Londra usulü Uzakdoğu restoranı Wanna

Güncelleme Tarihi:

Londra usulü Uzakdoğu restoranı Wanna
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2003 00:00

Geçen hafta üniversiteden arkadaşım Rıza Büyükuğur aradı, Levent Büyükuğur ve Berk Ekşioğlu ile birlikte yeni açtıkları Uzakdoğu yemekleri restoranı Wanna'nın açılış partisine davet etti. Söz vermiştim, yemedim içmedim, kalktım gittim.İtalyan yemekleri ile ünlü Da Mario'yu ve Beşiktaş Plaza'nın en üst katındaki Vouge'u bilirsiniz, aynı üçlü, diğer adlarıyla İstanbul Doors Group, oraların da sahibi. Rıza'dan öğrendiğime göre uzun süredir hayalleri Londra'daki Hakkasan gibi bir Uzakdoğu restoranı açmakmış. Sonunda hemen Odakule'nin dibindeki Anjelique'i Wanna'ya çevirerek hayallerini gerçekleştirmişler. İşin ilginci ne biliyor musunuz? Reklam ajanslarının önerdiği 'Wanna' ismini onayladıklarında 'Wanna'nın Çince'de 'Hayalleri satın almak' anlamına geldiğini bilmiyorlarmış.Rıza'nın, Levent'in ve Berk'in restoran işine adanmışlıklarına şapka çıkarıyorum. Üç restoranda toplam 170 kişi istihdam ediyorlar ve sadece lojistik hizmetler için 15 kişi var. Çok profesyonel oldukları Wanna'dan da belli. Çinli Aşçı Chen'i Sydney'den getirmişler. Ayrıca mutfakta 4'ü Türk, 5'i Çinli 9 yamak çalışıyormuş. Bir de danışmanları var. Londra'daki ünlü Vietnam Lokantası'nın sahibi Nam Long. Açılış partisinin ilerleyen saatlerinde karşılıklı göbek attığımda bu şahsın Nam Long olduğundan haberim yoktu. Olsa yine atardım.Rıza'nın eşi Mine'yi de Wanna'da görünce pek sevindim. O da okuldan arkadaşım. Uzun süredir görmüyordum. Hele onaltı yaşına gelen kızlarını da alıp mutlu aile tablosu şeklinde dans ettiğimizde 'Ah ah günler nasıl geçiyor' diye neredeyse bir hüngürdemediğimiz kaldı. Wanna bizim bildiğimiz kırmızı halılı, ejderha resimli, çekik gözlü garsonlu, gıy gıy da gıy gıy müzikli klasik Uzakdoğu restoranlarından değil. Son derece çağdaş bir mimari tasarımı var. Aralara ayrıntı olarak Uzakdoğu figürleri serpiştirilmiş, en belirgin Uzakdoğu figürü de aydınlatmalar. Mimarın, aydınlatma çözümünü çok beğendim. Hani dışarıda satılsa iki tane de eve ben alacağım. Müzik ise fevkalade. Bir kere seviye yüksek.Mönüde Çin, Vietnam, Tai, Japon usulü çorbalar, dürümler, dana, kuzu, ördek, balık her şey var. Benim bu tür restoranlardaki test ürünüm acılı ekşili çorbadır. Denedim. Harika. İkinci test ürünüm de çıtır dana etidir. O da süperdi. Tatlılardan ılık mango keki mutlaka deneyin. Wanna'nın kendine özgü hoş kokteylleri de var. Alkolsüz Good Driver'ı öneririm.Wanna'yı tümüyle çok beğendim. Rıza'yla bir kere daha gurur duydum. Rıza'ya da, Berk'e de, Levent'e de İstanbul adına teşekkür ediyorum. İstanbul'a böyle rafine bir yeme-içme mekanı kazandırdıkları için. Wanna'nın kategorisinde Da Mario ve Vouge gibi bir İstanbul klasiği olacağına eminim. Çok belli. (0-212-244 59 22- 243 17 94)Hürriyet'te haberin tanımı mı değişti?Son on yıldır medya eleştirisi yapmak çok moda. Hele internet çıktı, elini sallasan medya eleştirisine daha doğrusu etikçisine çarpıyor. 'Gazeteciden çok medya eleştirmeni var' desek yeri. Medya eleştirisi yapmak için bir ehliyet falan da gerekmiyor. Futbol eleştirisi yapan bile 'Acaba zamanında futbol oynamış mı?' diye sorgulanıyor, ama medya eleştirisi yapana 'Kim bu muhterem? Medya eleştirisi yapıyor ama acaba Kolombiya ekolü ile Frankfurt okulunu birbirinden ayıracak kadar iletişim alanında birikimi var mı?' diye soran yok. Horkheimer ve Adorno'nun 'Kültür Sektörüne' bakışlarından haberi olan zaten yok. McLuhan, Joshua Meyrowitz, Raymond Williams, Stuart Hall, Walter Benjamin, Pierre Bourdieu da tahminen çoğunluk için Şampiyonlar Ligi'nde top koşturan oyuncular neyse o. Oysa iletişim alanındaki temel metinleri bilmeden çalakalem eleştiri yapmak, temel tıp bilgisi olmadan kırık çıkık tamir etmeye benziyor. Böyle durumlarda hastanın sakat kalma olasılığı iyileşme olasılığından daha yüksek değil midir? Yüksektir, ama yapılıyor