Kübra bizi affetmedi
Güncelleme Tarihi:
Reha ERUS
Oluşturulma Tarihi: Ekim 11, 2007 00:00
Avrupa Parlamentosu Sosyalistler Grubu parlamenteri Lilli Gruber, "İslam’ın kız çocukları" adlı kitabında first lady Hayrünnisa Gül’e yer ayırarak kendisiyle yaptığı söyleşiyi aktardı. Hayrünnisa Gül söyleşide, kızı Kübra’nın mezuniyet törenini de anlatıp, "Türbanı yüzünden diplomasını almak için platforma çıkamadı ve bizi hálá affetmedi" dedi.
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül ilk kez yabancı bir kitapta yer aldı.
İtalya’nın ünlü eski haber ve yorum sunucularından, şimdilerde Avrupa Parlamentosu Sosyalistler grubu parlamenteri Lilli Gruber, "Figlie dell’Islam" (İslam’ın kız çocukları) isimli son kitabında Türkiye’nin yeni türbanlı first lady’si ile yaptığı söyleşiye verdi. Gruber kitaptaki söyleşi de şunları anlattı:
"Hemen konuya girdim ve ne zamandan beri örtündüğünü sordum. Soğukkanlılıkla ’13-14 yaşındayken’ dedi ve devam etti. ’İnanın ailemden kimse beni zorlamadı. Ve ben de kızım Kübra’yı zorlamadım. Tam tersi karar vermeden beklemesini ısrarla önerdim. Ama bizden gizli örtünmeye başladı. Bu benim ve eşim için sürpriz oldu’ dedi.
Londra’da endüstri mühendisliği okurken kızı Kübra için türban ne siyasi sorun ne de şaşkınlık yaratıyormuş. Burada değişik bir yöntem uyguluyormuş Kübra. Şöyle anlatıyor first lady; ’Kardeşi Ahmet gibi Kübra da mühendislik okuyordu. Evden birlikte çıkıp üniversiteye gittiklerinde Ahmet doğrudan dershaneye giriyor, kızım ise İslam’ın türban yerine geçerli kıldığı peruğu takmak için tuvaletin yolunu tutuyordu. Bu yıl mezuniyetinde diplomaların verildiği platforma, toplum içerisinde yasak olduğu için türbanı nedeniyle çıkamadı. Bunun üzerine diploması bulunduğumuz tribünde kendisine yanımızda sunuldu. Ertesi gün Kübra’nın diplomasını alışı bütün gazetelere manşet olmuştu. Hálá bizleri affetmedi.’ Bilkent Üniversite’nin endüstri mühendisliği bölümünden mezun olan Kübra Gül, Haziran ayındaki törende türbanı nedeniyle platforma çıkamamış, diploması kendisine protokoldeki babası tarafından verilmişti."
AYNI SORUN Gruber, "Aynı sorunu şimdilerde Kübra’nın annesi Türkiye’nin first lady’si de yaşıyor. Her ne kadar yurt dışında yabancı devlet adamları tarafından kabul edilmesine karşın ülkesinde şimdiye kadar ne resmi törenlere ne de resepsiyonlara katılabildi" hatırlatmasını da yaptı.
Sahneye çıkamamıştı
Dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün kızı Kübra, Bilkent Üniversitesi’nin 14 Haziran günü düzenlenen mezuniyet töreninde, türbanlı olduğu için sahneye davet edilmemişti. Diplomalarını almak için isimleri okunan öğrenciler sahneye çıkarken, Kübra ismi okununca babasının yanına giderek diplomasını onun elinden almıştı. Kübra Gül’ün, arkadaşları kep atarken, babası ve annesinin yanında oturması da dikkat çekmişti.
Türban için dünyayı tersine çevirecek gibi durmuyordu
Lilli Gruber, "Skandal first lady" bölüm başlığının altında özetle şunları anlattı: "İnatçı ve medyadan uzak durmaya özen gösteren şimdilik resmi törenlere, resepsiyonlara katılmayan bu kadını yakından tanımak istedim ve fırsatını buldum. Karşısındaki divana oturduğumda önümdeki masanın üzerindeki çay fincanları ve yerel kurabiyelerden gözümü ayırıp baktığımda karşımda tebessüm etmeye her an hazır, yuvarlak yüzlü, büyük kestane renkli gözleriyle kendisiyle söyleşi yapmayı bekleyen, kişiye ciddiyetle bakan bir hanımefendiyi gördüm. Ellerini dizleri üzerinde kavuşturmuş türban uğruna dünyayı tersine çevirecek bir hali olmadığını gösterir gibi duruyordu."
