Güncelleme Tarihi:
Kutan, partisinin Meclis Grup toplantısında yaptığı konuşmada, geniş halk kitlelerinden fedakarlık isteyen 2000 yılı ekonomi programının 2001 Şubatı`nda duvara çarptığını söyledi. Uygulanan IMF programlarının ülkeyi krize, hatta iflasa sevk ettiğini ifade eden Kutan, Türkiye`nin küresel ekonominin çevre ülkesi yapılmak istendiğini öne sürerek, "ama bunlar normal şartlarda yapılamazdı. O nedenle kriz çıkarıldı" dedi.
Türkiye`nin uluslararası finans çevrelerinin ve çok uluslu şirketlerin pazarı haline getirildiğini, bankalara yapılan müdahaleler, tütün, şeker ve ihale yasasının bunun için çıkarıldığını öne süren Kutan, ülke olarak konulan hedeflerden, kalkınma, büyüme, büyük ülke olma iddialarından bu şekilde vazgeçildiğini söyledi.
Kutan, hükümetin, halkın umudunu ve onurunu kırdığını, iddiasını yok ederek, geleceğini kararttığını savundu.
IMF`den beklenen 10 milyar dolarlık kredinin, "ABD vizesine bağlı olduğunu" öne süren Kutan, şöyle konuştu:
HÃœKÃœMET ACÄ°Z
"ABD, ilkbaharda bölgemizde başlatacağı yeni savaşlar için Türkiye`den tam destek istemektedir. Şu trajikomik duruma bakın. Başbakan ABD`ye gidiyor. Kendisine soruluyor; (ABD, Irak için sizden destek isterse ne yapacaksınız?) Cevaba bakınız; (Umarım bu konu konuşulmaz, umarım ABD Irak`a müdahale etmez.)
Böyle saçmalık olur mu, böyle hükümet olur mu? Türkiye böyle aciz bir hükümet emanet edilebilir mi? Milletin geleceği böylesine bir aymazlığa terk edilebilir mi? Açıkça söylüyorum, Buradan Sayın Ecevit`i, ortaklarını ve hükümeti uyarıyorum. Teslimiyetçiliği bırakın, Irak`a müdahaleye vereceğiniz destek, ülkenin siyasi ve ekonomik geleceğini tehlikeye atar. Buna hakkınız yok. Geleceğini umduğumuz para ile kısa vadede borçları çevirirsiniz, ama orta ve uzunvadede millet çok ağır siyasi ve ekonomik bedeller ödenek zorunda kalır.``
CİDDİYETSİZLİKLER BU DÖNEMDE YAŞANDI
Kutan, çok ilginç paradokslara ve çelişkilere şahit olduklarını dile getirerek, ``milliyetçilik iddiasını öne çıkara seçim meydanlarından mangalda kül bırakmayan, (bağımsızlık, böldürmeyiz, asarız) hamasetleri yapan, dürüstlük, ciddi devlet adamlığı taslayanların iktidarda bulunduğunu`` söyledi. Recai Kutan, şöyle devam etti:
``Ama ortada ne bağımsızlık kaldı ne dürüstlük ne ciddiyet. En bariz teslimiyetçilik örnekleri, en büyük soygunlar, en ağır ciddiyetsizlikler bu dönemde yaşandı, yaşanıyor. Bu milliyetçiler, demokrasi ile ilgili, hak ve özgürlüklerle ilgili taleplere gelince aslan kesiliyor, (olmaz, ülke bölünüyor) diye kükrüyorlar ama yine bu milliyetçilerin aldığı kararlarla ülkenin ekonomik ve siyasi geleceği tehlikeye atılıyor, ülke yoksullarla zenginler olarak bölünüyor, bunlardan ses yok.``
 Â