Yener Süsoy’un söyleştiği gulet ustası Erol Ağan (…la niye röportaj yaptık..." />Yener Süsoy’un söyleştiği gulet ustası Erol Ağan (…la niye röportaj yaptık..." />

Magazinimsi alıntılar

Güncelleme Tarihi:

Magazinimsi alıntılar
Oluşturulma Tarihi: Kasım 05, 2006 21:55

Haberin Devamı

Yener Süsoy’un söyleştiği gulet ustası Erol Ağan (…la niye röportaj yaptık acaba?) şöyle diyor:

 

- Allah için benim yaptığım gulet kıçını hiç kimse yapamaz. Bizim güzel Sibel Can kızımızın poposundan ilham alarak güzel bir gulet yapmak isterim doğrusu. (Hürriyet, 30 ekim)

Ağan sadece gulet kıçı yapmayı değil, nasıl manşet olacağını da iyi biliyor maşallah!

/images/100/0x0/55ead3a5f018fbb8f899343f

*

 

Hastasının sırlarını ifşa eden doktor

 

Haberin Devamı

Adanalı 42 yaşındaki EP, Estetik Plastik Rekonstrüktif Cerrahi Uzman Prof. Dr. Nazım Durak’a başvurmuş:

- Doktor, karımı estetikle baştan aşağı değiştir. Annemin yüzünden boşandık. Anneme onu yeni bir kadın diye tanıştıracağım.

Doktor yapılacak estetik ameliyatları anlattığı gibi (Hürriyet, 30 ekim) kadın tanınmasın diye ses tellerine de müdahalede bulunacağını söylüyor.

Adamın nereli olduğunu, adının soyadının ilk harflerini ve yaşını da söyleyince… operasyon da çuvallamış olacak tabii ki, çünkü annesi bu haberi okuyacak.

Demek ki doktor ya şaka yapıyor ve da hastayla arasındaki sırları ifşa ediyor…


*

Sinemada yemek servisi

“Kozyatağı’nda Bonus Premium Cinecity-Trio Sineması’nın özel Premium Salon’u, her hafta yenilenen filmleri ve ayrıcalıklı uygulamaları ile sinemaseverlere çok özel bir deneyim yaşatıyor. Premium Salon’da, artık alkollü ve alkolsüz içeceklerin yanı sıra atıştırmalık hafif yiyeceklerin de bulunduğu yepyeni bir bar hizmet vermeye başladı. Salonun kendine ait bu özel barından film başlarında ve arasında yapılan ekstra servisler de sinema keyfini ikiye katlıyor.”

 

Kubilay Gecelerde köşesinde reklamları dinlediniz - Kelebek, 30 ekim

 

Haberin Devamı

 

*

E güzel!

 

Sınav filminde bir lise öğrencisini canlandıran Yağmur Atacan, müzik hocasına aşık olan arkadaşına “Yaşıtın kızlardan hoşlansana oğlum” deyince, seyirci basıyormuş kahkahayı.

 

Malûm, sevgilisi Pınar Altuğ, Yağmur’dah 9 yaş büyük…

Sabah’la Günaydın, 30 ekim


*

Kilisede nikâh meselesi

 

Hürriyet’te de, Sabah’ta da ‘Kilisede nikâh’ diyordu haber.

 

Spiker Burcu Esmersoy bir İtalyan’la evlenmişmiş, damadın Katolik olan ailesini kırmamış bir de kilisede nikâh kıymışlar. Ama gençler birbirlerinin dinine saygı duyuyorlarmış... (31 ekim)

 

Katolik kilisesinin kullarına göre bu mümkün değildir benim bildiğim!

 

Kilisede ‘nikâh’ kıydılarsa, Burcu Hıristiyan oldu demektir. Olmadıysa, o nikâh değildir, ‘bedediction’ yani bir duadır, o kadar.

Haberin Devamı

 

Gazeteci olsam, açar kiliseye sorardım…

 

 

*

 

Akşam’ın başlığı: Alo ben Haydan Dümen, üstünde ne var?

 

Spot: Dr.Haydar Dümen adına anket yaptıklarını söyleyen telefon sapıkları, kadınlara seks hayatını sorup mastürbasyon yapıyor.

