Laf olsun torba dolsun!

Güncelleme Tarihi:

Laf olsun torba dolsun
Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 2003 00:00

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, 17 Kasım günü televizyonlarda yayınlanan demecinde, İstanbul'daki sinagog saldırılarıyla ilgili olarak, ‘‘Terörün dini ve milliyeti yoktur’’ demişti.Aynı gün, terör saldırılarının ele alındığı Bakanlar Kurulu toplantısından sonra bir açıklama yapan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek'in, ‘‘Bu bir insanlık suçudur. Bu işi yapanlar insan da, Müslüman da değildir’’ cümlesi dikkat çekiciydi. Terörle ilgili olarak, 1970'lerden bu yana duymaya alıştığımız, sağcı ve İslamcı basında okuduğumuz klasik değerlendirmelerdi bunlar.* * *Ürdün'de yayımlanan Rey gazetesinin yazarı Muhammed Naci Umeyra da aynı kafadaydı: ‘‘Türkiye'deki iki sinagogun bombalanması, Arap ve Müslüman ülkelerden hiçbirinin çıkarına değil. Faillerin amacı Müslüman imajını çirkinleştirmek... Bu menfur saldırıyı gerçekleştiren terör örgütlerinin İslam'a ait olması veya Müslümanlar olması mümkün değil.’’Bunun ardından ipe sapa gelmez şeyler yazan Arap gazetecinin aklı daha da karışıktı.* * *Sinagog saldırıları terörün milliyeti ve dini olmadığı savını yalanlıyor. Terörün dini de milliyeti de var. İki saldırıda da başrolü oynayan iki canlı bomba ve yardımcıları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları. Demek ki dolaylı da olsa terörün milliyeti varmış... Bu dört kişi aynı zamanda Müslüman! Demek ki terörün dini de varmış.Teröristlerin DNA testlerine dayanılarak saptanan ve gazetelerde yayınlanan kimlikleri, ‘‘Bu işi yapanlar insan ve Müslüman olamazlar’’ cümlesini de yalanlamakta. Bu insanlar cinayetlerini ‘‘milliyet’’ hesabına değil, İslam dini adına işlediler.Bu nedenle, ‘‘Terörün dini ve milliyeti yoktur! Bu işi yapanlar insan ve Müslüman olamazlar!’’ türünden değerlendirmeler, İslam'ı ve Müslümanları korumayı amaçlamasına karşın, dolaylı da olsa, gerçekte terörü korur duruma düşmektedir.Bu nedenle devlet ve hükümet yetkililerinin terör konusunda konuşurken son derece dikkatli olmaları gerekiyor.* * *Tarih boyunca insanların kimliklerinde ve aidiyetlerinde harç görevi yapan milliyet ve din, toplumların varoluş serüvenlerinde en büyük paya sahip olmuştur. Ama siyasallaşmadıkça, siyasetin peşine takılmadıkça, siyaseti peşine takmadıkça... Milliyet ve din, siyaset kaftanını giydiği andan itibaren özgürlük sona erer, adaletsizlik, körleşme ve şiddetin saati çalışmaya başlar. Bu nedenle, siyaset adamlarının terörle ilgili aforizmalar döktürmeden önce, milliyet ve dinin siyasallaşmasından nasıl sakınılacağını öğrenmeleri gerekmektedir.* * *20 Kasım teröründen sonra, Başbakan ile Hükümet Sözcüsü'nün din ve milliyet ambargosundan vazgeçmeleri dikkat çekiciydi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!