Le Monde'dan Türkiye'ye iğne, Batı'ya çuvaldız

Güncelleme Tarihi:

Le Mondedan Türkiyeye iğne, Batıya çuvaldız
Oluşturulma Tarihi: Ocak 07, 1998 00:00

Haberin Devamı

4-5 Ocak tarihli Le Monde gazetesinin ‘Avrupa ve Kürtler’ başlıklı başyazısında, Türkiye'nin Kürt politikası sert bir biçimde tenkit edilirken, Avrupa'nın Kürt mültecilerin, bilhassa da Kuzey Iraklı Kürtlerin durumundan sorumlu olduğu vurgulandı.

Ünlü gazetenin görüşünü yansıttığı için önemli olan bu başyazıda ayrıca Türkiye'de Türk-Kürt ayrımı yapılmadığı, Kürtlerin bir tehdide maruz kalmadığı da vurgulanıyor. Le Monde'un başyazısı şöyle :

‘Hem Kürt azınlığına kötü muamele ettiği iddiasıyla Avrupa kapısını Türkiye’nin yüzüne kapıyacaksın, hem de İtalya sahillerine çıkmaya çalışan Kürtleri Avrupa'ya sokmayacaksın; bu tutarlı bir tavır mı? Halbuki, kimi İtalyan yöneticilerin söylemlerinin aksine, Avrupa'nın yaptığı bu.

Sığınma hakkı bireyseldir, kitlesel değil. Kürt olmak baskıya maruz kalındığı veya Avrupa'nın demokratik havuzlarından birine otomatik olarak kabul olunacağı anlamına gelmez. Evet ama, bu talihsiz insanlar, insan taciri mafya tarafından kandırılıp sınırlarımıza dayanınca, ne yapmamız gerekir? Komşuları sınır kapılarını sıkı sıkı tutar ve İtalya'ya kendi sınırlarını daha iyi korumasını tavsiye ederken, Roma'nın cevap vermesi gereken sual bu. Ne yapmak gerek? Sanki tek bir ‘Kürt problemi’ varmış gibi, kamuoyunun bir kısmı olanlara çok üzülürken, sevimsiz koruyucu politikaları uygulamak zorlaşır, Türkiye ile Avrupa arasında zaten gergin olan ilişkiler bir kere daha gerilirken, Roma'nın cevap vermesi gereken sual bu.

İtalyan içişleri bakanının yaptığı gibi, her Kürde sığınma hakkı verilebileceği iması biraz tehlikeli. Ne İtalya ne diğer bir Avrupa ülkesi böyle bir ihtimali kabule hazır. Zaten Türkiye'deki Kürtlerin durumu Irak'takilerle bir değil. Avrupa, Türk ordusunun ve polisinin aşırılıklarını, adaletin ve anayasanın çarpıklıklarını, Türk politikacıların ayrılıkçı olmayan Kürt isteklerine cevap vermedeki acınacak kabiliyetsizliklerini, evet, kınamalı. On yılda ülkenin Güneydoğu'sunu halkından boşaltan bu kısır politikanın başarısızlığı mahkum edilmeli. Ancak, Avrupa'nın, Türkiye'de insanlara Kürt oldukları için ayırım yapılıyor veya Kürt oldukları için insanların hayatı tehlikede demeğe hakkı yok, çünkü bu doğru değil.

Avrupa'ya gelen sığınıcıların çoğu Türk değil Kuzey Iraklı. Kuzey Irak Batılıların korumayı üstlendiği ve Saddam Hüseyin'in gaddar elinden aldıkları bir bölge. Bu operasyon için Türkiye'nin lojistik desteğini istediler. Türkiye'de gerekeni yaptı. Öyleyse bugün, Iraklı Kürtleri kaçmaya zorlayan korkunç durumdan kim sorumlu ?

Avrupa, Otrente sahillerine vuran bu boat-people'ın akla getirdiği bu suallere İtalya'nın tek başına cevap vermesini bekleyemez. Lüksemburg zirvesinde Türkiye'yi son derece küçük düşüren, Avrupa masasında uyduruk bir tabure ikram eden Avrupa, bu vesileyle, hem Kürt mülteciler konusunda, hem de Ankara ile daha verimli bir diyalog tesisi konusunda ortak tavrını belirlemeli.'

Kırmızı telefon

TÜRKİYE ile İtalya arasında, kaçak göçle mücadele için ‘direkt telefon hattı’ gündeme geldi. Konu ilk kez iki ülke teknik heyetleri arasında Kasım ayında yapılan toplantıda ele alındı. Türkiye, kaçak göçle daha etkin mücadele için İtalyan heyetine, ilgili yetkililer arasında ‘acil ve doğrudan temas kurulması için’ bir ‘kırmızı telefon’ hattı oluşturulmasını önerdi. Konu, önümüzdeki 15 gün içinde Türkiye'de yapılacak ‘ortak komite’ toplantısında da ele alınacak.

Bu arada Türkiye de, toprakları ve karasularında kaçak göçü engellemek için önlem almaya başladı. Kaçak göç için kullanılabilecek boş gemiler belirlendi ve sıkı takibe alındı. Boğazlar, sahiller ve limanlardaki denetimler sıkılaştırıldı.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!