 

İşte sapıkların 'anket' soruları:


-Kaç yaşındasın? Evli misin?
-Eşinle seks hayatınızda sorun yaşıyor musunuz?
-Eşinizle hangi sıklıkta beraber oluyorsunuz?
-Daha çok hangi pozisyonları tercih ediyorsunuz?
-Seks fantezileriniz neler?
-Mutfak ve banyoda da seks yapıyor musunuz?
-Seks yaparken kullandığınız kelepçe, deri kıyafet, kırbaç gibi aletler var mı?
-Birbirinizi yatağa bağlıyor musunuz?
-Eşinizle sevişme esnasında, ışık açıkken tamamen çıplak mı olursunuz?
-Mastürbasyon yapıyor musunuz?
-Şu anda üstünüzde ne var?

Akşam, 31 ekim


*

Haberin Devamı

 

Önce haberi okuyun:


“Kanal D'de yayınlanan Dobra Dobra programına konuk olan Seray Sever (...) Ebru Gündeş'in, ‘İlhan çok iyi bir çocuk ama ben olgun erkeklerden hoşlanırım’ açıklamasını inandırıcı bulmadığını da söyleyerek, ‘Ebru Gündeş'e İlhan Mansız'ı getirecekler de Ebru Gündeş beğenmeyecek. Biz de bunu yedik. İlhan hoş bir çocuk ve Türkiye'de her kadının beğeneceği, en azından tanımak isteyeceği birisi’ dedi.” (Hürriyet, 1 kasım)


Yani demek istiyor ki “Yakışıklı çocuk, Ebru çıtır mıtır demez götürürdü, yalan söylemesin...”


İşin bu polemik tarafı beni ilgilendirmiyor da, benim takıldığı o ‘GETİRMEK’ fiili: “Ebru Gündeş'e İlhan Mansız'ı getirecekler de Ebru Gündeş beğenmeyecek...”

Haberin Devamı


Bu piyasada, birileri birilerine böyle birilerini mi ‘getiriyor’ yani?


Bu getirenlere ne diyorlar?

 

*

 

Bedri Baykam’ın sanatı

 

“Spermlerini sildiği peçeteyi 35 yıl sakladıktan sonra sergilediği gerekçesiyle teşhircilik suçundan hakkında soruşturma başlatılan ressam Bedri Baykam, savcılıkta ifade verdi” diyor haber.

Baykam ise “İnsanlar sanatı anlamadıkları için böyle tepki veriyor” demiş. (Sabah, 1 kasım)

 

Bir gün Melih Gökçek’in bir fikrine katılacağımı söyleseler, inanmazdım!

 

 

*

 

AKP’nin valisi

 

“Artvin Valisi Cengiz Aydoğdu'nun turizm yaklaşımı şaşırttı” diyor Milliyet’in manşeti. “Vali, odalar toplantısında Karadeniz yaylalarının turizme açılması önerisine karşı çıkarken, ‘Yaylalar Müslüman - Türk kültürünün yaşadığı son yerler, oraları da mı turizme açalım?’ dedi”.(Milliyet, 1 kasım)

 

Ben hiç ‘saşırmadım’... AKP’nin valisi böyle olmalı!

 

 

*

 

İyi kız sendromu ve er-ken-bo-şal-ma

 

Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği'nin (CETAD) hazırladığı 'Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Alanında Ulusal ve Yerel Medya Yoluyla Savunuculuk' projesinin ilk dosyası açıklandı.

İki önemli tespit :


(1) Çocukluğunda yaramazlık yapmayan, genç kız olduklarında da cinsellikle ilgili konuları kendi ahlakına yakıştırmayan, sadece çeyiz hazırlamak ya da okulu bitirmekle ilgilenen kadınlar 'iyi kız' sendromu yaşıyor. Kendisini 'iyi kız' olarak tanımlayan 10 kadından 9'u orgazm olamıyor. Kadınlar, sevişmeyi başlatmayı, sevişmeye ilişkin fanteziler kurmayı ahlaksız bulup reddettiği için cinsellikten zevk alamıyor.


(2) Erkeklerde en sık görülen cinsel işlev bozukluğu, her 3 erkekten 1'inde görülen erken boşalma. Hız-lı-ko-nu-şup-hız-lı-ye-mek-yi-yen-sü-rek-li-te-laş-i-çin-de-o-lan-ki-şi-ler-se-viş-me-sı-ra-sın-da-ay-nı-te-laş-ve-pa-nik-le-hız-la-bo-şal-ma-so-ru-nu-ya-şa-ya-bi-li-yor.

