Ladin'in bile unutturamadığı bienal

Güncelleme Tarihi:

Ladinin bile unutturamadığı bienal
Oluşturulma Tarihi: Eylül 23, 2001 00:00

İSTANBUL'un, gecelerini aydınlatan, gündüzlerini şenlendiren, 7.Uluslararası İstanbul Bienali açıldı.Bienalin gördüğü ilgiyi anlatan en iyi kanıt; Aya İrini'nin bahçesinde 3000 kişinin toplanmasıydı.Yüzyıllık ağaçların altında, imparatorluktan cumhuriyete bütün değişimleri yansıtan atmosferi yaşarken, maviden siyaha dönüşen her Sultanahmet gecesinde sonbahar, bir başka güzeldir.Güneş battı, gece hafif hafif inerken sanat ve sanatçı her yanda hüküm sürmeye başladı.Aya İrini'nin önündeki insanlar, bu eşsiz şehre Kültür Başkenti unvanının kazandırılmasında önemli rol üstlenmişlerdi.Ünlü küratör Rene Block'un bir sözünü anımsadım. İstanbul'a gelir gelmez, ilk cümlesi şu olmuş:‘‘İstanbul bir gün Venedik'i geçecek, zaten geçmesi de gerekir.’’Düşünün mukayese ettiği bienal, uzun bir geçmişe sahip Venedik Bienali.Doğanın, birbiri içinde eriyen kültürlerin şehri İstanbul...Bienal eksiğindi, onu da gördün.* * *İKSV (İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı) Başkanı Şakir Eczacıbaşı, serginin ana temasının, fikrinin, konseptinin açıklandığı açış konuşmasında, katıldığım bir saptamada bulunuyor:‘‘Bienalin Japon küratörü Yuko Hasegawa da, bienalin konusunu, Ergokaç ya da Gelecek Oluşum İçin Ego'dan Kaçış olarak seçmiş bulunuyor. Yuko Hasegawa'ya göre, bireysel ego ve kişisel özgürlüğün büyük önem kazandığı Yirminci Yüzyıl, benmerkezcilikten kaynaklanan aşırı maddecilik, hırs, rekabet ve etnik çatışmalar gibi, çeşitli sorunları da yanı sıra getirmişti. Oysa, yeni uygarlıkta, teknoloji ve ulaşımdaki gelişmelerin yol açtığı sınırsız karşılıkla alışveriş, insanları bencilliklerine ya da ego'ya sıkı sıkıya bağlı kalmaktan kurtarıp paylaşmaya yöneltiyor; paylaşılan kolektif bilinç ve kolektif zeká bambaşka ilişkiler arayışına yol açıyor.’’Sanat, insanın bildiklerinin tekrarlanması değil. Her an insanın kendini, yaşadığı dünya içindeki konumunu sorgulatan bir hareket noktası.Evrim Altuğ, hazırladığı Hürriyet Gösteri'deki (1 Eylül 2001) Bienal Dosyası'nın girişinde herkesi Bienal'e çağrıyor:‘‘Yine ve ille de, sanat denen şeyden en az anlayan insanın tam bu etkinliğin aradığı asıl insan olduğunu yüksek sesle tekrar etmekte fayda var. Küratör Hasegawa, kısa bir süre önce izlediği Tarkan'ın ülkesinde gönüllü tanıtımını üstlenmeye karar verdiğini söylüyor.Hasegawa, Tarkan'ı dinleyebildi ve böyle bir şeye niyetlendiyse Bienal'e niçin milyonlarca İstanbullu akmasın?’’Bienal, 22 ülkeden 63 sanatçıyı bir araya getirdi. Darphane-i Ámire, Aya İrini Müzesi, Yerebatan Sarnıcı, Platform/Osmanlı Bankası-Güncel Sanat Merkezi ve Beylerbeyi Sarayı'nda izlenir. Bienal'in yöneticisi Emre Baykal'ı kutlarım.* * *İSTANBULLULAR...Sanatın ve sanatçıların İstanbul buluşmasını kaçırmayın.Bienal'i gezerseniz, İstanbul'da yaşamanın en azından bir sanatsal ayrıcalık olduğunu fark edersiniz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!