işte. Amaç, fırsat varken aşağılamak, kendine gazetecilik uzmanı süsü vermek ve medya çalışanları arasında medya gurusu olarak itibar görmek. İşin ilginci de bu yoldan itibar sağlayan çok. Aynı sahte peygamberler gibi. Suç iletişim fakültelerinde ama. Onlar hálá Ertuğrul Özkök'ün 'Medyaya düşman yetiştiriyorlar' sözünü tartışadursunlar, medya çıkıkçıları önüne geleni sakat bırakmaya devam ediyorlar.Bu 'bıçak kemiğe dayandı' girişinden sonra gelelim G-string olayının analizine... Malum fotoğrafın yayınlandığı gazete Hürriyet. Hakkıyla medya eleştirisi yapacaksanız o gazetenin duruşunu, yayın çevresini değerlendirmek zorundasınız. Hürriyet 350 bin lira kategorisinde hem en çok satan, hem de okuyucuları için kurumsal itibarı en yüksek gazete. Hürriyet, Tan değil. 'İş kazası' fotoğrafının pornografik olarak algılandığını düşünmek art niyetlilik onu geçelim. Dolayısıyla Hürriyet yazı işlerinin 'cinsel sorunları var' demeye getirmek son derece hesapçı bir zihniyet, hele de onlarca penis yazısı yazıp kimseden 'Acaba arkadaşımızın cinsel sorunları mı var?' tepkisi görülmediği halde.Hürriyet, başarısını, haberi seçerken editoryal yargılar, pazarın istekleri ve etik ilkeler arasında denge kurmasına borçlu. Hürriyet için haberin tanımı belli: Beklenmeyen, alışılmışın dışında olan. 'İş kazası' fotoğrafına konsept olarak 'her gün gördüğümüz fotoğraflardan' diyen var mı? Eğer varsa bırakın onun gazeteciliğini, normal duyularının doğru çalıştığından bile şüphe duyarım. Hürriyet okurları bu haberi görmek istemezler mi? Her gün 'Hadi beni şaşırt diye eline Hürriyet'i alan Hürriyet bağımlıları niye bu haberi reddetsinler ki? Hem Hürriyet okuru buradaki 'şaşırtıcı' durumu anlayamayacak kadar ebleh mi? Hürriyet yazı işleri bu fotoğrafı seviyesiz bulur mu? Niye bulsun ki? Burada önemli olan G-string'li bir kalça göstermek değil ki. Eğer öyle olsa bu fotoğrafın zaten yeri belli, arka sayfa üst köşe. (Gerçi bu fotoğrafı konseptinden ayırın arka sayfaya bile giremez ya, o da başka bir gerçek) Burada önemli olan haberin konsepti. Ciddi bir haber toplantısı, düşülen komik durum. Eğer muhabir düşük maaşını protesto etmek için kalçasına patronunun resmini çizip, G-stringini öyle gösterseydi ne yapacaktık? Yine basacağımız fotoğraf iki yuvarlak arasına giren bir ipten çok daha fazla şeyi, yani bir konsept'i ifade etmeyecek miydi?Peki ya muhabirin durumu? Bu muhabirin aynı duruma düşerek fotoğrafı çekilen amatör bir tenisçiden ne farkı var? 'Kızım, karım, ablam gibi' namusa yönelik feodal erkek söylemini bırakalım. Burada kimsenin röntgencilik yaptığı yok, sadece bir konsept haber var. Haberci de denizden babası çıksa yer! Yoksa yemeyenler mi var?Cinsiyet ayrımcılığı mı? Türkiye'de yıllardır eğilince G-stringi ortaya çıkan bir sürü erkek tüpçü yok mu? Var. Hiç onlarla ilgilenen gördünüz mü? Bu bir sosyal gerçek. Aynı, kadınlara kapı açmak ya da hesap ödettirmemek gibi. Bence de nezaket gereği önde giden herkese kapı açmalı, hesap da ortak ödenmeli. Ama bir de gerçek var. Dolayısıyla burada ayrımcılık argümanı da doğru değil. Bir de bu olayda 'iş kazasına' uğrayanın erkek olduğunu ve G-string giydiğini düşünsenize! Sonuç: Hürriyet Yazı İşleri tepkiler karşısında geri adım attı. Benim analizim haber yayınlanmalıydı diyor. Dolayısıyla yazı işlerinin kararını yadırgadım. Yoksa Hürriyet'te haberin tanımı değişti de benim mi haberim yok! Neyse, laf açılmışken, bu muhabir hangi toplantıyı izliyordu anımsayan var mı?Cuma LAKIRDISIİnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor. Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için. (W. Shakespeare)Cuma TakıntısıTa Nisia&Varelli bu hafta sonu şiddetle önereceğim lokanta. Eğer canınız Rum yemekleri çekiyorsa tabii ki. Ben, böyle lezzetli lahana dolma yemedim. Daha neler neler... Abartmıyorum. Mutlaka deneyin. İstiklal'den Odakule'nin arkasına çıkın ve sorun. Çok kolay. (212) 292 55 16
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!