(Akşam, 1 kasım)


Serdar Hatemi...


... diye bir alıntı-espri yapmıştım, Serdar Turgut 2 Kasım’ta aynı şeyi yazdı. Ama siz görmemişsinizdir diye emeğime dokunmadım!

 

 

*

 

Türkiye’de sokakta adam kalmaz yahu…

 

Hürriyet-internetin gündüz manşetlerinden biri Fuhuş tacirlerine 12 yıla kadar hapis, diyordu. Fuhuş taciri ne demektir bilmiyorum.

Spot ise şöyleydi: “TBMM Adalet Komisyonunda görüşülen çeşitli kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa teklifi, kabul edildi. Bazı değişikliklerle benimsenen teklife göre, fuhuş yaptırmak amacıyla kişileri ülkeye sokan veya ülke dışına çıkaranlara, 8 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ve 10 bin güne kadar adli para cezası verilecek.” (Hürriyet-internet, 1 kasım)

 

Bu haberi yorumlayan E.T. isimli bir okurun tepkisiyse muhteşemdi:

 

“Yetmez ki. Fuhuşa katılan ya da aklından dahi geçiren kadına da erkeğe de 12 yıl ceza ver, bak nasıl azalıyor. Bu bir arz/talep meselesi. Alıcısı olan her malın bir satıcısı bulunur. Sen alıcıları ortadan kaldır.”

 

E.T. acaba ‘fuhuşu aklından geçiren’ kadınlari ve erkekleri hapse atmak fikrini çok aradı mı?

 

 

*

 

Şebnem Sheeaffer diye bir kız var, ‘bâkireyim’ diye bir rapor çıkarıyor, Hürriyet bunu haber yapıyor. Eski nişanlısı Şenol İpek için biseksüel diyor. Yani erkeklerle de cinsel ilişkiye girdiğini iddia ediyor. Hürriyet bunu haber yapıyor. Şenol İpek, kızın annesinin elinde yataktaki görüntüller olduğunu söylüyor, ‘orada ne sesler var’ gibi laflar ediyor. Hürriyet bunu haber yapıyor. Şebnem cevap veriyor: “Ölü dirildi herhalde.” Hürriyet bunu haber yapıyor.

 

Atışma bu kadar seviyesiz hale gelince, böyle kenar mahalle tadında olunca... Hürriyet yahut ilaveleri artık buna alet olmasa, olmaz mı?

 

Hürriyet-Kelebek, 2 kasım

 

 

*

 

Ünlülerin mekanı

“Nişantaşı’nın en farklı ve güzel mağazalarından Şaşaa şu aralar herkesin gözdesi. Bu yaz Bodrum Maça Kızı Otel’in içinde, Ürdün Prensesi’nden ABD Anayasa Mahkemesi başkanına kadar dünyanın önde gelen isimlerini ağırlayan Şaşaa’nın Nişantaşı şubesinin takipçileri arasında Esra Gürsoy, Eda Taşpınar, Güher-Süher Pekinel, Daniella İpeker, Arzu Sabancı, Suzan Toplusoy, Şafak Akın, Suzan Sabancı gibi isimler var.

 

Kubilay reklamlarda...Hürriyet-Kelebek, 2 kasım

 

 

*

 

Nörolojik durum!

 

Kaya – Feraye Çilingiroğlu’nun oğulları Kayacık rahatsızlanmış, bir nörolog doktora götürmüşler. Neyse ki fıstık gibiymiş. Babası niye doktora gitme ihtiyacı duyduklarını anlatırken “Hüseyin Kaya’nın nörolojik durumundan şüphelendik” diyor.

 

Ne de olsa prof.dr. çocuğu, tıp dilinden anlıyor belli ki...

Vatan, 2 kasım

 


*


Bugün Hülya Avşar için ne yaptın?

 

Eğer Hülya Avşar haber olmanın bir yolunu bulamazsa, ki nadirdir, gazeteler Hülya Avşar haberi yapmak için durumdan vazife çıkarıp bir şeyler uyduruyorlar.

 

Hülya Avşar, İbrahim Tatlıses’ın programına misafir olunca, sayabildiğim 11 renkli gazetede 11 haber ve 14 köşe yazısı çıktı bu konuda. Ama Sabah’ı bu bile kesmemiş olmalı.

 

Çeyrek sayfa haberin başlığı: “Evlensinler, nikâh şahidi ben olurum” demiş birisi. Kim demiş? AKP Urfa milletvekili demiş.

