Güncelleme Tarihi:
İstanbul’daki bazı İmam Hatip okullarında okuyan öğrenci ve velilerin başvurularını değerlendiren yüksek mahkeme, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde öğretim üyeliği yapan Sevgi Kurtulmuş’un talebini reddetti.
Şikayetçiler, İmam Hatip okullarında ve üniversitede türbanla derslere girilmesine getirilen yasağın, eğitim ve din özgürlüğüne aykırı olduğunu ve ayrımcılık yarattığını savunmuştu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, her iki başvuruyu da daha başvurunun kabul edilmesi aşamasında reddetti.
Yüksek mahkeme, kararını Leyla Şahin davası kararındaki hükümlere dayandırdı ve Türkiye’de laikliğin spesifik önemine vurgu yaptı.
AİHM, Türkiye’deki Milli Eğitim Bakanlığı ile kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık-kıyafet yönetmeliğinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile uyumlu olduğunu belirtti.
Karar, Leyla Şahin davasının türban ve kamusal alanda kılık-kıyafet yönetmelikleri konusunda gerçek bir emsal olduğu şeklinde yorumlanıyor. Yüksek mahkeme, benzer konudaki başvuruların davalaşmasına izin vermiyor.
AİHM'NİN LEYLA ŞAHİN İLE İLGİLİ KARARI
AİHM, Leyla Şahin'in açtığı türban davası ile ilgili kararını 10 Kasım 2005'te verdi. Mahkeme, Türkiye'nin ihlalinin bulunmadığı maddeleri şöyle sıraladı:
Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu'nun ifade ve din özgürlüğünü konu alan dokuzuncu maddesi - 1'e karşı 16 oy
Eğitim hakkını konu alan ikinci maddesinin birinci protokolü - 1'e karşı 16 oy
Özel yaşam ve aile hayatına saygı hakkını konu alan sekizinci madde - oybirliğiyle
İfade özgürlüğünü konu alan 10'uncu madde - oybirliğiyle
Ayrımcılığı konu alan 14'üncü madde - oybirliğiyle
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Leyla Şahin, 1998'de derslere türban takarak girdiği gerekçesiyle aldığı disiplin cezasının insan haklarına aykırı olduğunu savunarak, AİHM'ne başvurmuştu.
AİHM'nin 29 Haziran 2004 tarihinde, Türkiye'nin insan hakları ihlalinde bulunmadığı kararını vermesi üzerine Şahin'in avukatları davanın temyiz niteliği taşıyan Büyük Daire'de görüşülmesini istemişti.
Temyizi görüşen Büyük Daire, yasağın onaylanmasını kararlaştırdı. Büyük Daire, Türkiye'nin insan hakları ihlalinde bulunmadığı görüşüne vardı.