını, bunun düzeltilmesi gerektiğini bildirdi.
Vakıf üniversitelerinin Türk yükseköğretim sistemi içindeki payının artırılmasını öneren Demirel, ayrıca bunların klasik eğitim dışına çıkarak, genetik, uzay mühendisliği, sualtı arkeolojisi, biomedikal gibi çalışmalara yönelik bölümler açmasını istedi. Demirel, ayrıca vakıflara bir üniversiteye bağlı olmaksızın meslek yüksek okulu, yüksekokul, yalnız yüksek lisans yapmak üzere enstitü içeren Vakıf Yükseköğretim Okulu kurma imkanı sağlanmasını da önerdi.
TUBİTAK’ın da üniversitelerdeki faaliyetleri desteklemesi gerektiğini ifade eden Demirel, tüm üniversitelerde torba bütçe uygulamasına geçilmesinin yararına işaret etti. „Milli Eğitim Fonu’ndan yükseköğretime pay ayrılmalıdır“ diyen Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üniversiteler, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğinin teminatıdır. Ülkenin çeşitli köşelerinde kurulmaya başlanan cumhuriyet üniversitelerinin bir an evvel, bilim, teknoloji, güzel sanatlar, kültür ve sporun tümünü kapsamı içine alarak, birer yüksek ilim ve irfan yuvaları haline gelmelidir. Üniversite zeminlerinde eğitim ve öğretim hakkı zedelenmemelidir."



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!