 

Keşke gazeteye manşet yapsalarmış...

 

Sabah, 2 kasım

 

 

*

 

Benim reytingim senin reytingini döver

 

Bu arada, aklıma geldi. Ekim ayının en çok izlenen televizyon kanalı hangisiymiş dersiniz?

 

Sabah okurları için ATV, Vatan okurları için Kanal D...

 

a.g.e., 2 kasım

 

 

*

 

Eksikliğimiz 10 numara, diyor Galatasaray Başkanı Canaydın.

 

Her şeyleri tamam, bir tek 10 numaraları eksikmiş... (Sabah, 2 kasım)

 

Galatasaray UEFA mucizesini yaratanın Hagi olduğunu anlayacaktır elbet bir gün...

 

‘Zannedilen şahış’ değil!

 

 

*

 

Ben de ‘Nereden çıktı şimdi?’ diyordum

 

Türk basınında yılın bombasını Bugün patlattı: Ali Atıf Bir artık Bugün’de yazacak. Bugün, “Ekonomiden iletişime, siyasetten popüler kültüre her konunun usta kalemi...” diyordu. Allah bağışlasın. Demek ki Fetullah cemaati, Bir’in Hürriyet’ten kovulma sebebinden rahatsızlık duymamış. (Bugün, 2 kasım)

 

Geçenlerde Aykut Işıklar, Alif Atıf’a pek bir sahip çıktı; ben de ‘hiç tipi değildir ama, hayırdır’ diyordum...

 

 

*

 

Bülent Ersoy doğurabilirmiş…

 

Bilhassa sabah kahvaltıda okunması gereken bir haberdi. Şok’un sürmanşeti.

 

Bülent Ersoy doğurabilir – Kadın organlarına sahip – Doktorlar böyle diyor – Cinsiyet değiştirme ameliyatında 14 cm vajinası ortaya çıktı – Bugüne kadar sakalı çıkmadı, göğüsleri her zaman büyüktü... (Şok, 2 kasım)

 

Divamızın doğurması şart. Türkiye’nin daha çok Bülent Ersoy’lara ihtiyacı var.

 

Düşünebiliyor musunuz küçük küçük Bülentler... Ah canım!

 

 

*

 

Yukarıda yazdıklarımın… ertesi günü.

 

Hürriyet’in sürşanşeti: Yeni aşk itirafı


Kelebek’in birinci sayfasının üst yarısı: Aşk itirafı


Allah aşkına yeter, yahu midemiz bulandı artık Hülya Avşar’dan…


Hürriyet, 3 kasım



*

 

Para da mı veriyorlar?


Seren Serengil Antalya’daki Kaya oteliyle anlaşmışmış, Kurban Bayramı’nda gecesi 75 bin liraya, Yılbaşı gecesi de 150 bir liraya sahneye çıkacakmış. (Sabah’la Günaydın, 3 kasım)

 

Sahneye çıkıp da ne yapacağını bilmiyorum ama, bu paraları veriyorlarsa gerçekten Allah akıl fikir versin!

 

*

 

Bir hipnozcum, bir de yaşam koçum var” demiş Seray Sever. (Hürriyet-Kelebek, 4 kasım)

 

Demek ki kendini hipnozcu ve yaşam koçu diye yutturan bir takım dolandırıcılara para kaptırıyor.

 

Diyorum ya, Türk insanı ‘Beni dolandır!’ diye yalvarıyor, dolandırmamak için peygamber olmak gerek!

 

 

*

 

Biri Bizi Benzetiyor

 

Cumantesi öğle saatlerinde karımla televizyon karşısında bir şeyler atıştırıyoruz. TV programına bakıyor:

 

Kanal D - Fırtına (T=Tekrar), Sev Kardeşim (T), Sağır Oda (T), Yaprak Dökümü (T )

Star - İmkansız Aşk (T ), Kaybolan Yıllar (T ), En Son Babalar Duyar (T ), Evlere Şenlik (T )

ATV - İbo Show (T ), Ahh İstanbul (T ), Şöhret (T )

Show TV - En İyi Arkadaşım (T ), Survivor (T )

 

Sizi apTal yerine koyduklarının farkındasınızdır umarım!

 

Hürriyet-Kelebek, 4 kasım

 

 

*

 

Geç boşalan gazeteciler!