İtalya’nın ünlü eski haber ve yorum sunucularından, şimdilerde Avrupa Parlamentosu Sosyalistler grubu parlamenteri Lilli Gruber, "Figlie dell’Islam" (İslam’ın kız çocukları) isimli son kitabında Türkiye’nin yeni türbanlı first lady’si ile yaptığı söyleşiye verdi. Gruber kitaptaki söyleşi de şunları anlattı:
"Hemen konuya girdim ve ne zamandan beri örtündüğünü sordum. Soğukkanlılıkla ’13-14 yaşındayken’ dedi ve devam etti. ’İnanın ailemden kimse beni zorlamadı. Ve ben de kızım Kübra’yı zorlamadım. Tam tersi karar vermeden beklemesini ısrarla önerdim. Ama bizden gizli örtünmeye başladı. Bu benim ve eşim için sürpriz oldu’ dedi.
Londra’da endüstri mühendisliği okurken kızı Kübra için türban ne siyasi sorun ne de şaşkınlık yaratıyormuş. Burada değişik bir yöntem uyguluyormuş Kübra. Şöyle anlatıyor first lady; ’Kardeşi Ahmet gibi Kübra da mühendislik okuyordu. Evden birlikte çıkıp üniversiteye gittiklerinde Ahmet doğrudan dershaneye giriyor, kızım ise İslam’ın türban yerine geçerli kıldığı peruğu takmak için tuvaletin yolunu tutuyordu. Bu yıl mezuniyetinde diplomaların verildiği platforma, toplum içerisinde yasak olduğu için türbanı nedeniyle çıkamadı. Bunun üzerine diploması bulunduğumuz tribünde kendisine yanımızda sunuldu. Ertesi gün Kübra’nın diplomasını alışı bütün gazetelere manşet olmuştu. Hálá bizleri affetmedi.’ Bilkent Üniversite’nin endüstri mühendisliği bölümünden mezun olan Kübra Gül, Haziran ayındaki törende türbanı nedeniyle platforma çıkamamış, diploması kendisine protokoldeki babası tarafından verilmişti."
AYNI SORUN Gruber, "Aynı sorunu şimdilerde Kübra’nın annesi Türkiye’nin first lady’si de yaşıyor. Her ne kadar yurt dışında yabancı devlet adamları tarafından kabul edilmesine karşın ülkesinde şimdiye kadar ne resmi törenlere ne de resepsiyonlara katılabildi" hatırlatmasını da yaptı.
Sahneye çıkamamıştı
Dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün kızı Kübra, Bilkent Üniversitesi’nin 14 Haziran günü düzenlenen mezuniyet töreninde, türbanlı olduğu için sahneye davet edilmemişti. Diplomalarını almak için isimleri okunan öğrenciler sahneye çıkarken, Kübra ismi okununca babasının yanına giderek diplomasını onun elinden almıştı. Kübra Gül’ün, arkadaşları kep atarken, babası ve annesinin yanında oturması da dikkat çekmişti.
Türban için dünyayı tersine çevirecek gibi durmuyordu
Lilli Gruber, "Skandal first lady" bölüm başlığının altında özetle şunları anlattı: "İnatçı ve medyadan uzak durmaya özen gösteren şimdilik resmi törenlere, resepsiyonlara katılmayan bu kadını yakından tanımak istedim ve fırsatını buldum. Karşısındaki divana oturduğumda önümdeki masanın üzerindeki çay fincanları ve yerel kurabiyelerden gözümü ayırıp baktığımda karşımda tebessüm etmeye her an hazır, yuvarlak yüzlü, büyük kestane renkli gözleriyle kendisiyle söyleşi yapmayı bekleyen, kişiye ciddiyetle bakan bir hanımefendiyi gördüm. Ellerini dizleri üzerinde kavuşturmuş türban uğruna dünyayı tersine çevirecek bir hali olmadığını gösterir gibi duruyordu."