 

Yukarıda CETAD’ın ‘hızlı yemek yiyen erkekler erken boşalıyor’ diyen dandik araştırmasından bahsetmiştim. Bu haberi 1 kasım tarihli Akşam’dan almıştım.

 

Bundan üç gün sonra, 4 kasım tarihli Sabah’ta bir haber: Erken boşalan erkek yemek yiyişinden belli…

 

Sabahçılar’da da ‘geç boşalma’ sorunu var galiba! J

 

 

*

 

Kamuoyuyla paylaşmam sadece… gazetecilere söylerim!

Sonradan girdiği maçı kurtaran Fenerbahçe’nin kaptanı Ümit oynayabileceği tek mevkiin sol bek olmadığını işaret ettikten sonra “Fakat hocamın yüzüne söylemediğim şeyleri kamuoyuyla paylaşmam” demiş. Takvim de ‘Arkadan konuşmam’ diye başlık atıyor.

 

Daha nasıl paylaşacaksın yahu gazeteye manşet olmuş sözlerin?

 

Takvim, 4 kasım

 

(Hani kimin olduğunu unuttum meşhur bir vecize vardır: “Bir sen, bir ben bir de kamuoyu biliyor” diye…)

 

 

*

 

Anna Kurkinova (solda)

 

Akşam muhaberi Sabanur Kıraç, sözde tenisçi Anna Kurnikova ile konuşmuş.


Akşam iki kadının yan yana fotoğrafını basmış, altında ‘Tenis yıldızı Anna Kournikova ile muhabirimiz Sabanur Kılıç (sağda) konuştu’ diyor.


’Sağda-Solda’ demeye gerek yok, bakınca kimin Anna Kurnikova olduğunu anlıyoruz herhalde!


(Şaka ediyorum çünkü Sabanur da Kurnikova gibi sarışın, çok hoş bir kadın. Ama bu espri fırsatını da kaçıramazdım Sabanur!..)



*

 

Koyun tecavüzü DNA ile çözüldü, diye bir haber.

 

Ben bu haberlere çok gülerim, biliyorsunuz Çanakkale’deydi galiba doğulu bir amele keçiyi becerirken yakalandı, az kaldı PKK’nın bile yapamadığını başarıp etnik bir iç savaşa sebep oluyordu. Ayrıca tecavüz demek için ‘mağdurun isteği dışında’ bir ilişki söz konusu olması gerekir, acaba keçi razı mıydı, değil miydi, bilmiyoruz. Neyse…

 

Bu sefer koyun İngiliz, ‘tecavüzcü’ de bir Iraklı mülteci. Tabii haber aspar haber şampiyonu The Sun gazetesinden. Koyunun gözleri bantlı bir fotoğrafı da var, herşey tamam.

 

Artık The Sun’un haberi mi böyleydi, yoksa Akşam’ın (tam da Serdar Turgut’un yazısının yanına denk gelmiş yahu bu haber!) dış haberleri mi adapte etti, bilmiyorum; ama bir cümle var ki okurken altıma ettim:

 

Haberin tamamını koyuyorum buraya, bakalım siz de o detayı yakalayabilecek misiniz! Doğru cevabı yazının en dibinde vereceğim:

 

Koyun tecavüzü DNA ile çözüldü

 

İngiltere'de Iraklı bir mülteci, koyuna tecavüz edince mahkemelik oldu. Fabrika işçisi 30 yaşındaki Hidyat Amin, bir çiftlikteki koyuna, koçun gözü önünde tecavüz etti. Iraklı'nın tecavüzü, olay yerinde bıraktığı DNA'sına yapılan testle kanıtlandı. İngiliz The Sun gazetesi, tecavüze uğrayan koyunun gözlerini bantlayarak fotoğrafını yayınladı. Amin'e 6 ay hapis cezası verildi. Erkek partnerinin gözü önünde tecavüze uğrayan koyunun sahibi Frank Davidson, konuyla ilgili açıklama yapmadı.

 

Akşam, 4 kasım

 

Dedim ya, sorumun cevabı bu yazının sonunda!

 

 

*

 

Kabahat var da, kimde?

 

Belki bunu Sayın Hakkı Devrim'e göndermek uygun olurdu, Radikal'deki ‘Dil Yaresi’ köşesi için... Pazartesi alıntılarınız için küçük bir katkı…” diyor Murat Uysal.

 

Kelebek’te yayımlanan, Güzide Duran’la ilgili bir haber, şöyle bitiyor:

 

“Meslektaşı Deniz Akkaya hakkında yapılan eleştrilere ise Güzide Duran, “O benim canım arkadaşım. Onun hakkında kim ne söylüyorsa çok fazla kaide almıyorum’ dedi.” (Hürriyet-Kelebek, 4 kasım)

‘Kaide almak’ değil ‘kale almak’ olacaktı tabii. Ama, Murat Bey dostum, kabahat Güzide’de mi, haberi yazan meslektaşımda mı, onu bilemem!

 

 

*

 

Ayrı oturan evli çiftler sorunsalı…

 

Tuğçe Baran konuya girmiş demek ki, Ruhat Mengi günlerdir ‘evli çiftlerin ayrı evlerde oturması’ konusunda yazmak istiyormuş ama fırsat gelmemiş bir türlü. Daha önce de bu konuda bir hanım yazarla fikir ayrılığına düşmüşler, diyor Ruhat Hanım (Ayşe Arman’ı hatırlatıyor bu yazar da), o zaman da “Aşk varsa (ayrı evlerde oturmak) olmaz, yürümez. Muhabbet kuşları bile birbirini kıskanır’” demişmiş.

 

Hasılı “evli çiftlerin ayrı evlerde oturması fikri yürümez’ diyen Ruhat Mengi her zamanki gibi haklı çıkmış. (Vatan, 5 kasım)

 

Bu yazıya da herhalde en çok Güngör Meng üzülmüştür! J

 

 

*

 

Oto-gaz: Bir Reha Muhtar klasiği

 

Reha Muhtar, bir kız öğrencisi tarafından tacizle suçlanan lise müdürüyle canlı yayında yaptığı bir konuşmayı aktarıyor - Reha Muhtar’ın Reha Muhtar olduğu günlerde elbet. Adam bir türlü sorularına cevap vermeyince Reha kızıyor.

 

Devamını yazısından okuyalım:

Nedense öyle anlarda veciz ifadeler çıkar ruhumun derinliklerinden...
“Sen” dedim, “Reha Muhtar’a böyle yapıyorsan, kim bilir o kızcağızlara neler yapmışsındır...”
Bir Reha Muhtar klasiği söz daha çıkıvermişti işte ağzımdan...

 

Vatan, 5 kasım

 

*

 

IıııııııPot!

 

NTV’nin 10.yıl gecesinde Kanal D’nin tecrübeli ankırmeni Mehmet Ali Birand, NTV’yi överken “NTV hayatımızın o kadar önemli bir parçası oldu ki, biz Kanal D’de bile daima NTV’ye bakıyoruz’ derkene… uyanıp eklemiş ‘CNN-Türk’e baktığımız gibi’!

 

Ama bu arada kazın dibi haifiçe kızarmış! J


Star, 5 kasım

 

 

*

 

Safiya Soyman’ın başına Amazon ormanları düştü

 

Akşam haberlerinden birinde, bu alıntıları derlerken hangisi olduğunu göremedim, ‘Safiye Soyman’ın başına ağaç devrildi’ diye bir haber ilişti gözüme.

 

Bir ticaret merkezinde otururken, arkasında duran saksıda bir ağaççık devrildi, yaprakları Soyman’ın da sırtına dokunarak, masaya doğru yattı. Hepsi bu.

 

Vay efendim vay, ‘BAŞINA AĞAÇ DÜŞEN’ Soyman az kaldı ölüyordu. Sedye geldi, bağırış, çağırış, ambülans, hastane, doktor muayeneleri…

 

Artık haber olmak için ne yapacaklarını şaşırdılar!

 

Böyle şeylerden reyting uman bir kanal, 5 kasım

 


*


Not: Kendiniz bilmez bazı dedikoducular, Ali Atıf Bir’in sürekli Arçelik’e sataştığı için Koç ailesinin tepkisi üzerine Hürriyet’teki yazılarına son verildiğini söylediler. Öyle olsaydı eğer, Bugün’deki ilk yazısını Koç Holding’in satın aldığı Yapı-Kredi yönetimini ‘bütün kalbiyle kutlamaya’ ayırır mıydı Ali Atıf Bir! (Bugün, 5 kasım)

 

 

*

Yukarıdaki haberde beni güldüren laf:

 

‘… koyuna, koçun gözü önünde tecavüz etti!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!